aslında okuldan scofield gibi kaçan öğrencidir lan bu. tel örgülerden hoplayayıp zıplayarak, götüne tel takıla takıla kaçanlar kadar mal değildir hem. hee onunda ayrı bir zevki var, öyle kaçan arkadaşlarımızı üzmeyelim ama bu küçük scofield ın yaptığı daha medenice. işin raconunu öğrenmiş, yakalanma olasılığını, devamsızlık sayısını, ailesinin durumu öğrenebilitesini farketmiş ve arkadaşlarıyla caddebostan sahiline akmak için müdürün kapısına dayanmıştır lan bu. öyle sikko tel örgülerden kaçmak kolay, yiyosa çıkışa gel. herif okulun kralının tahtına çıkıyor lan göğsünü gere gere, ötesi yok. ayrıca iyi oyuncudur bu şerefsiz. bir tripler, bir surat büzmeler, burulmalar falan. hülya avşar gibi gözleri doluyor saniyesinde o kadar büyük oyuncu. sanırsın pezevengin dedesi öldü. ve izin kağıdını bir şekilde koparıp çıkışta bekleyen arkadaşlarının arasına döner. işte dostlarım, onların kan ter içinde kalmış, güneşin vurup kaniş götüne çevirdiği o suratlarına bakıp gülümsemenin verdiği duygu pahabiçilemez.
Bunlar işin atraksiyonuna girmeden statüko ile işini halleden tiplerdir. ileride de rektörden onaylı belge ile bir hafta derslere gelmez, sonra da pis pis sırıtırlar. Hiçbir zaman gitmek zorunda olup gitmeyişin tadını duyamaz bu bünyeler ve hep eksik kalırlar nitekim.
müdürün vereceği tepkiden haberi olmayan öğrencidir. tek amacı bir an önce eve gitmek olan ve bu amacı gerçekleştirmek için yapamayacağı hastalık numarısı olmayan öğrencidir.
müdür yardımcısının, ailesine telefon edip "oğlunuz böyle bir şey için izin istiyor var mı böyle bir durum?" diye sorması halinde planının batacağını düşünemeyen scofieldlerdir bunlar.
