Bir arkadaşımın, hakkaten arkadaşımın maddi durumu bizlere göre o zaman çok iyiydi. Gel gelelim babası aşırı cimri bir adamdı, tutumlu değil.
Arkadaşım kırtasiyeden kitapları alırken üzerinde atıyorum 7 lira yazan etiketin üzerine kendi yaZdığı 11 lira etiketini yapıştırır kendi tabiri ile babasını söğüşlerdi. 15 yıl olacak nerdeyse.
Arkadaş: şu an evrakta sahtecilik, dolandırıcılık, zimmete para geçirme suçlarından ceZaevinde.
Aşırı cimri baba: devletin kitapları bedava vermeye başladığını duyunca 15 yıl aradan sonra bir çocuk daha yaptı.
Kırtasiyeci : ödev çıktısı alınır yazmış cama napsın.
Sarı bıyık : gerçek kesite saygısından oynamadı başka yerde.
Hey gidi hey elde kitap listesiyle babayla gidilirdi kırtasiyeye. başlardık defterleriyle birlikte almaya en ucuzu da ince müzik kitaplarıydı. Ama eve geldiğimde o kitapları döktüğümde de hevesli hevesli incelediğim kitaptı kendisi o zamandan belliymiş anlamalıymışımm.. neyse bu kırtasiyelerinde adı genelde "öğretmen kırtasiye" olurdu. O zamanlar kırtasiyesinin ismini öğretmen yapmayanlara ruhsat mı vermiyorlardı ne. Bir okulun çevresinde en az bir tane öğretmen kırstasiye olmamışsa o okul hep eksik kalmıştır.
Ben 1. Sınıftaydım hiç unutmam. 2. Elci vardı. Oraya gittik. Geç kalmışız herhalde en uydurukları kalmıştı. Türkçe kitabıydı sanırım ön kapağı yırtıktı. içim burkularak ama bir o kadarda hevesle almıştım o kitabı. Annemler kaplarız belli olmaz demişti. O kitabı asla unutmam 6 7 yaşındaydım. içindeki ilk hikayeyi okuduğumu asla unutmam. Sokak köpeği bobby vardı. Bir gece sokakta kalıyordu kahverengi. Ben ilk onu okumuştum günlerce tekrar tekrar. içinde eksik sayfalar vardı.
O seneden sonra zaten devlet baba el attı. Yalan olmasın ama 2001 2002 olsa gerek el attığı tarih. Çünkü gidip aldığım bir anım yok o seneden sonra. Belki aldım unuttum. Yalan olmasın.
içerik tartışılır evet ama bence milli eğitimin yaptığı en iyi sistemden biri kitap dağıtmak. Annemle babam ayrı olduğu için bütçemiz sıkıntılıydı mesela o zaman o yırtık kitabı almak beni üzmüştü. Eminim üzüldüğüme. Herkesin yepyeni kitapları vardı. Neyse bende o efsane nesilim.
Biz dil bölümündeydik. Öyle kırtasiyede bulunmazdı cambridge kitapları. Üst sınıftakilerin ikinci el kitaplarını alırdık her sene.
Hele ki çalışkan biriyse ayvayı yerdik. Tüm alıştırmaları yapılmış, her köşesine Yazılmış Kuşe kağıdı sayfalarını sene başı sile sile parmaklarımız aşınırdı.
ust siniftan bir akraba yada arkadasla yaz sonu anlasilir ondan kitaplar ondan alinirdi ama bazi uyuz hocalar sirf ibneligine kitabin icerigi ayni olsa bile yeni baskisini ister kendine kufur ettirirdi.
hiçbir yabanci dil hocasinin bu beleş verilen kitaplari kullandığını görmedim, o verilen kitaplar bir kenara atılır, hoca oxfordun falan kitabini aldirir. lan mağdem öyle yapçan dilekçe yaz isteme devletten kitap mitap, yazik o kadar kapaği açilmadan çöpe giden kitaba.
keşke gene öyle olsaydıda kitaplar kaliteli olsaydı.
tamam şimdi bedava ama içi boş bakıyorum okul kitaplarına 2 tane çocuk konusuyor düşunce balonu yapmışlar ulan ygs-lys de çıkanlarla alakası yok.
Neyseki 3. sinifa gectigimde bitmis olan durum. hele kirtasiyelerde kitap biterdi bekle dur. arkadaslarindan geri kalirdin falan. Bos konusmaya gerek yok bi Allah razi olsun demek o kadarda zor degil.