insanların lüks uğruna diğer hayatların güzelliklerine düşünmeden el koymasıyla başlar bizim okul serüvenimiz. küçücük midelerimizi doyurmak için doğduğumuzdan beri yarışa girmeye mecbur bırakılmışız. zaman ilerleyip, insan sayısı arttıkça değerler yok oluyor, sevgiler çürüyor, para hırsları tüm değerlerin, hatta insanlığın yerini alıyor ya; yaşamak, nefes almak, hatta belki ilerde su içmek için maddi savaşlara giriyoruz...
yeni şeyler üretme ihtiyacı bile büyük olma isteği ve lüks ihtiyacından kaynaklanıyor artık, güzel bir hayat yaşamak için değil. ve bu dünya içerisinde her yıl katlana katlana çoğalan bilimsel bilgileri küçücük gözlerimizle kaç yaşımızdan beri görmeye çalışırken oyun nasıl oynanır, nasıl arkadaş olunur unutuyoruz hızla. güzel paylaşımların yok olmaması için direnen bu nadide sözlükler hariç, kaç tane paylaşım yeri kaldı bir karşılık beklemeden acaba?
biz küçükken matchbox arabalar oynamayı bilirdik. ama görüyorum ki artık ünlü oyuncakçılar basitliği aşmış elektronik aletler hazırlıyorlar çocuklar için. ne kadar ufukları genişletmek dense de buna; küçücük bir midenin doyması uğruna ileride yapılacak acımasızlıklara hazır olmak için atılan ilk adımlar bunlar aslında. ezilmemek için ezmenin zorunlu hale geldiği bu dünyada, acımasız insanlar arasında büyük olmak için hayatının güzelliklerini feda edeceği ilk sinsi adımlar hepsi de.
güzel gözlerimizin paylaşımları ve bilimsel değerler dışında bir şey önemsemeyecek hale gelmesiyle mutluluk tadının kaybolmasına neden oluyoruz... ders, sınavlar ve tatiller.. hiçbiri tatil olmayan o önemli kutlanası günler... insan olmaktan kaynaklı ahlak değerleri ve saygı görme hakları.... insan olmanın kutsallığıyla korunması gereken hayatları göz kırpmadan alt üst etmek yada yok edebilmek... bilimsel yetişip robotlaşarak insansı özellikleri yitirmiş teknolojik yaratıklar olarak; hayatı öks, öss, kpss, tus olan gençlikle gözü görmezce yok olanlar... bu nedenledir; ben de bu işletime bir katkıda bulunuyorsam kendimden de tiksiniyorum...