okulda kitap okuyamamak

entry4 galeri0
    1.
  1. ironinin dibi olmakla beraber, buna mahal veren eğitim görevlilerinin alayına sövülebilecek bir durumdur.

    (bkz: asosyalliğin getirileri)bu başlığın temeli de bu hikayeye dayanmaktadır.

    Lise zamanlarıydı.
    Lise 1 i iki defa okudum ben. Yani okudum dediysem takıldım öyle.
    Hiç kitap okuma alışkanlığım yoktu ki; bi de ders kitaplarını açıp okusaydım. Metabolizmam buna izin vermiyordu yani.
    Birgün bi arkadaşım; ‘Ozan kitap almaya gidicem, benimle gelir misin?’ diye sordu. ‘Hay kitabını sikeyim’ diyerek, vardık kitapçıya.
    O aradığı kitabı bulmaya çalışırken ben de her şeyden bi haber, kitap okumaktan, kültür seviyesini geliştirmekten yoksun, gazeteleri sadece resimlerine bakarak okuyan bi insan edasıyla tavaf ediyordum kitapçıyı.
    Alt raflarda dikkatimi bi kitap çekti, böyle afili, hafif kabartmalı, kapağında da tahtta oturan yeşil bi dev vardı. Elime aldım kapağını inceledim, şöyle üstün körü sayfalarını çevirdim.
    Arkasına dahi bakmadan; ‘alıyom la bu kitabı’ dedim arkadaşıma.
    Şaşırmıştı.
    Velhasıl cebimdeki minibüs parası dahil hepsini kitaba verdim.
    (Bu arada kitabın adı ‘warcraft:büyük şef’ güzeldir tavsiye ederim.)
    ‘Hey gidi be, okula gitmek için 5km yol yürüyeceğim, boru mu, görüyorsun dimi lan neyim var neyim yok kitaba verdim’ dedim arkadaşıma.
    ‘Ya sikerim belanı, ne yürümesi var bende para’ dedi. ‘iyi’ dedim.
    Vardık okula.
    Hızlı adımlarla geçtim en arka köşedeki yerime. Öğretmenler zili çaldı, ders matematikti. imkanım olsa bi kaşık suda sikiverecektim zaten o dersi, sevmiyordum. Açtım kapağını okumaya başladım, kafamı kaldırdığımda ders edebiyattı.
    O dersi de sevmiyordum, o dersin hocasından ötürü.
    Gömüldüm tekrar kitaba.
    Kitap okuduğumu gören arkadaşlarım hayretler içinde bakıyor, nereden ne malzeme çıkarsam da bi itlik yapıp dersin huzurunu bozsam diye düşünüyorlardı.
    ‘lan ozan kendine gel’ dedi yanımdaki. ‘sus sikerim ağzını’ diyerek tekrar gömüldüm kitaba.
    ‘lan ozan’ dedi yine. ‘ozanının amına koyim, noldu noldu orospu evladı noldu’ dedim.
    Kafamı kaldırdığımda edebiyatçı karı başımda dikiliyodu.
    Kitabı elimden alıp kafama çarptı. Sövdüm.
    …
    Haftada 3 kitabı rahat bitiriyordum.
    Bi gün babamın yanına gittim öğle arasında.
    ‘baba’ dedim. ‘ne parası?’ dedi. ‘kitap’ dedim.
    (babamda ben kendimi bildim bileli benim kitap okumamı ister, azcık bilgilenmemi isterdi. Öyleydi yani)
    ‘oğlum iyi misin amına koyim?’ dedi. ‘ya iyiyim, para ver roman alcam’ dedim. Neyse çıkardı verdi parayı gittim bu sefer de metal fırtınayı aldım.
    Tekrar vardım okula, arkadaşlarımı sindirmiştim, artık bana bulaşmıyorlardı. Bigün çok cesurca bi teklifte bulundum, ‘lan size de kitap getireyim mi, yarak gibi oturuyonuz bari roman okuyun, sarar sizi seversiniz’ dedim. ilk afalladılar sonra kabul ettiler.
    Velhasıl arka sıra tamamen sessiz ve huzurluydu.
    Yalnız hocalar bundan memnun değildi. Ulan rahat bırakın kitap okuyoruz işte amına koduklarım.
    Bigün ingilizce hocası gelip tüm kitapları topladı. ‘hocam şimdi kitapları aldınız; konuşsak, tepişip dursak daha mı iyi?’ diye sordum. ‘ders ingilizce, dersi dinliceksiniz’ dedi.
    ‘kitapları verin bari hocam’ dedim. ‘hayır’ dedi. Orospu evladı vermedi kitapları.
    Sonraki gün yeni kitaplarla karşılarındaydık yine.
    Ders edebiyattı.
    Hoca ağır ağır yaklaşıyordu. Geldi yaslandı duvara, tahtadaki kıza bizi ima ederek ‘kızım biraz sesli anlat da arkadaşların da duysun, öğrensin’ dedi.
    Dayanamamıştım, bi anlık hışımla çıkıştım.
    ‘Hocam öğrenecek olsak dersinize girmeden de öğreniriz, neyin kinayesini yapıyosunuz, istemiyoruz ki dinlemiyoruz’ dedim.
    Tüm kitapları toplayıp velimi çağırdı.

    Resmen okulda kitap okuyamıyorduk amına koyim. ironinin anasını sikmiş, ölümü bekliyorduk.
    Velimi çağırdı falan, bişey olmadı tabi. Babam da biliyordu sevmediğimi. Anlatmıştım ona her şeyi.

    işin sonunda sınıfta kalıp okuldan atıldım. Yani o arka sıranın hepsi atıldı.
    Ama hiç bi pişmalığım olmadı.
    En azından 4-5 kişiye kitap okuma alışkanlığı kazandırmış, toplum için bi’şeyler yapmıştım.
    Gerçi toplumun amına koyim.
    Ve en büyük iyiliği de kendime yaptım.
    O hocalarımı yolda gördüğüm zaman da selamlarım hep. Gülümseyerek hem de.
    ‘Orospu çocukları’ der gibi ağzımı yana kaydırarak.

    Uzun lafın kısası; ‘Okuyun. Ne olursa’
    3 ...
  2. 2.
  3. Evden, sahılden daha cok okulda kıtap okuyan ben ıcın gecerlı olmayandır. Bos anları kıtapla degerlendırmek guzeldır. Bırde dersteyken che' nın hayatını anlatan bır kıtabı okurken hocaya yakalanmıslıslıgımda vardır ama ıyı kı hocanın dusunce tarzı aynıydı kıtaba baktı sonra gerı verdı.
    1 ...
  4. 3.
  5. gecenlerde bir arkadasim okulda pucca okudugu icin disiplinlik oldugunu anlatiyordu. tuhaf gercekten.
    0 ...
  6. 4.
  7. okuldaki boş vakitlerde kitap tabi ki okunmalı bu zaten beklenilen bir davranış ama ders işlenirken kitap okumak saçmadır okul kavramına ters düşer eğer sen kitaplardan kendi başına öğrenebileceğini düşünüyorsan zaten okula gitme gereksiz olur diye düşünüyorum.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük