Bu özgürleşme harekatı diye anlatılan olay okullarda türbanın önünü açmak için kullanılıyor bu bir. ikincisi okullardaki öğrenciler arasındaki sınıf farkını ortaya daha çok çıkaracaktır, özellikle ergenlik dönemine yeni girmiş çocukların marka ve güzel giyinme tutkusu bitmek bilmeyecektir arkadaşı bilmem ne markası giyerken o çocuk pazardan giyiniyorsa ailesine karşı tavır alacaktır ve onlara olan sempatisi azalacaktır. başbakan ve bakanları kendi ideolojileri uğruna güya özgürlüklerini vermişlerdir. türkiye gençleri bu uygulamayı kaldıracak kadar olgun değiller.
Direk türbanı getirmeleri çok dikkat çekerdi ve kuran dersinde türban takan öğrenci diğer derslerde de bazı okullarda onu çıkarmayacaktır ve hocalar buna tolerans gösterecektir bu açıktır. Fakir bir ailenin çocuğu dışarıya çıktığında bir kıyafetini giyer bilemedin iki ama 5 gün boyunca farklı ve güzel giyinen çocuk karşısında kendini küçük görmeye başlar . hiç bir özgürlüğe el atmayan akp hükumeti neden yıllardır çözümlenemeyen türbanın okullarda serbestliği konusuna yakın bir konuda özgürlükçü oldu anlaşılır değil. Eğer konu özgürlükse insanlar islamı yaşamakta özgür derler ve diğer dinleri atarlar çöpe. bu da bir özgürlüktür ilericiler açısından sanırım.
Sınıf ayrımının önüne geçilemez. Bu da o yaşlarda birçok öğrenci için psikolojik baskı, kompleksli nesiller oluşturur. Ayrıca zaten güvenli olmayan okullarda sivil insanlar rahatlıkla okula girebilir. Türkiye henüz hazır değil bir kenara, gerek bile yok.
Açık açık söylecek halleri yoktur bunu geçmişteki uygulamalarından anlayabiliriz eğer biraz sorgularsak. Her şeyi adım adım yaparak ülkeyi dindar bir toplum yapısına getirmeye çalıştıkları bellidir. Başa ilk geldiklerinde sadece dine yakın oldukları bilinirdi daha sonra uygulamalar kendini belli etti ve gittikçe artmakta çünkü arkasında halkın yarısı var diğer yarısı muhalefet etmese zaten istediğini direk söyler ve uygulardı. Eğer toplum olarak yaptıkları uygulamayı saf ve iyi niyet olarak algılamasaydık bugün burada olmazlardı hitleri her ne kadar sevmesem de çok güzel bir lafı vardır. insanların düşünememesi liderler için büyük şanstır.
Gayette aynı okulda olabilir, galatasaray lisesini kazanmış fakir bir aile çocuğu ile zengin bir ailenin çocuğu olabilir oluyorda. benim lisemde bu şekildeydi ama o kadar fark edilmiyordu.
o yıllarıma dönüyorum bakıyorum pek fazla giyecek kıyafetim yoktu, ailemin bütçesi belliydi... benim zamanımda böyle birşey çıksaydı kesin giyecek sıkıntısı çekerdim. ve arkadaşlarımın arasında, o çocuk yüreğimle o ezikliği yaşardım.
zira o önlüklü yıllarımda... biz kimin zengin olup olmadığını kantin alışverişinden anlardık, öğretmenlerimiz beslenmede bile bazı öğrenciler alamıyor diye bazı şeyleri yasaklardı.. hey gidi günler hey..
şimdiki çocukların bazılarının ellerinde binlik telefonlar, kılık kıyafetleri marka şekil, diğer tarafta ise ezilip büzülmeden bir şekilde okumaya çalışan gariban çocukları..
ulan biz zamanında kravatım olmadığından, ceketim yırtıldığından, pantolonum toz olduğunda, ceketin düğmesini iliklemediğimizden ve buna benzer sebeplerden bir ton fırçayı, bir ton hakareti ve (zaman zaman) bir ton dayağı boşuna mı yedik?
bir yandan bize zamanında bunları çektiren hocalarım aklıma gelince iyi oldu diyorum, çağdaş ve modern eğitim işte budur, şimdi ne yapacaklar bakalım (gerçi çoğu emekli oldu ama onlar gibi düşünen bir çoğu da var)?
bir yandan da bu türban olayı çok can sıkıcı, bayan öğrenciler için kısa etek, vucut hatlarını gösteren kıyafet olmayacakmış, çaktırmadan kızları türbana sokma girişimi gibi bir durum da var,
bizim öğretmenlerimizin okul forması üzerinde yaptıkları baskı, şu andaki öğretmenlerin türban ve kapanma üzerinde yaptıkları baskıya mı dönüşecek? ikisi de iki ucu boklu değnek
ne zaman öğrencisinin giydiğini ne kendi egosuna ne de kendi görüşüne ters bulmayan ve bunu bir baskı aracı olarak görmeyen çağdaş eğitimciler gelirse işte o zaman gerçek eğitim sistemine kavuşuruz...
