okul kitabı okunuyor ya sanki. dağıtıldığının ertesi günü çalışma masasına konur. ağırlık yapmasın diye okula bile götürülmeden orada çürür durur. ya o değil ağaçlara yazık.
aslında hatayı sadece kendilerinde değil biraz da okullarında ve ailelerinde aramamız gereken insanlardır. sonuçta okuma alışkanlığı çocukluktan gelen bir şeydir. tabii ki insan kendi kendini de yetiştirir ama insanın kendi kendini yetiştirmesi için de ailesinden ve okuldan bir şeyler görmesi gerekir.
yazık olmuş insandır. bunun bir de okulda okutulandan başka kitap okumadan büyüyen insan modeli vardır ki bu insana daha da yazık olmuştur...
3.sınıfta çalıkuşu
7.sınıfta sodom ve gomore
9.sınıfta aşk-ı memnu okuttular bizlere...sonra noldu aşka bakış açımız bok oldu, yazık oldu.
Her profesör ve öğretmenin aşılayacağı fikirler, ideal gayelere hizmet edecek şekilde olmalıdır. Kitapların cansız teorileriyle karşı karşıya gelen genç beyinler, öğrendikleriyle memleketin gerçek durum ve çıkarları arasında ilişki kuramıyorlar. Yazarların ve teorisyenlerin tek taraflı dinleyicisi durumunda kalan Türkiye'nin çocukları hayata atıldıkları zaman bu ilişkisizlik ve uyumsuzluk yüzünden tenkitçi, karamsar, milli şuur ve düzene uyumsuz kitleler meydana getirirler. ( 1931 )
(M.Kemal Atatürk'ün 1931 Yılında Anadolu'ya Yaptığı Seyahat Sonunda Hazırladığı Notlar)
" okumadan da öğrenir bazen insan " diyen kişidir.
övünç kaynağı 1000 tane kitap okuyup bilinçli birey olduğunu sanmaksa okumadığım halde bildiğim şu sözü nasıl öğrendim ya da okuyanlar nasıl öğrenemediniz?
"birşeyleri bilmeye başlamak aslında hiçbir şey bilmediğini kabullenebilmektir"