sokrat'ın öğrencisi platon'un çocuk eğitmek gibi önemli bir mevzu ailelere bırakılamaz, devlet el koymalıdır mantığı ile ilk akademinin temellerinin atılmasından günümüze gelen gerekliliği ve gereksizliği hala tartışılmakta olan bilgi verme örgütselliği.
bahsi geçtiği zamanlar tüylerimin diken diken olduğu yerdir.ilkokul,ortaokul eğitim hayatımın her safhası hüsranla bitmiştir.lise hayatımda öyle bitmek üzeredir.
benim okul diyince aklıma ilk,kendini ispat etmeye çalışan,bir grup özenti gençlerin toplanmış olduğu yer gelir.bu sadece benim okulum için geçerli olabilir tabiki de.öğretmenlere diyecek lafım yoktur.ama öğrencilerine diyecek çok küfürüm,sokacak çok lafım vardır.bizim okul da sübyancı öğrenci çoktur.tüm lise sonlar yeni eğitim öğretim yılında,dört gözle okula yeni gelen kızları beklerler. kızların çoğu iki yüzlüdür.birbirleri hakkında dedikodu yapıp,bu dedikodular açığa çıktığında,o kadar söz söyleyip, can ciğer kuzu sarması olup çıkmalarına hayretler içinde şahit olurum.hepsine acıyorum.
belki de onlar normaldir, ben anormalimdir.okulda kimsenin beni takmaması,çoğunun psikopatmışım gibi bana bakması,beni rahatsız ediyordur.
arkadaşım olan,beni anlayan 3-5 kişiye de teşekkür ederim.
ilk olarak evdir. anne ve baba da ilk öğretmenlerdir. eğitimli ebeveynler çocuklarını topluma yararlı bir birey olarak yetiştirebilir. en basitinden bir baba çocuğunun yanında yere çöp atarsa o çocuk da ileride aynısını yapar.
(bkz: boş beton yığını)
birileri sizi not ile tehdit ediyorsa okulda* o okuldan bir bok öğrenilmediği gibi geçirilen zamanda ziyanlıktır.
birde bu hocaya yalakalık yapan tipler yok mu? allahım öldür daha iyi. ulan o öküz sen ondan öküz. ölürüm gene yalakalık yapmam.
suç bizde aslında kafama sokayım ulan niye yurt dışına gitmiyorsun. bırak orda yaşa ne duracaksın, en az benle aynı düşünen bir 1.5 milyonluk bir nüfus vardır. 500.000'ni salla 1 milyon bu ülkeye iyi bir ders. elbette hepsi zeki değil ama en azından farklı derecelerde bir bilgileri olan insanlar. topla bunları en azından güzel bir eğitim ve geleceği olur.
yaşamak için değil eğitim için. sonra ister gelirsin ister gelmezsin...
cumhuriyetin kuruldugu günden bu yana yapılandırmacı yaklasim kullanılması gerekirken, tüm ögretmenlere daimicilik ve tabii ki cezaya, düz anlatıma dayanan esasicilik yaklasimlarinin benimsenmesinden dolayı sıkıcı olmaktan cıkamayan egitim yuvasıdır.5-6 sene gibi kısa bir zaman diliminde yeniden yapılandırmacı bir anlayis cok yeni bir bulusmuscasina uygulanmaya calisiliyor.her yerde karsilasilan eksiklikler burada da yiginla karsimiza cikiyor.bircok ogretmenin -ozellikle tecrübe sahibi olmus denen kesim- oyunla, sununla bununla egitim olur mu ben konumu anlatır cıkarım mantigini benimsemeye devam ettigi surece ve yeni mezun olmus meslege baslamaya hevesli genc ogretmenlerin de kpss zirvaligi ile mesgul olmasindan dolayı, daha senelerce sıkıcı olmaktan cikamayacak egitim ogretim yuvasıdir okul.ki ogretimi gectim cogunda ailede alinmasi gereken egitim alinmadigi icin ogretim basamagina gecilememektedir.
gençliğimin en güzel çağlarında, dört duvar arasına tıkıldığım ve reel dünyada işime yarayacak hiçbir bilgi öğrenemediğim yer. 8 yaşından 18 yaşına kadar tam on sene boyunca bir mahkumdan farksız, özgürlük kavramından uzak, sürekli bize bağırıp çağıran üzerimizde mutlak otoriteye sahip kültürsüz ve bilgisiz öğretmenlerin elinde adeta terbiye edilmeye çalışılan hayvanlar gibi eğitildiğimiz sözde modern eğitim kurumu. Özgürlüğümüzü ve insani haklarımızı kısıtlayan bu eski eğitim methodunun, bir an önce değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çocuklarımızı ayda 1000-1500 ytl maaş alan dayakçı,kitap okuyamayan,bilgisiz ve kültürsüz insanların eline nasıl bırakırız? Fakat bundan önce sorulması gereken soru şudur: nasıl olurda bir devlet, öğretmenlerine bu kadar az maaş vererek onların bilgiyi alma ve aktarma eylemlerini engeller? peki esas suç kimde? Tabikide Platon'un academia'yı kurmasından beri devam eden, akılcılıktan uzak,öğrencinin zihninin köreltilip kölleleştirilmesini sağlayan okul sisteminde .
insanoğlunu köleleştiren kurumdur.
farazi yada gerçekçi bilgi pek az olduğu gibi öğrettiği birşeyde yoktur.
farazi bilgilerdir hep içindeki.
işte avogadro sayısı diye bir sayı bulmuş adamın biri, biz bunu size ilerde soracaz bilmezseniz nanaylardasınız.
d1,d2 yoğunluğunda iki sıvı eşit hacimde ve türdeş karışım oluşturuluyor.
ne dir bunlar ya. delinin biri kuyuya bir taş atar, kırk akıllı zor çıkarır.
yeri geldiğinde kendi koydukları sistemi itin götüne sokarlar.(efendim işte sayılar yoktur. sayı, tebeşirin tahtaya bıraktığı izdir. hebele hübele...) yeri geldiğinde göklere çıkarırlar.
insanı köleleştiren bir kurumdur okul.
o yaşta bir çocuğun kalkıp sayılarla uğraşması ne kadar saçma. çocuk işte, bırak çocukluğunu yaşasın...
bu yaziyi onceden eziksozluk te yazmistim ve okul ile ilgili dusuncelerimi bundan daha iyi aciklayacak bir yazi yazamayacagim icin buraya onu kopyala yapistir yapmayi tercih ettim.bu tip seyler cogu kisi tarafindan pek hos karsilanmasa da bu konuyla ilgili baska yazi yazmak istemedim.
garip yerdir.ozellikle bana ogretmenler cok garip gelmistir.gorevleri ders anlatmak,soru sordugunda bilen ogrencilere soz vermek,sinav yapmak,sinifin huzurunu saglamak olan bu kisiler nedense kendilerine hep oyuncak aramaktadirlar.sozluye hep bilmeyen birisini kaldirmak icin can atarlar ve o ogrencinin psikolojisi onun o ogrenciyi kotu duruma dusurdugu icin tatmin olmasindan daha onemli degildir.hic ses cikarmamasi halde sirf derse katilmadigi icin ogrenciye takilan garip kisilerdir.lisede ise is daha da cigirindan cikar.sozel bolum ogrencileri matematik yapmak,sayisal ogrencileri turkce yapmak icin zorlanirlar.o ogrenciler sevdikleri dersi yapabilmek ve sevmedikleri dersi yapamadiklari icin o bolumleri secmislerdir ama egitim gorevlilerine gore ogrencinin tercihi degil sistem onemlidir.o yuzden neden bolumler vardir hala anlasilmaz.gariptir yani.bir de secmeli ders kavrami vardir.bu dersleri kim secer hangi ogrencilere fikri sorulur anlamak mumkun degildir.ogrenciler secmeyecekse adlari neden secmeli derstir bilinmez.cok cok gariptir okul.ogrenciye belirli sayida gelmeme izni verilmistir ama bu izni kullanip gelmeyince sanki suc islemissiniz gibi sorguya cekerler sizi.ogretmenler ise bizim bile her gun geldigimiz yere siz kim oluyorsunuz da gelmiyorsunuz demeleri onlarin oraya geldikleri icin para almalariyla ve ogrencilerin ise aksine ustune para vermeleriyle aciklanir ama suc yine asi ogrenciye aittir.gariptir.
ilk okulda öğrencilerin hocaları kral zannettiği
orta okulda bazı hocaların o kadar abartılacak bir şey olmadığının anlaşıldığı
lisede hocaların kendini kral olarak kabul ettirmek isteyipte öğrencinin sallamadığı
üniversitede öğrencilerin deli misali hocaların suyuna gittiği yerdir.
Dün akşamki trt1 gösteriminde en ufak argo* kelimenin bile sansürlenmiş,ama en son küfürlü sahnesinin * sansürünün unutulmuş olmasıyla beni dumura ugratmıs film. Bakalım rtük cnbc-e ye sık sık uyguladığı ceza sistemini trt1 e de uygulayacakmı?
bireyin, toplumca beğenilen ve talep edilen hangi şeyleri yapabildiğini tespit eden yer. bu şekilde, bireyin toplum içinde görev almasını, değerli hissetmesini, karnının doymasını sağlar.
ana sınıfına başladığınız anda devamı gelen, hayatın en güzel, genç yıllarının geçtiği yer. devlet okullarının iyi eğitim verenleri ilköğretimden sonra sınavsız öğrenci almaz olmuştur. hayattaki tek amacınız sınav olsun diye yönlendiren yerlerdir genellikle. bir de bunların özel versiyonları vardır. tek ayrıcalıkları lüks olmalarıdır. zira çalışan her yerde başarılı olur. yapmak isteyen yol, yapmak istemeyen bahane bulur.
ikinci evimizdir.
ilk sosyal çevremizdir.
.
..
...
ha bir de sırayla yıkanan ve masadan her defasında kayan sıranın örtüsüdür.
fiş demektir.
sınıfın en arkasında çağları ve mevsimleri gösteren tablodur.
ali, ipek, ışık, ömer gibi isimlerin hep birlikte oynadığı yerdir.