Bakanlık, okullardaki ders süresini 45 dk'dan 35 dk'ya indireceğini açıklamıştır. Öğrenciler merak etmesin; o en sıkıntılı son 10 dk, yine dersin içinde.*
insanların dikkatin bir konu üzerinde kalma saati zaten 40 dakkikadır.fakat öğrencilerin sevmediği derslerin geçmemesi 35 dakkikaya inse bile fark etmez sıkılan ögrenci hep sıkılır.
liseden çıkıp üniversiteye gelen ve 2 saatlik* dersleri görünce amcuracak öğrencilere sahip olacağımızı müjdeleyen uygulamadır. 35 dakika ne arkadaş? 10 dk ders 10 dk tenefüs olsun bari. sonra da dersanelere neden gidiyor bu çocuklar diye düşün. hangi dersane 50 dk dan kısa ders yapıyor?
gayet yerinde bir uygulama zira 45 dk nın son 10 dakikası hocaya isyanla geçmekteydi.
not: mezun olduk yeni uygulama geldi. nedir bu 92 lilerin üzerindeki kara büyü. anlamamaktayım yahu.
bakanlığın "illa da birşeyleri değiştirmek lazım" zihniyeti yüzünden amaçsızca yaptığı değişikliktir. sonu "s" ile biten üniversite öncesi yüz tane sınavda durmadan değişiklik yapılmasıyla aynı şeydir.
bütün rönesanslar ben okulu bitirince yapılır zaten. lise bitti beyaz ayakkabı serbest oldu.* üniversite bitti dersler 35 dk. oldu. daha önce olsaydı istatistik dersine girer ve rahar rahat geçerdim.*
"bize olmadı kimseye de olmasın" zehirli yaklaşımına kurban gitmemesi gereken güzel olaydır.
özellikle ilköğretim çağındaki öğrenciler 40 dakika sınıfta dikkatini toplayarak ders dinleyememektedirler. sınıf yönetimi iyi olan bir öğretmen bu 35 dakikayı en iyi şekilde nasıl değerlendireceğini zaten bilir, endişeye mahal verilmemeli.
canı sıkıldıkça acayip işler yapan bakanlığın bir başka numarasıdır, okuldan geldiği gibi bilgisayarına koşan bir lise öğrencisi olarak söyleyebilirim ki, beni memnun etmemiştir.
35 dakikada 17-18 yaşında adamlara ne verebilir bir hoca allasen? 45 dakikalık derste, başında yavşaklık olurdu, sonra toparlanılır ve hiç değilse 30 dakika kadar ders işlenirdi. bu da fazlasıyla yeterli oluyordu. her dersten önce çeşitli kaynatma planlarımız olurdu ve bunları bazı saf hocalarımıza rahatlıkla uygulayabilirdik. ben söyleyeyim, ders süreleri 35 dakika olursa hocanın ders anlattığı, bakın ders işlenen demiyorum, ancak 15 dakika olur.
eğitim sistemi zaten rezalet. bir de ders süreleri aşağı çekiliyor. sözlükteki büyüklerimiz de rahatsız olacaklar zaten okuldan erken çıkıp sözlüğe koşmamızdan. eheh. benim için asıl sorun şu ki, kış aylarında karanlıkta okuldan çıkmaya alıştım ben. kar altında bayiye gitmeye, otobüs beklemeye alıştım ve yaz tatiline girdiğim gün, okulu özlerim bunlar yüzünden.
siktimin yerinde beni 14:30'da okuldan çıkarmayın. gerekirse okuldaki hizmetlilerle temizliğe kalırım ama 15:35'ten önce okuldan ayrılmam ben mna koyim! 16:30'a kadar da durakta otururum.
40 dakikayken ne hayrını gördük de 35 e düsünce bi fark yaratılacak?egitim sisteminin verimsizligini yapısal reformlarla gidermek yerine bu sekilde yok 5 dakika kısaltalım, yok sbs yapalım o da olmadı sbs yi kaldıralım diye sacmasapan uygulamalar yururluge giriyor.gerçi ex bakan hüseyin çelik dediydi milli egitimi otomatik pilota bagladık diye gerçekten artık haklı olduguna inanıyorum, milli egitim otomatik pilotta ama navigasyon bozuk, rotadan çıkalı baya oldu.
40 dk lık dersi 35 dkyı düşürerek elde ettiğimiz 5 dk lık kazancın özellikle son sınıf öğrencilerini ilgilendirmeyen durumdur. (bkz: biz zaten ölmüşüz öss den)