müdür yardımcısı konuşma yapıyordu bi keresinde. bizim okul ahalisi de pek pasaklıydı bu arada. müdür yardımcısı nasıl banyo yapılacağını anlatmıştı. apuş aralarınızı iyice sabunlayın demesini hiç unutamadım her aklıma geldiğinde yarılıyorum.
ben yatılı okudum. o dönem başımızdaki kişi tuvalet temizliği ile ilgili şöyle demişti:
"sen çıktığın tuvaleti temiz bırakmazsan, arkandan giren kişi seni bıraktığın şekli ile hatırlar hayat boyu. yaptığın iyi işlerin, başarılarının hiç bir kıymeti kalmaz. "
elhak doğru söz ve nedense bu hep yer etti aklımda. ne zaman pis bir tuvalet görsem bu söz gelir aklıma. benden önceki temiz bırakmamışsa bile ben temiz bırakmaya çalışırım ki benden sora girecek kişi o pisliği benden bilmesin.
Osmanlı tarih metinleri dersinde "dıraht" kelimesinin Farsçada ağaç anlamına geldiğini ve Türk ile terk kelimesinin ayrımını kafaya kazıdım. "Şeyh Edebali terk eyledi dünyayı" cümlesini "Türk oldu" diye okumuştum çünkü yanlışlıkla, evet.*
ilkokulda "yerden ağır bir şey alırken çömelerek alın, asla eğilerek değil" demişlerdi.
Bu sözü hep tuttum. Tutmasaydım şimdiye belimi sakat etmiştim. *
bu sınıfta murat dışında herkes in çalışması lazım çünkü onun babasının parası var o zengin idi belki de bize o yaşta verilebilecek en iyi dersti bunun bi zorunluluk olduğunu başka şansımı olmadığı anlatmıştı bize ilkokul hocamız ilkokulda öğrendiğim en kıymetli bilgidir.
lale devri padişahı III. ahmet, bu dönemin en ünlü şairi nedim'dir.
bir de klasikler var tabii: anası mezar dikecekmiş, maışmak, fıstıkçışahap, say say para say vs...