Golgi falan işime çok yaradı vallaha benim. Keşke astronomi, diksiyon olacağına hep onların yerine de biyoloji olsaymış. Gözünü sevdiğimin konuları en zevkli en eğlenceli derslerdi. Asıl işime yaramayan şey fizikteki kurukumlu, kaplı maplı şeylerdi.
evet buradan da anlıyoruz ki sözlük mal dolu. trigonometri gerçek hayatta işe yaramıyormuş, türkçe dil bilgisi gereksizmiş, integral, hücre bilgisi işe yaramazmış. kimya neme lazımmış.
yarın öbür gün spora giderken "ya bu patateste 4gr protein 2gr yağ 7gr karbonhidrat var yazıyor, o zaman geri kalan 87gr ne??" dediğinizde, babanızın işletmesini devralınca "fiyatı arttırdıkça satış azalıyor ama gelir noluyor? en iyi fiyatı nasıl belirlicem off" diye çıkmaza düştüğünüzde, zar zor iş bulabildiğiniz dandik bi kırtasiyede fiilimsiyi yanlış kullandığınız için kapı dışarı edildiğinizde veya mutfaktaki doğalgazı çakmakla kontrol edip nalları diktiğinizde bu entryleriniz gelsin aklınıza.
Lisede öğretilenler üniversitede öğretilenlerin temeli. Üniversite öğretilenler ise dolaylı olarak işe yarıyor. Mesela mühendislik dersleri yönetim becerisi ve analitik düşünme yeteneği kazandırıyor insana. Tabi hepsi kapasitenin çizdiği çerçevenin içini dolduruyor. Kapasite faktörü de var.