ülkede okumanın hiçbir değeri kalmadı. bunca yıl okula gittim. kitap, makale, ansiklopedi karıştırdım. hala da bilgi sahibi olmaya çalışıyorum ama böyle haberler gelince kedere boğuluyorum.
Bazı öğrenciler "açık giyindikleri ve makyaj yaptıkları" söylenerek mezuniyet törenine alınmadı. Öğrenciler, aileleri ile birlikte okulun bahçe kapısının önünde bekletildi.
Duruma tepki gösterilirken, kararın ilçe milli eğitim müdürü ve valinin talimatı ile okula gönderildiği, ailelerin tepkileri neticesinde okul müdürünün jandarmayı arayarak müdahale talebinde bulunduğu iddia edildi.
Bir başka iddiaya göre ise mezuniyet töreninden iki hafta önce öğrencilere; törene ilçe milli eğitim müdürünün katılacağı ve buna uygun giyinmeleri gerektiği konusunda uyarıda bulunulduğu, mezuniyet törenine bu nedenle "açık giyinenlerin" alınmadığı ifade edildi.
Okulda 2 yıl önce de ölümlü servis kazası yaşandığı öne sürüldü.
Tepkilerin ardından geri adım attılar
Ailelerin ve öğrencilerin tepkisi sonucunda okul yönetimi tüm öğrencileri törene dâhil etmek mecburiyetinde kaldı. Bazı öğrenciler aileleriyle birlikte okulu terk ederken, bir bölümü ise olanlara rağmen törene katılmayı tercih etti.
Olaya ilişkin Kocaeli Türkiye Halk Temsilciler Meclisi'nden de tepki geldi. Söz konusu gerici uygulamalarla daha önce de karşılaşıldığı ifade edilen açıklamada, okullarda tarikat ve cemaatlerin eğitim, sosyal proje adı altında rahatlıkla faaliyet yürüttükleri hatırlatıldı.
Uygulamanın karşısında olduklarını belirten meclis, ilçede yöneticilerin istedikleri gibi gerici uygulamalarla emekçi halka karanlığı yaşatamayacaklarını belirtti.
istanbul Kadıköy’de bulunan Mehmet Bayazıt Anadolu Lisesi’nde 12. sınıf öğrencisi 12 Iraklı mülteci öğrencinin bir eğitim-öğretim yılı boyunca okula gitmediği Eğitim-iş istanbul 2 No’lu Şube Başkanı Kadir Toruş tarafından ortaya çıkarıldı. Okul idaresinin yönetmeliğe aykırı olarak göçmen öğrencileri tek bir sınıfta, 12-H’de topladığı bilinirken, öğrencilerin karnesine yıl sonunda mevzuata uygun olarak, “Devamsızlıktan sınıf tekrarı” yazılıp basıldı.
Okul öğretmenlerinden F.U. ve S.Ö. mülteci öğrencilerden sorumlu “sınıf öğretmeni” yapıldı. Branş öğretmeni norm açığı ortaya çıkmaması için Iraklı öğrencilerin devamsızlığı, yıl sonuna kadar gizlendi. Eğitim-iş, istanbul Kadıköy’de gün yüzüne çıkan olayın, Türkiye’nin pek çok kentinde yaşandığını söylüyor.
Mülteci çocuklar ne yapıyor? iş cinayeti ve zorla evliliğe kurban giden mülteci çocuklar
Türkiye’de yaşayan ve zorunlu eğitim kapsamında olan milyonlarca mülteci öğrencinin ne yaptığı sorusu tam olarak bilinmiyor. Mülteci erkek çocukların kol gücü gerektiren işlerde çalıştırıldığı, kız çocukların ise evlendirildiği sivil toplum kuruluşları ve göç üzerine araştırma yapan kuruluşlar tarafından dile getiriliyor.
Suriye savaşının başladığı 2011’in ardından Suriye’den gelen göç dalgası sonrası, mülteci kız çocuklarının Türkiye’de zorla evlendirildikleri iddiası dile getirilmişti. Aralarında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Diyarbakır Barosu’nun bulunduğu baro, dernek ve siyasi partiler iddiayla ilgili çeşitli açıklamalarda bulunmuştu.
Uluslararası çocuk hakları örgütü ECPAT’ın “Çocukların Ticari ve Cinsel Sömürüsüyle Mücadele: Türkiye” raporunda yer alan ve 2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na dayandırılan bilgilere göre 20-24 yaş aralığındaki Suriyeli kadınların yüzde 9,2’sinin 15 yaşında, 15-19 yaşlarındaki genç kadınlarınsa yüzde 13,4’ünün 15 yaşından önce evlendirildiği belirlenmişti.1
işçi Sağlığı ve iş Güvenliği (iSiG) Meclisi’nin 2013'ten itibaren 2024 yılının ilk beş ayını da kapsayan raporuna göre Türkiye’de dönemde toplam en az 695 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirenlerin 99’u kız çocuğu olurken, 596’sı erkek çocuğu. Rapora göre ölen çocukların 80’i ise mülteci. Mültecilerin önemli bir kısmının kaçak olarak Türkiye’de yaşadığı düşünülünce, bu sayının daha fazla olduğu ortaya çıkıyor. Son mülteci çocuk işçi cinayeti Adana’da yaşandı. Adana’nın Seyhan ilçesi Kocavezir Mahallesi’nde bulunan bir tekstil atölyesinde Ahmet isimli Suriyeli bir çocuk işçi, asansör ile duvar arasında sıkışarak hayatını kaybetti.
‘AB’den destek almak için MEB’in böyle sınıflar oluşturduğunu düşünüyoruz’
istanbul’da yaşananları ve okul çağındaki mülteci çocukların durumunu Eğitim-iş istanbul 2 No’lu Şube Başkanı Kadir Toruş ile konuştuk.
Toruş, zorunlu eğitim çağında olmasına rağmen pek çok mülteci öğrencinin okula gelmediğini söyleyerek sözlerine başladı. Avrupa Birliği’nden (AB) gelen “mülteci desteği” için Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) mülteci öğrencilerin eğitimine böyle devam ettiğini söyleyen Toruş, şunları kaydetti:
“Türkiye’deki Suriye, Irak, Afganistan, iran gibi ülkelerden göçle gelen mülteci öğrenci sayısı 1,4 milyona çıktı. Zorunlu eğitim çağında olmalarına rağmen yüz binlercesi okula gelmiyor. Evlilik, çocuk işçilik gibi nedenlerle okulu terk ettiler. MEB buna rağmen mülteci öğrencileri e-okul üzerinde ‘okula gidiyormuş’ gibi kaydetti. Okulda fiilen olmayan ama e-okulda olan mültecilere özel bu gölge sınıflar için sınıf öğretmeni de görevlendirildi. Ortada ne bir sınıf ne öğrenci ne derslik var. Okula devam eden mülteci öğrenci sayısını yüksek gösterip, AB’den destek almak için MEB’in böyle sınıflar oluşturduğunu düşünüyoruz. Okulun bahçesine adım atmayan, sınıfının yerini bilmeyen, bu eğitim yılında bir tek derse bile girmeyen mülteci öğrencilere, AB’den gelen paralar kesilmesin diye MEB gıyabında karne verecek.”
‘Olmayan öğrenci için öğretmenlere karne hazırlattırılıyor’
Kadıköy’de yaşanan problemin sadece tek bir örnek olduğunu söyleyen Toruş, Türkiye’deki pek çok il ve okulda okula hiç gelmeyen mülteci öğrenciler için karne hazırlandığını belirterek sözlerine devam etti:
“Türkiye’deki birçok il ve okulda, okula hiç gelmeyen mülteci öğrencilerin karneleri hazırlanıyor. Kadıköy’deki Mehmet Bayazıt Anadolu Lisesi de sadece bir örnek. Mülteciler için özel sınıf oluşturulmuş bu çocukların okuldaki sınıflara eşit dağıtılması gerekiyor. Okula senede bir gün bile gelmeyen 12 Iraklı öğrenciyi, örgün öğretim dışına çıkarmaları gerekirken, sınıf tekrarı kararı verilip, karneleri yazılmış. MEB, öğretmenleri de bu usulsüzlüğün içine baskıyla çekti. Öğretmenlerimiz, ‘Okula hiç gelmeyen çocukların kayıtları okullardan alınsın. Hiç görmediğimiz, tanımadığımız mülteci çocuklara niye karne veriyoruz?’ diye tepki gösteriyor. Olmayan öğrenci için öğretmenlere karne hazırlattırılıyor.”
‘Bu çocuklar nerede?’
“Sınıf tekrarı kararı doğru olsa da bu sistem yanlış. Örgün eğitime devam etmeyen, okula gelmeyen mülteci öğrencilerin şu an nerede olduğunu kimse bilmiyor. Öğrenciler çocuk işçi mi? Bir tarikata esir mi düştü? Çocuk yaşta evlendirildi mi? Bu çocuklar nerede, bakanlık müfettişleri bunu araştırmak için ne yapıyor, cumhuriyet savcıları nerede?”
zorla evlendirilen, tecavüze uğrayan, katledilen, iş cinayetine kurban giden çocuk işçileri avrupa birliğinden saklamak ve ödenek almak için müsiadçılar tarafından tertiplenmiş tezgah.
ders puanları yüksek tutuluyor ki... ab den raporlarında çocuklara çok iyi bir eğitim veriliyormuş gibi algı yaratılsın.
bu katakullinin hiçbir noktasında allah, kitap yok!
inkılap tarihi de 90 maşallah. Şurada bir sınav yapalım yazarların yarısından fazlası o notu alamaz. Ama maşallah mülteci din kardeşlerimiz bizden iyimiş.
Avrupa surilerin afganların pakilerin ve diğerlerinin türkiyede kalması karşılığında bize para ödüyor. bu işlerin de ucunda rant var. zira bunlar türkiyede kalmazsa Avrupa'ya dolacaklar. mesele bu kadar basit. ee bizimkilerin de bu durum işine geliyor. çünkü bizim yerli türk vatandaşları belli sosyal hakları talep ediyor haklı olarak. işverenlerse sürekli maliyetleri düşük tutmak, belli bir takım sektörlerde eleman (köle/eşşek) istihdam etmek ve çarkları işletmek zorundalar. para kazanacak adamlar da. anlasanıza. hak hukuk adalet kimin umurunda ki? düzen böyle. türkün çalışmadığı yada iyi para istediği tüm iş sektörlerinde göçmenler var. eğitim sistemimiz iflas etmiş durumda. nitelikli eleman özellikle yetiştirilmiyor ki meydan göçmenlere kalsın diye. amaç bu.
türkiyeyi küresel sermaye yönetiyor, masonlar yönetiyor dediğimiz zaman bize kızıyorsunuz. yabancı sermaye dediğin başka ne ola ki? bu işte. al sana bariz örnek. herifler dünyayı yönetiyor, türkiye ne ki. yabancı sermaye = tapınakçılar. fetöyü ak Parti'nin koynuna kim soktu? Siyonistler. fetö sermayesi kimin parası? Yahudi'nin değil mi? çinin bu kadar büyümesinin arkasında kim var? wallstrett in eke leri değil mi? iran c.b. reisinin helikopterini bizzat hamaney kimin emriyle düşürdü? hemde tam türkiye iran Azerbaycan yakınlaşıp yeni bir yol güzergahı ve bu vesileyle gelişecek ulaşım ve esasında ticari ilişkiler gündeme gelmişken. iran derin devleti buna asla müsade etmez. zaten o mollaları da iş başına onlar getirmedi mi? türkiyede de durum çok mu farklı sanıyorsunuz? ülkemizin eğitim politikalarını da adalet ..!.. sistemini de iş hayatını da Siyonistler yönetiyor. iktidar partisi ise onların kuklası sadece. halkayı boyunlarına geçirmişler, istediklerini yaptırıyorlar. maalesef acı ama gerçek mesele bu..
bizimkiler bilerek planlı yada hasbelkader iyi bir şey yapsalar, bi bakıyorsun çok geçmeden bunu baltalatacak hamleler anında geliyorsa iyi bilin ki akp nin ve devletin içindeki kriptolar halen iş basındadır. bu kadar net. özelikle de türk telokomda yapılanmışlar ve sürekli dinliyorlar. her bilgiyi de anında dışarı uçuruyorlar. hükumetin her yaptığından ve yapmadığından da haberleri var...
