hiç mi iyisi yok yahu bunların? diye düşündüren.
vardır belki? diye umutlandıran.
yok lan. nerden olacak, görmüyor musun diğer entryleri? dedirten.
evet gerçekten yokmuş...
diye nihayete eren içsel muhabbetin ana temesını oluşturan kamu görevlileri.
öğrencileri toplama kampındaki yahudiler kendilerinide nazi komutanları gibi görüp her türlü disiplini yapan öğretmenden üst olan boş konuşan hayvanımsı yaratıklardır.
nazi kamplarının baş sorumlularıdır. zira halk arasında ota boka diye tabir edilen her şeye karışırlar. arkadaşlarının arasında saç, sakal kesmek, azarlamak gibi eylemlerle öğrenci insanın onurunu hiçe sayarlar. öğretmenler üzerinde de iktidarlarını kullanırlar, demokrat olanını gören varsa tüm operatörlerden 3344'e boş mesaj atsın.
klasik sözleri şu şekilde sıralanabilir:
-oğluuum, o kıyafetinin hali ne? *
-kızıııım, yarın o saçı öyle görmiyim. *
-istiklal marşını canlı ve gür söylüyoruz. *
-o saçın, sakalın hali ne eşek herif? *
-katkı parası vermeyen öğrencileri illa deşifre mi edelim yavrum? *
-bi daha geç kaldığınızı görmiyim, şimdi dersinize gidin. *
+evet, ben bir müdürüm, bu koyunlar ııııı yani çocuklar bizim her şeyimiz, canımııız, ciğerimiiz. gelecek nesiller onların olacaaak.
-müdür bey ben de bir öğrenciyim ve şunu söylemek istiyorum: her gün küfür yemekten haz mı alıyosunuz?
+ *oğluuuummmm, odama gel derhal, serseri heriff.
+ oğlum hadi kalk sabah oldu.
- ya anne bu gün okula gitmesem olmaz mı.
+ aaa gene başlama . kalk hadi hazırlan.
- ama anne gitmek istemiyorum.
+ bana gitmemek için geçerli iki sebep söyle.
- 1- o okuldaki öğrencilerin hepsi benden nefret ediyor.
2- o okuldaki öğretmenlerin de hepsi benden nefret ediyor.
sen bana gitmem için geçerli 2 sebep söyleyebilirmisin?
+ birincisi 46 yaşındasın. ikincisi o okulun müdürüsün.
ağırlıklı olarak tarama özürlü anlıyacağız kel, göbekli, otoriter izlenim bırakmaya meraklı, öğrenciler üzerinden kendisini tatmin eden kişilikte insanlardır.
bazen içten gelen bir dürtüyle, kendilerine bir mektup yazmak istediğim kişidir...
"sevgili müdürüm,
ben sizin yönetim şeklinizden biraz rahatsızım. yanlış anlamayın, meraktan soruyorum;
bizden yıl boyu topladığınız bu aidatlara ne oluyor? yani, bilmiyorum, törenlerde bize anlattığınız
şeylerle pek örtüşmüyor. tamam, kalorifer yakıtını anladım ama, okulumuzda 1000 küsür öğrenci mevcut,
20 ytl alıyorsunuz kişi başı, yakıt dışında, o para nereye gidiyor. okula pota yaptık, bahçeye asfalt kaplattık dediniz; ama, daha geçen gün gazetede, belediye açıklama yaptı; "okullarımıza ücretsiz asfalt ve pota yaptırdık" diye.
bunu nasıl açıklayacaksınız.
peki ya; lise 1 de geldiğimde, odanız, gayet basit bir ofis iken, lise 3 de gördüğüm odanız
bambaşka olmuş; ceviz ağacı masa, deri koltuklar, gül ağacı sehpa, lig tvli digitürk, 70 ekran tv, ağzınızda tek dişiniz varken, birden 32 diş porselen kaplatmalar, son model araba ve cep telefonu... vb gibi daha nice kişisel eşyaya parayı nasıl bulduğunuzu ve biz öğrencileri, hala neden; kırık camlı, pis duvarlı, yamuk tahtalı, parçalanmış sıralı... vs gibi hallerde bıraktığınızı merak ediyorum? bana bunun cevabını verebilirseniz çok sevinirim.
ha, olmadı, sorun değil, ben sizi yine de severim..."
sade bir öğretmenken gayet normal olan bu vatandaşlar , müdür olunca birden ne oldum havasına bürünür , oraya buraya emirler yağdırmaya başlar , kürsüye çıkıp kükrer. nedendir bilinmez ..
gözlüklü ve muşamba suratlı olanlıları günümüz piyasa koşullarında sıkça mevcuttur .
bu modellerin bayan sürümleri de mevcuttur ve dayak atma konusunda karşı cinslerinden daha acımasız ve fandımetilleri korkunç derece iyidir .