eğer istanbul'da okuyorlarsa ve aileleri istanbul'da yaşamıyorsa istanbul'da okumanın yılda kaça patladığının farkında olan ve bunu babalarına (veya annelerine) nasıl açıklayacaklarını kara kara düşünen yazarlardır.
örnek: babam üniversiteye başlarken şöyle demişti;
''okulu 4 yılda bitirdin bitirdin. 5. yıl benden tek kuruş bekleme.''
2 senelik universiteyi 7 senede bitirebilme marifeti gösteren kisiler bu isin piri sayilmaktadir. hatta onlar aylak ögrenciler icin aziz mertebesine ulasmıslardir.
yazar olmadan önce dahil olmayacağımı düşündüğüm ama final haftasında sabaha kadar sözlüğün başından kalkamayınca geldim ben de burdayım dememe neden olacak topluluk...**
alttan dersleri olan, ve inatla alttan ders sayısını katlayarak hayatını sürdüren, özellikle özel okulda okuyorlarsa bunun baskısı altında ezilen, ailesine durumu söleyemeyen ama aileye göre son kendilerine göre daha 2. sınıf bile olmayı başaramamış yazar grubu cinsi.
(bkz: tanıdık geldi sanki)
keşke o yıllara dönebilseydim de dahil olabilseydim diye düşündüğüm yazar grubu. zira, sene kaybı diye düşündüğünüz bu uzatmaların aslında, iş hayatına atıldıktan, hayat gailesi içine girdikten sonra hele de yıllar ve yıllar sonra daha da belirginleşen bir iç sızısıyla, hayatınızın en güzel dönemlerinden biri olduğunu anlıyorsunuz.
teorik olarak okulu kafamda bitirmis olmama ragmen, gunahlarin koyvermemesi uzerine okulunu yarim donem daha uzattigim ve bu baslik altinda itiraf ettigim entry.