gittikçe şovenist nesillerin yetişmesinden kaynaklanır. sevginin, aşkın dahi ağzına sıçıp kenara atan, arkadaşlarının yanında artiz gözükebilmek adına bağımlılık yapan maddeler kullanan, kendini her şeyden üste gören bir nesil. önyargıların oluk oluk aktığı bir düşünce yapısına sahip bir nesil.
nasıl o eski şiirlerdeki, beyoğlunda yaşanan naif aşkların toz pembe rengi, iki üç gün elleşip malı gibi kullanıp sonra sıkıldım diye tekmeyi basanların sayesinde bok rengine dönmüşse, öğetmenlerin o eski yüce, önder ve saygın görüntüsü de alaşağı edilmiştir.
yıllar önce hatırladığım bir haberi hala unutamıyorum, haydarpaşa lisesinde hoca ders anlatırken adamın altındaki pantolonu indirip bir de bunu telefona çekmişlerdi. ulan bu nasıl orospu çocukluğu? biri de babana aynısını yapsa diycem ama senin sikik kafanda aile kavramı da büyüyene dek sömürülüp ağzına sıçılası bir kurum gibi algılandığı için diyecek hiç bir halt bulamıyorum. öyle isterim ki hayat şartları neticesinde öğretmen ol ve karşına senin gibi döl ziyanları çıksın.
sınav sisteminin suçudur, kimsenin okulla öğretmenle işi kalmamıştır artık. ben de senelerce gittim o lanet okullara hiç bir öğrenmenime öğrenmen olduğundan dolayı zerre saygı duymadım. insan oldukları için göstermem gereken saygıdan fazlasını göstermedim, hiç birinin kalbini kırmamaya çalıştım fakat pek çoğu onu bile haketmiyordu. siyasi görüşü ön planda; zaten birilerinin kayırmasıyla gelmiş; o kişilerin, o zihniyetin çocuklarını kayırmaya devam eden; türkiyenin sayılı fen liselerinden birinde öğretmenlik yaptığı halde hiç bir şeyden haberi olmayan angutlardı çoğu. öğrenci devam zorunluluğundan okula gider. akşama parasını verdiği gıkını bile çıkartamayan hoca, anne babanın gözetiminde ders anlatır. akşam da çocuk babası kızmasın diye ödevlerini yapar. sen sağ, ben selamet.
maalesef çok doğru bir tespittir. ailedeki eğitimsizlik mi desek, teknolojinin ilerlemesi mi desek yoksa yıllar geçtikçe insanların ciddi şekilde saygısızlaşması mı desek, artık sebep her ne ise, okullarda öğrencilerin birbirine ve öğretmenlerine saygıları yok denecek kadar azalmış durumdadır.
evet gerçekten böyle sınıf üzerinde otorite kuramayan sözde hocalar vardır. tabi öğrencinin yaptığı öküzlüktür de başka bir hoca olsa o öğrencinin ya söz le ya da fiziki bir müdahahle ile ağzına sıçardı. eğer öğrencilerden laf yiyen onlar üzerinde otorite kuramayan bir hocaysanız zaten bir bok öğretemezsiniz öğrencilere takmazlar sizi. bu tür öğretmenler meseleği bıraksın ya valla ne öğrenciler sıkılsın ne bu hocalar üzülsün. bu tip hocalar yüzünden öğrenciler dersten soğuyolar zaten. bizim de bir kimyacı vardı kadın odtü kimya mezunu ama görsen embesil sanarsın kadını. kesinlike öğrencilere hiç bir şey öğretemiyordu. sınıf üzrinde otoritesi yoktu ve öğrencileri dersten soğutmaktan başka hiç bir halta yaramıyordu. tama bir öğretmen belki kensini dersi ile ilgili çok şey biliebilir ama bunu öğrencilere aktaramıyosa o kişi öğretmenlik yapmıyordur.
Eskiden saygı ve disiplin okullarda kol geziyordu da ne oldu ? O okullardan yetişen adamlar şu anda ülkeyi yönetiyor. Ülkenin içler acısı hali ortadayken eski eğitim sisteminin içi boşluğunu disiplin ve saygı var diye göz ardı edip methiye mi düzmemiz gerekiyor ?
Ben eğitimciyim. içi boş olan her eğitim sistemine karşıyım. Stabile olmamış eğitim sistemine karşıyım. Saygı, disiplin vs. gibi şeylerle bir yere varamadık. Bu çok açık.
( Saygı ve disipline değil, okullarda dayakla sağlanmaya çalışılan disipline ve bomboş şeylerde aranan saygıya tavrım. )
gayet normal olay. öğretmenlerin maaşı çok düşük bu da onların karizmalarını düşürüyor. öğrenciler de öğretmenlere saygı duymuyor. ben şahsen benden az para kazanan kimseye saygı göstermem, senli benli konuşurum çünkü dünya düzeni böyle. eğer öğrencilerin öğretmenlere saygı duyulması isteniyorsa öğretmen maaşı ülkede tavan maaş olarak belirlenmelidir açık ve net.
Medeniyetle saygısızlığı karıştıran bünyeler yüzünden ortaya çıkan durum.
Hiç unutmuyorum üniversite ikinci sınıftaydık, hoca ders anlatırken bir soru sordu; kızın teki el kaldırdı ama istifini hiç bozmadı, neredeyse yatar pozisyonda ağzını yaya yaya dalga geçercesine bir yanıt verdi. Adam o kadar tontiş uyardı ki, o kızda biraz edep olsaydı yerin dibine geçerdi, ben onun yerine utandım resmen.
' Ben ne kalkacağım ağbieğ ' gibi görgüsüzlükleri medeniyet sanan bir salaklık var nesilde.
Ortama biri girdiğinde büyük/küçük gözetmeden kalkılır, kalkılmayacaksa da oturuşa çekidüzen verilir hele ki bu sana Bir şeyler öğretmeye gelen bir insansa. Bu nasıl bir üslup bozukluğu, ben o hocanın yerinde olsaydım dersime görgü eğitimi almadan girme derdim, yine gayet olgun davranmıştı adam.