Çok ibne bir histir efendim , ''Ya sözlü olursak , ya yazılı olursak ,ya hoca annemi aradıysa?'' gibi saçma sapan soruları akıla getirir. Ama o göt korkusuyla okuldan kaçmak aslında çok eğlencelidir. Adrenalin tavan yapar. Bugün okuldan kaçtım ve başıma gelmeyen kalmadı.Telefonumu suya düşürdüm , pantolonumu yırttırdım . Şöyle ki ;
Okuldan çıktığımızda bir sorun yoktu ama beş dakika sonra yusuf yusuf modlarına geçiş yaptık ,zira tarih sözlüsü olabilirdik. Sahile gittik ve yarım saate yakın oturduk , okuldan arkadaşım ''Samet koş lan hoca sözlü yapıyor'' demesiyle yusuf yusuf modu bir vites daha atlayarak yüzümü sapsarı yaptı , hemen koşa koşa okula gittik , kapıda güvenlik vardı kaçtığımızı anlarsa enselenirdik. O yüzden tellerden atlamayı seçtik , telefon da yeleğimin cebindeydi.Cep küçük olunca telefonun düşmesi kolaylaşıyor tabii her neyse. Yüksek demirlere oturmamak için özenle tırmandık. Gözüm hiç birşey görmediği için telefonun su birikintisine düştüğünü farketmedim.Tam atlarken caaart diye bir sesle irkildim.Pantolon yırtılmıştı.Yeleğimi belime sararak yolumuza devam ettik Ufuk'la. Koşmaktan kıpkırmızı olmuştum. Hemen müdür yardımcısına giderek izin kağıdı almaya çalıştık , çalıştık çünkü ne bok yediğimizi gayet iyi biliyordu. Bin bir zorlukla aldık ve derse girdik.Sözlü olayını hallettikten sonra , aşağı inip yüzümü yıkadım ki , telefonun yokluğunu hissettim. ''Anasını sikim , telefon yok !!'' nidalarıyla bütün okulu taradım .Sonuç yok , hemen yol haritamızı takip ettim.Telefon parçalanmış bir şekilde su birikintisindeydi. Ekran piksel piksel olmuştu , hala çalışıyordu. Şimdi de taş gibi çalışıyor maaşallah. (bkz: Nokia 6300)
Velhasıl-ı kelam , okuldan kaçacaksanız bütün planları gözden geçirin.Basit bir eylemmiş gibi gözükse de benim gibi göte gelme ihtimaliniz bir hayli yüksek.