genellikle pazartesi sabahları ve cuma akşamları çeneleri düşen kendini okulun sahibi sanan bu insanların dünyayı değiştirmek, gençleri iyiye yönlendirebilmek adına istiklal marşında okula geç kaldığı için koşan adamı vatan haini diyerek 600 kişinin önünde tokatlamak, saçı boyalı kızlara fahişe, traş olmamış erkeklere i.ne muamelesi yapmak gibi garip taktikleri vardır. ama lise bittikten sonra öğrenirsiniz ki meğer etek boylarına takık müdür yardımcısı hanımla, vatan haini ilan edicisi müdür beyin bilmem kaç vakittir ilişkileri varmışmış, müdür yardımcısı hanım hamileymişmiş. siz daha bu haberin doğruluğuna inanamadan, e konduramıyor insan normaldir, bir de öğrenirsiniz ki bu muhteşem ikili evlenmişlerdir. eşlerini evdeki çoluk çocuklarını yüz üstü bırakıp, utandırıp, dünya evine girmişlerdir. oha yuh bunlar öyle insanlarmıydı lan derken sizi yine şaşırtacak bir hamle daha gelir, ikisi el ele tutuşup hacca gitmişlerdir,affedilmesi gereken bir suç işlediklerinin farkındadırlar en azından.sevgili müdüre kızıyorum 4 sene boyunca haftada 2 gün birer saatten 2 saat bize hikaye anlattın da niye bir gün çıkıp da seviyorum bu kadını demedin lan? o yüzden şimdi ne namus abidesi hanım öğretmenlere, ne o çok konuşan vatan düşkünü müdürlere inanmıyorum, güvenmiyorum. girin sınıfa verin dersinizi, yönetmeliğe göre uygulayın kurallarınızı gerisine karışmayın lan, dünyayı siz mi kurtaracaksınız eşeoğlu eşekler.
"ve şimdi sayın okul müdürümüz Ömer Keleşi konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet ediyorum." ve geçen dakikalar ve geçen saatler keleş halen kürsüdedir.
okul müdürünün , yarısı eğitim yılının iyi geçmesi temenileri ve diğer yarısı da öğrenciye azar içeren kinayeli laf sokuşturmalı aşağılamalı metinlerden oluşan konuşmadır. genellikle sıcağın alnında , sabahın köründe yada soğukta yağmurda yapılır bu konuşma ki daha dayanılmaz acı çektirici içe işleyici olsun diye. öğrencinin ettiği küfür sayısı böyle zamanlarda zirvededir. hiç yapmadıkları kadar argo edebiyatı yaparlar. müdürde yaptığı işkencenin orgazmıyla vurur kırbacı , vurur kırbacı.
okulların açıldığı ilk gün müdür tarafından yapılması muhtemel konuşma:
-çocuklar yeni dönemde yeni düzenlemeler yapıyoruz. artık herkes sorumluluğunu bilecek. disiplinsizlik yapanları direk kurula sevkedicez. biliyosunuz kurulun başında da ben varım, yanlış davranışlar sergileyen arkadaşların gözünün yaşına bakmıcaz artık. iyi dersler.
olay mersin de şu şekilde başlar: okul müdürünün ismi s dir. öğrenciler *arrağımı ye s diye bir şarkı yazarlar ve onu youtube da yayınlarlar. tabi video duyulunca müdür s şu meşhur konuşmayı yapar:
s: yerim yavrum ben onu da yerim yeter ki siz adam olun. çalışın adam olun ben onu da yerim.
öğrenci topluluğu: ?????????????????
lisede bir eleman tuvaleti kullanırken klozete basmış artık gerçekten mi klozete oturmayı bilmiyor, yoksa yan tarafdaki herifi dikizlemek için mi basmış bilmiyoruz. neyse efenim bizim müdür bu ayak izlerini görmüş, pazartesi nutuğunda bütün mahalleye duyurarak bize bu olayı anlatmış ve 'gözlerimize inanamadık, kullanmayı bilmiyor musunuz tuvaleti!?' demiştir, o anı ömrüm boyunca unutmam. tabi hangi muzip arkadaş bu olayı gerçekleştirmiş onu öğrenemedik.
genelde führer ses tonuyla yapılan konuşmalardır. öğrenciler kendilerini, ss subaylarının kontrolünde hizaya giren hitler almanya' sındaki yahudiler gibi hisseder.
bir tane de öğretmen çıkıp; rommel edasıyla "ne oluyoruz müdür bey, tamam stalingrad' ı ben alırım rahat ol" demiyor. ondan sonra biz niye manyak olduk. oluruz tabi mnakym. şuna bak;
günlerden muhtemelen pazartesi ve hepimiz sıraya geçmişiz, yine meşhur hocamızın vaazlerini dinliyoruz.o zaman da tuvaletlere ilk dokunmatik kağıt havlu takılmış ve bizim hoca da bunu nasıl kullanacağımız konusunda bizi uygulamalı olarak bilgilendiriyor:
-şimdi nerdesiniz?
-tuvalette...
-tamam. ne yapıyorsunuz?
-...
-güzel.
-şimdi işiniz bitti,yavaş yavaş kalkıyorsunuz, fermuarınızı çekiyorsunuz ve elinizi nazikçe alete götürüyorsunuz.evet bekliyorum.
-böyle mi hocam?
-hah aynen öyle! şimdi de birer tane peçete kopartıyorsunuz fazla değil ve güzelce siliniyorsunuz.hadi bakalım...
-ama hocam yaaaaaa!
bitsin artık bu çile şarkısını içinden, için için okuyan öğrencilere, her defasında lafı fazla uzatmayacağım diyip kandıran müdürün, okulun ilk günü, özel günlerde ve tatil önceleri yaptığı konuşmalardır.
okul müdürü kürsüden gene kükrer:
-bakın okula sıvı sabun yetiştiremiyorum. basıyosunuz cart diye ilkinde tutturamadınız. ikinciye tekrar bas, ee musluk açık değil, musluğu açayım derken tekrar gitti yarısı. bas evladım tekrar. sonra yarım yamalak yıkayıp çıkıyorsunuz. şimdi bana bakın evladım sen arkadaki yağlı kafa dinle alıcam ayagımın altına. önce acıyorsunuz suyu, elinizi ıslatıp yarım çay kaşığı sıvı sabunla bir güzel yıkıyosun yağ pas çamur gitti bile.*. bir de hanım kızlar bakın hanım diyorum ona göre. söylemiyim diyorum ama..o bi yerlerinizden çıkardığınız bezleri atıyosunuz tuvalete yavrucum çöp tenekesi koydum gözünüz kör mü,her gün ben usta mı çağırcam bu okula! sarın atın güzelce**
hemen hemen butun mudurlerin yaptıgı insanı bayan hatta yoran eylemler.
klasik bir pazartesi günü. ilk iki ders kesin gider, öğrenciler mutlu.*
okul müdürü:geçmiş bayramınız kutlu olsun...bu vatan size emanet. okumak lazım, eğitim lazım. eğitim için para lazım. getirin artık okula katkı paylarını. yahu spor paraları da yok. parayı vermeyen sınavlara giremez bilesiniz *. (çok ustaydı,her konuyu paraya bağlayabilrdi).
--spoiler--
sevgili öğrenciler, şimdi biz size hakaret etmek istemiyoruz; ama siz burda sessiz durmayınca bağırmak zorunda kalıyoruz, sesimiz çok çıkınca etraftaki kurumlardan şikayet geliyor. bu bize hakarettir, biz size hakaret etmek istemiyoruz ama siz bize hakaret ettirmek için elinizden geleni yapıyorsunuz ulan hayvan herifler*, sussana olum! sana diyorum oğlum...? mert!* alo! boyum kısa diye sesim duyulmuyor sanıyorsun bana kadar geliyo ne konuştuğun!* çıkarken odama uğra.*
--spoiler--
müdür, çıkmış platform gibi bir yere, elinde mikrofon, ceket düğmeleri göbeğinden dolayı her an fırlayıp öğrencileri yaralayacak gibi durmaktadır.
-şimdi arkadaşlar, sizeeee bi' hikaye anlatacam. bi' gün bi' oduncu varmış, oğlu ona hiç yardım etmezmiş...
-evet arkadaşlar, bir hikaye daha anlatacam.
...*