yaz aylarında daha çok görülen, okul kurallarından bi haber öğrencidir.
geçen tuttum birini, ne lan bu kılık? okul çocuğu musun, soytarı mısın? adlı klişe lafı kustum üzerine, klişelerden hoşlanmam diyerek geri tepti. derdin ne lan? hiç okul üniforması gibi kutsal bir şeyin altına terlik giyilir mi dengesiz? dedim. babam alamadı, inşaatın 6.katından düştü eli yaralandı dedi, mehmet'in süper ayakkabıları var ama ben de yok, bu insanlığa sığar mı cool abi? dedi. çok duygulandım, o kadar duygulandım ki göz yaşlarımı silmek için tam 1000 doları hiç ettim. sonra çocuğun elinden tuttuğum gibi ona ugg, converse gibi müthiş markalı pabuçlar aldım, tiger aldım, adidas süperstar aldım, her gün birini, bir gün hepsini giy dedim. teşekkür etti çok, bu sefer dayanamadım ayakkabı dükkanını aldım, biraz daha teşekkür etse komple alışveriş merkezini alacaktım, ucuz kurtuldu velet.
(bkz: adidas markaysa versace ne alimünyum)
Versace terliklerim ile yaz aylarında yaptığımdır ve ayakta alkışlanması gereken bir harekettir. Misal geçen gün diplomatik temaslarda bulunmak üzere süper lüks jetimle istanbuldan ankaraya gittim. Tam 17 saat süren yolculuğumda heyulalar ile boğuşurken biraz yorulur gibi oldum ve parası neyse verip karabasan ile avro basma konusunda el sıkıştım.
Şimdi bir fakir atlayacaktır neden 17 saat diye çünkü ademden zengin bir insan olduğumdan batıdan doğuya değilde amerika ve hindistan üzerinden ankaraya ulaşımımı sağladım ve süper lüks jetim de yaşanan aksaklıklardan ötürü uzun sürdü biraz. Tabi vatan toprağına ayağıma basar basmaz eğilip bir avuç toprak aldım ve iki 500 avronun arasına koyup onu öptüm.
Hülasa ankarada temaslarımı tamamladım atanın huzuruna çiçek bırakıp saygıyla yasin i şerifimi okuduktan ve parası neyse verip tam 233 kez hatim indirttirdikten sonra ankaranın o karbonmonoksitli havasını ciğerlerime çekmek istedim ve parası neyse verip taze sıkılmış ankara havası sipariş ettim.
Atatürk bulvarı uzunluğundaki limuzinim ile mecburu bir duruş yaparken iki gencin konuşmasına şahit oldum ancak parası neyse verip yalancı şahitler tutturdum ki fakir halk ekmek yesin.
O zayıf ve narin genç arkadaşına "kardeş ayakkabın ne güzel" diye söylenirken diğer fütursuz arkadaşı ona "ee adidas marka ölum" diyordu. Sinirlenirim tepeme çıktı ancak parası neyse verip indirttim ve parayla sinirlenecek adamlar tutturdum maksat yunanistan gibi olmayalım.
Zira bana yakın bir ülkede hatta benimle aynı elementi soluyan insanların kriz kelimesini ağzına alması dahi beni sinirlendirebilecek düzeydeydi.
Hülasa gençleri arabama, araba dediysem süpersonik limuzinime aldırttım ve onları süpersonik ve pahalı işkence aletleriyle korkuttuktan sonra dedim ki "bir daha adidas ı marka addedip zikrederseniz 3. zikirin sonunda parası neyse yanınıza ışınlanır ve bu avrolarla sizi öldürürüm"
Gençler titremeye ve ağlamaya başlamışlardı ikisine de özel yapım avro mendillerden bir kaç kutu verip huzurumdan attırdım.
Bu da böyle bir anımdır fakirler.