'Listening(dinleme)' kavramı yerleşmeden okuma, yazma, gramer gibi unsurlar bireye öğretilmeye çalışılır. Küçük bir çocuk nasıl ki tam manasıyla düzgün cümleler kurabildiği yaşa kadar sürekli olarak seslere, kelimelere, konuşulanlara maruz kalıyorsa; ve bu esnada bunları belleğe yerleştirip dili çözüldüğü zamanda şakır şakır sizinle konuşmaya başlıyorsa, bir dil öğrenmedeki yöntem de bununla aynı doğrultuda olmalıdır. Yani bir bireyin bir dili öğrenme serüveni sırasıyla duyma, telaffuz-konuşma, okuma-yazma şeklinde yerleşir ve gelişir. Bizim eğitim sistemimizde duyma(listening) kısmı tamamen pasifize edilmiş, her zaman okuma-yazma-gramer kısmı bireye öğretilmeye çalışılmıştır.
Siz hiç konuşmaya başlamadan okuyup yazabilen bir çocuk gördünüz mü? Bir şeylerin sırası karışmış sanırım. Sınavdan geçer not almaya dayalı bir dil eğitimi bireye hiç bir katkı yapmaz. Birey duyacak, hissedecek, düşünecek, kavrayacak, cümle kurmaya çalışacak, yani yoğun olarak bu aktiviteye maruz kalacak. Türkçe düşünüp ıngilizce cümle kurmaya çalışmayacak. Düşündüğü şeyler senkronize bir şekilde dilinden dökülecek şakır şakır.
Velhasıl eğitim şart!
okullarda genellikle kelime vs öğretilmeden direk grammar öğretilmeye çalışılıyor dolayısıyla çocuklar tamamen yabancı oldukları bir dersle başbaşa kalıyor. ingilizcede iyi bir öğretmene sahipseniz durumlar farklı oluyor tabi. benim hem ilkokul hem de lisede ki öğretmenim çok iyiydi biraz da benim ekstra çabam sayesinde şuan ingilizcem oldukça güzel.
Okuldaki ingilizce dersleri;
Good morning children.
good morning teacher.
how are you today?
fine thanks and you?
thanks, sit down. -kacinci sayfada kalmistik??
Gibi diyaloglarla dolu oldugu icin var olan sorunsaldir. Yani bence bu yuzden. Yeni nesillerin daha iyi durumda oldugunu dusunuyorum gerci, en azindan oyle dusunmek istiyorum.
önce ihtiyaç ortamını yaratıp, sonra öğretilmeye çalışılırsa çok daha başarılı olunacağına inandığım eylem.
-sizi maria ile tanıştırabilirim gençler buda kuzeni james. onlarla konuşmak ister misiniz?
-eveeeet
-o zaman sike sike ingilizce öğreneceksiniz küçük pezevekler.
ingilizceyi sadece sözde öğrenme sorunsalıdır. Kitaptan kelimlerin anlamlarını ezberleyip kağıda yazmak sadece öğrenmiş hissetmenizi sağlar. Dil öğrenmek bir miktar ek çaba ister. Öğrenci kelimleleri görebileceği yazılar okuyup bir seviyede konuşmaları dinlerse gerçekten öğrenmeye başlayabilir.
Devlette çalışan ne kadar ingilizce öğretmeni varsa hepsi kadın hepsi de bir halttan anlamayan anca kendimi gezdireyim ders bitsin de eve gideyim modunda tipler. Böyle hoca tipleri varken öğrenci ne yapsın? Evet.