sirayi hatta oturagi kalemle ikiye bolmus toprak kavgasi yapmis nesildir. silgin karsi topraklara gitmisse almak icin burokratik islem baslatman gerekirdi.
--spoiler--
rapor: la olum biraz yanaşın arada tost oldum lan!
topaç: ne diyon lan it şişman mı diyon bana?
ata bakan ali: la olum bi ders dinletmediniz la.
örtmen: ne oluyo bakıyım orda rapor yine sen karıştırıyosun dimi ortalığı?
rapor: ortalığı karıştırmıyorum örtmenim. ortada meliyorum resmen sıkıştım tahta da yazanları deftere geçemiyorum.
örtmen: sanki çok ders dinliyosunda aldığın notlar bi işe yarayacak.
rapor: yine suçlu ben oldum arkadaş. topaç olum çıkışta var ya ağzını burnunu kıracam.
topaç: örtmenim beni tehdit ediyo rapor.
örtmen: rapor çık bakalım tahtaya tek ayak üzerinde dur.
rapor: sen dur topaç sen dur! **
--spoiler--
"Biz üç kişiydik" sırada 2 kişi oturanların hepsi okumuş etmiş ailelerin çocuklarıydı bizzat gelip öğretmenle konuşurlardı gerekirse bir kısım 4 kişi oturur o çocuk 2 kişi otururdu sırada. Biz 3 kişi otururduk bir sırada, sınıfımız 65 kişiydi dik durmayı o dönemlerde öğrendim, mecburiyet, koşullar, kolumu kaldırmadan yazı yazmayı da o ara öğrendim. Sıra altına sığmayan kocaman çantamı mecbur sırtımın arkasındaydı ve sıranın ucunda oturmak zorunda kaldığım zamanlar. Boyumda kısaydı benim ayaklarım yere değmezdi, ayaklarım yere değmezken pis pis o memur çocuğunu keserdim. Sınıf savaşımı nedir orada öğrendim sanırım. Velhasıl güzel günlerdi.