önceden öğrenmiş olduğu şeyleri de önüne çıkan ilk tatilde unutmaya meyilli insan tipinin okul öncesi vicdan rahatlatma seanslarının başlıca sonucudur. tatil dönemi boyunca varlığından bile bihaber olunan kitaplar okulların açılmasından tam bir gün önce akla gelir nedense. ancak yeni bir sorun baş gösterir: ders çalışmak için amansız bir istek vardır ama bu isteğin faaliyete dönüşmesi için gerekli zaman yoktur.
efendim okulu hayvan gibi dereceyle bitirmeniz gerekiyorsa, "sike sike" sene boyu sizinle kalan istektir. sinirlenmeyin, heyecan yapmayın. merak etmeyin. bir şeyler yapmanız gerekiyorsa ve farkındaysanız, ilginç bir şekilde çalışmayı istiyorsunuz. bir yerden sonra yaşam tarzı haline geliyor lan. bunu sadece bir hafta yaşadım hayatımda, bundan sonra 3 yıl yaşayacağım. sonra 4 yıl, sonra 6 yıl. akağbinde ver elini rusya, elleyeyim almanya. değer mi? değer amına koyayım. kız gibi kalemler defterler aldım, avatarına baktım da yattım. polo çanta aldım kendime, boyundan takıyorsun böyle. pek sevimli. tintin gidiyorsun okula. göt kadar küçük ve soğuk bir sınıfta eşek gibi çalışıyorsun. evde aynı terane.
velhasıl kelam, niyetliyseniz çalışmaya, vallahi kaybolmuyor ha.
üniversitede her yılın başlangıcında başıma gelen istektir. önce gıcır gıcır bir defter alınır, sonra günü gününe ders çalışıyorum denir. birkaç hafta geçer derste not tutmak bırakılır, en samimi arkadaşına sen yaz ben senden alır defterime geçiririm şeklinde cümleler söylenir. zaman ilerler, arkadaştan not alınır fakat kendi defterine yazmaya üşenilir, gider fotokopisi çekilir. zaman ilerledikçe bu istek kaybolur, hiç çalışmadan sınava gidilir. sene sonunda ise sınıfta kalınır.
ilk haftanın şokuyla gelen istektir. sonrası malum. saldım çayıra mevlam kayıra. zil çaldığı halde hepsi sınıfın adresini unutur, ders yapılacak yeri kantin zanneder.
bizdeki tek istek, lise eteklerinin kısaltılması yönündeki talim ve terbiye kurulu -ki onlar nasıl bir kurulsa allah onların çok pis cezasını versin- kararının akabinde gelen ergence istekti. sonradan anladık ki ne öyle bir kurul var ne de öyle bir karar ee tabi istek mistek kalmadı bünyede.
bunların hepsi o erdal denen okul müdürü lavuğun başının altından çıkmış sonradan öğrendik. ben şimdi tekel bayii işletiyorum mesela. tükkanın önünden geçen yavrulara laf atmaca falan. haya güzel lan, iyi ki o çalışma isteği gelmemiş zamanında bana.
kendimi tutamayıp yine sadece yazarı ilgilendirecek subjektif entry girdim. ama inan skimde diil. birazdan bizim süleymanlar gelicek açarız tuborgları, ohh mis. hadi allaha emanet ol beni ararsan ya meyhanede ya batakhanedeyim. **
yeni defter ve kitaplardaki hoş kokunun etkisiyle depreşen istektir. zaman geçtikçe mayhoş bir kokuya bürünen defter/kitaplar çalışma bünyedeki çalışma isteğinin yerini başka isteklere bırakmasına şahit olur.
her okul başlangıcında ' bu sene çalışacağım lan. hep beraber çalışacağız hatta. yok öyle horul horul uyumak. ' denir. Lakin daha karga bokunu yemeden sizin çalışma isteğiniz kaçar, ayda yılda bir açmaz mısınız kitabı ? açarsınız. Ama uyku tutmadığında uyuyabilmek için. *