Hiçbir zaman o kitapları kalemliği o klasöre sığdıramadım. Zorla sığdırdığım zamanlarda ise ağır olmasından dolayı minik ince kollarımın çok ağrıdığını hatırlıyorum.
üçüncü bilmem dördüncü sınıfta sinbad olması lazım geyikli klasörüm, turuncu ve fıstık yeşili ve kahverengi renklerle çok havalıydı. kollarının arasına alıp yürümek olur içine kalemlik mükemmel sığar ders çalışmak bir zevkti.
annem "bunalımlı gibi yere bakarak yürüyordun" diyerek karizmama ve iç dünyama biraz gölge düşürmüştü aklıma geldi şimdi.
klasörün gösterişten uzak kişiye öznel sorumluluk kazandıran karizması, yere bakarak yürüyebilmek için tek sebep.
ebeveyinler biraz aptal bazen. swh
ortaokulda bunu koltukaltıma alınca karizma olacağımı düşünüp üzerinde spiderman resimleri bulunan bir klasör aldırmıştım. ne alakaysa örümcek adam fotolarının arasında batman yazıyordu. klasördeki görsel ve yazılar kadar çelişkiliydim. tonton yüzüme tezat olacak şekilde boru sesliydim. bütün gün elimde batman'lı ama örümcekadam görselli klasörümle "tobo olom yo hoco bono toktu" diyerek geziniyordum.
servisten inerken o klasörü elimden düşürdüm ve koca 302 otobüs üzerinden geçti. artık hayatımda ciddi bir değişiklik yapmam gerekiyordu. en güzel asker sırt çantalarını araştırmaya başladım. sesim git gide borulaşıyordu!
içinde dosya dosya dersler sıralanırdı.vayy bee,hüzünlendim bak.gerçi biz direk deler takardık.dosyalayacak bile para yoktu.bi de köşe lastikleri olurdu bazen.