özellikle ilkokulda nedense çok uzun sürer.
ilkokulda müdürümüz konuşmaya başladığı zaman ilk dersin yarısının gideceğini bilirdik. başka bir okula nakil olduktan sonra eski müdürden kurtuldum diye göbek atıyorum. yeni müdürüm yağmur yağarken mikrofona çıktı; "yağmurdan dolayı kısa konuşacağım" dedi. konuşma bittiğinde donuma kadar ıslanmıştım. lisedeki müdürümüz bize çektirdiği yetmezmiş gibi milletvekili adayı olmuştu ki tüm ülkeye çektirebilsin *.
müdür:(bişiler bişiler).......lakin istiklal marşını binanın içinde düzgün okumazsanız,karda olsa,yağmur da olsa,çıkar dışarı birlikte okuruz marşımızı.bu topraklar zaten yağmurda,karda kışta kazanıldı!
öğrenciler:şak şak şak şak!
m:ben size bunu alkışlayasınız diye söylemedim,alkışlamanız gerekmiyor!
ö:şak şak şak şak!
m:madem alkışladınız,okuyun güzel bi marş,gür bir şekilde!
ö:şak şak şak şak!
şimdiden verilen not:çok takdir ettiydim müdürümüzü.
Genelde tehditkar cümleler kurulur.Kurallara uymayanların okula alınmayacağı söylenir,akabinde susmayan,gülüşen öğrencilere zılgıt çekilir.Sen bir yöneticisin anladıkta,aynı zamanda eğitimcisin dedirtir.iki faydalı,iki tatlı söz duymak imkansızdır birçoğundan.Zaten düzgün olanlarında ayakları kaydırılıp oraya buraya sürüldüğünü bilmeyen yoktur.Sözleşmiş gibi aynı cümleleri söylemeleri ayrı bir tartışma konusudur.
genellikle okul bitiminde istiklal marşı okunmadan önce azarlama yerme sövme şeklinde giden konuşmalardır. tuvalete adını yazan gençlerden tutun sigara içen sıra kıran öğretmen tartaklayan lise öğrencilerine kadar herkese ana avrad söver. sigara içmenin kötü bir şey olduğunu anlatmadan önce kendisinin 35 sene sigara içtiğini söyler ve onu örnek almamızı bekler. 35 sene sigara içip 1 sene içmeyen birini örnek almak ne gurur verici.*
her sabah dinlemek zorunda kaldığım, öğrencinin dışarıya güzel bir görüntü vermesi için bol uyarı yüklü, teması her zaman estetik ve başarı kavramları üzerine kurulmuş ve güne berbat başlamama neden olan konuşmalardır.
sıkıcı bir konferansta gırgır şamatın hat safhada olduğu bi anda müdür devre girer ve olaylar gelişir.
+yavrum susun artık. (1-2 sn bekler)
+(daha sinirli bi sesle bağırır ve harfleri birazcık yutar) yağruum lütfen biraz sessizlik
+(müdürün uğrasları sonuç getirmez ve hiç bir öğrenci hocayı takmaz , artık müdür patlama noktasına gelir ve var gücüyle bağırır) yağğraam kime diyorum ben!
bi anda sessizlik olur ve herkes müdürün gerçekten de bunu soylediğine inanamaz.
konuşması zaten garip olan müdürün kızınca harfleri yuvarlayıp bi çırpıda söylemesi boyle bi kelimenin olusmasına sebebiyet verir. sonucunda müdür amacına ulasır.
Lisemiz Anadoluda kurulan ilk resmi lise olmakla beraber (Abdurrahmanpaşa Lisesi - 1885) sadece 3 müdür değiştirmiştir (4. müdür yeni geldi). 3. müdürümüz olan ismail Dönmez'in özellikle pazartesi sabahı ve cuma akşamları yaklaşık 50-55 dk süren ders verici olduğu kadarda sıkıcı konuşmalarıdır.
Hele ki sene sonlarında bu tören vs. 5 saati bulurdu , takdir alanlar sıra sıra çağırılır , müdür teker teker takdirlerini verirdi. Lise-1 lerde baya bi ayılanlar bayılanlar olurdu. Ahhh ah keşke şimdi lisede olsam da ismail Dönmez'in konuşmalarını can kulağıyla dinlesem.
bizim var bitane kadın,her sabah aynı lafları söyler;
düzen-nizam-intizam
yavrum,konuşmayın gelirsem oraya saçını başını yolarım senin
üzerinizdeki renklileri çıkarın
çok sıkıcıdır çok, özellikle pazartesi ve cuma günleri törende yapılan konuşmaları bitmek bilmez, konuşurlar da konuşurlar. mezuniyet töreninde de böylelerdir, mikrofonu alırlar bırakmazlar, o da veda konuşması olsa gerektir, ama yok işte akılda kalmıyor azizim. ne demişler:
(bkz: kısa ve öz)
Genellike dinlenmeye konuşma başladıktan sonra 3.-5. azar arasında başlanılan ,5 dakika sonra sıkılınan, konuşma bittikten sonra hayvan gibi alkış alan konuşmalardır.