özellikle ilkokul yıllarında yaşanan bir çiledir. nedir ki eğitsel kol? eğitsel kol çocuklara sorumluluk duygusunu aşılamak, sosyal yaşama hazırlamak ve grupla çalışmayı öğretmek amacıyla uygulanan bir sistemdir. burası işin zırvalık kısmıydı.
asıl olay şudur. bir gün öğretmen sınıfa gelir ve çocuklar sizi eğitsel kollara ayırıcam der. ahmet mehmet siz trafik kolu, ayşe tolga siz spor kolu, fatma deatly sizde hava gözlem kolu olun. hayatın o yaşta yeni bir anlam kazanmıştır. çok büyük bir sorumluluk yüklenmiştir omuzlarınıza. hava gözlem kolu. havayı gözlemeliyim. ya yağmur yağarsa benden habersiz. öğretmenim bana kızar, annem babam beni sevmez artık. sonra manyaklar gibi gökyüzüne bakmaya başlanır.
- fatma gördün mü şu bulutu? siyah bulut. kesin yağmur yağacak.
+ evet. hemen örtmenimize söleyelim.
- du bi dakika fatma. bak şu bulutta kalbe benziyor. benim kalbim,ben sana aşık oldum fatma..
+ örtmenimmm.. örtmenimmmm.. deatly bana edepsiz laflar etti..
* ne?? gel lan buraya, terbiyesiz ahlaksız seni. çatttttttt(tokat sesi)
sonradan jeton düşer. bu kol traştan. daha iyi bir kol bulmalıyım kendime. önce arkadaşlarla yer değiştirilmeye çalışılır. o da olmayınca öğretmene gidilir ve kol değiştirmek için ağlanır. araya veli sokulması en etkili silahtır.
yeşilay kolu... statü sahibi kollardan biridir. insanları zehirlerden kurtarma görevi bahşedilmiştir size. ilk iş evden başlarsınız.
- baba sen sigara mı içiyorsun? sigara içmeyin. içki hiç içmeyin..
+ peki oğlum canım oğ... lan lan!! bırak o şişeyi atma. allah gitti güzelim litrelik rakı. pencereden atılır mı lan o? ahanda hamdi beylerin arabasının üzerinde düşmüş... ulan senin ben.. çattttttt...
buda traş. lan hangi kola geçsem? dünyaya hizmet etmeliyim ben . trafik kolu, evet evet, trafik kolu benim olmalı.. örtmenim...
- amca.. amca.. az önce kırmızı ışıkta geçtiniz. gördüm ben sizi, plakanızı da aldım. sizi şikayet edecem.
+ sittir lan pijjj... çaaaaaaaaaaaaat.
- müdür bey ben okulu güzelleştime kolu baş sorumlusuyum. okulumuzun basket potaları değiştirilmeli, sınıfların camları genişletilmelive okulda bedava çikolata dağıtılmalı..
+ çık lan dışarı! bi dahada kapı çalmadan içeri girme. çaaaaaaaat...
- ahmet paranı hep çikolatayla, simitle çarçur ediyosun. paranı biriktimeli ve değerlendirmelisin. sen değerlendiremiyosan ver bana bu işi ben yapayım.
+ örtenimmm!! deatly benden haraç istiyor.
* neaaaa?? gel lan buraya. çaaaaaaaaaaaaaaaaaaatt. yarın babanı çağır okula. çaaaaaaaaaaaaaattt.
hacı iyiden iyiye dayak delisi olduk bu okulda. lan yok mu şöyle sessiz sedasız bir kol?.. belkide ben yaratmalıyım..
- örtmenim ben kolumu değiştirmek istiyorum.
+ şimdi hangisine geçeceksin?
- kurma kolu olmaya karar verdim örtmenim.
küçük yaştaki çocuklar için çok tehlikeli aktivitelerdir. bi keresinde sınıfta bi kavga çıktı ilkokul 1. sınıfta. öğretmen ne oldu diye sordu.
okan : ötmenim yemeğini ben yedircem diyom hayır diyo ( ağlamaklı)
örtmen : neden olm öyle bişi yapıyosun ?
okan : bu sınıfın beslenme kolu benim örtmenim ama :(
harbiden çocuklar etkileniyor. lütfen biri bunu durdursun
öğrencilerin okul içinde abidik kubidik işlerde görev alması ve bu görevlerden çeşitli bilgi ve beceriler edinmesi, oynaması, zıplaması, sosyalleşmesi için; kısaca birey olabilmesi için omuzlarına bindirilen hafif görev ve yükümlülüklerdir.
amaaaa... bunların arasında, benim hayallerimi süsleyen beslenme koluydu! hoş ne kadar uğraştıysam da bir türlü beslenme kolu olamamıştım ya, içimde hep bi ukte olarak hayallerimde asılı kaldı.. hala bunun ezikliğini hissederim.. neyi cezbederdi bu kadar? neyi mi? ulan adamlar sınıf başkanından sonra ikinci otoriteydi sınıfta. * başkan yardımcıları her zaman arada harcanmıştır şimdi biribirimizi kandırmayalım. ama beslenme kolu öyle miydi? heyt be! ikinci teneffüs olduğunda gardiyan gibi dikilirlerdi kapıya da kimseyi dışarıya çıkartmazlardı! biraz faşist bir eylem ama bazen hocanın bile söz geçiremediği o sınıfı kontrol altında tutmak, hele o yaşta, her baba yiğidin harcı değildir. buradan aramızdaki beslenme kolu olan yazarları/okurları kutluyorum.. tabii işi hakkîyle yapabildilerse.
sınıftan dışarıya sadece birkaç kişi çıkabilirdi; onlar da kantinden beslenen* zengin çocuklardı. isimleri bile aklımda ulan! zeynep ve serdar.. ara sıra da duygu.. ne kin beslemişim lan! * onlar hariç herkes evden kızartma, zeytin, peynir ve domates ağırlıklı şeyler getirirlerdi. haftada bir gün börek getirebilene "bu da yakında kantinden alır." gözüyle bakılırdı, dışlanırdı bir nevi..
patates kızartması götürürdüm genelde, tabi o da ikinci tenefüse kadar o kabın içinde sertleşirdi, kaskatı kesilirdi o yağların arasında. yine de yerdim afiyetle. ekmek arası domates-peynir! var mı senin gibisi?
trafik kolu olana araba kullandırcaklarmış diye söylentiler çıkardı ortaya, herkes trafik kolu olcam diye birbirini yerdi... ilkyardım kolu vardı bir de, birine bir şey olunca açılın uleeayn ilkyardım yapacaaam derlerdi. sanki doktor pezemenkler... *
en büyüklerinden biri de tarafımdan çekilmiştir. zira ben kardeşlik koluydum. sevgili eğitim sistemimiz evrendeki en büyük ütopyayı bir eğitsel kola dönüştürmeyi başarmış, bana da bu kavramın gereklerini uygulamaya geçirme görevini uygun görmüştür. tamam 9 yaşımda 'toplumların kardeşliği' adında seminerler düzenlemiyordum, yaptığım kavga edenleri ayırmaktan ibaretti. ama bir düşünün 9 yaşında 2 tane terli velet ne anlar kardeşlikten barıştan.. herifler teneke kutuyla oynanan futbol liginde gol kralı şu anda kim konulu bir kavgaya tutuşmuşlar. bırak kardeşliği düşmanlık safhasından bile uzaklar manasız bir eğlence olarak görüyorlar bu dövüşü. bende de nasıl bir görev bilinci ve aşkı varsa nerde bir kavga olsa istemeye istemeye biterdim orda en temiz dayağı ben yerdim 'ayrılın' diye haykırırken.. suç bende sanki cia hıyar ne giriyorSun olaya 'ben kardeşlik koluyum' diye bağırarak. bir köşede yaz kavga edenleri..
garip tesadüfler yumağı da olabilir. okulun en sikko kollarından biri olan yeşilay kolu başkanı olaraktan, lise sonda ders zamanı içki içerken müdür muavini tarafından yakalanmam gibi. eğitsel kollar=bütünsel çile olmasa, ne diye ekşın yapayım ya. ben de insanım.
düşünüyorum da eğer trafik kolu, kütüphanecilik kolu, müzik kolu,vs. gibi eğitsel kollar üzerinde daha çok durulabilseydi, trafik kazaları daha az, kurallara daha çok uyan, çok okuyan, kültürlü bir toplum olabilirdik. ancak eğitsel kollar bizim için "okullardaki eğitsel kol çilesi" olarak kaldığı sürece ne yaşıyorsak hak etmişizdir.