uzun süredir tuttuğum idrarın taziği, delicesine gel- gitlerle mesanemi dövüyordu. henüz iki yudum aldığım çayı masaya bırakarak, okul kafeteryasını terk ettim. şeyimi bacaklarımın arasına kıstırarak, merdivenleri koşar adım çıktım. tuvalete vardığımda fermuarımı indirmiştim bile, neden sonra pisuvarlara işeme fobim aklıma geldi. hışımla kapısını açtığım ilk helaya daldım. kesik kesik bıraktığım iki damladan sonra, uzak bir çağlayan sesinin verdiği dinginlik benzeri bir huzurla gözlerimi yumdum. gözlerimi ansızın açtığımda artık yazıyı görüyordum. dudağımın çeperlerini zorlayan bir gülümsemeden sonra, fermuarımı çektim. yüksek lisansa ait tuvaletteki, bu hela yazısı fena halde ironime kaçmıştı.
evet, sifonun hemen üstünde; ccc inci sikerr ccc yazıyordu.
tahsilli piç in, kim olabileceği konusuna odaklandım bir an. global pazarlama dersine giren, bölüm başkanı keltoş prof.' tan şüphelendim. ders anlatırken yer yer bel altına vuran, bıyık altından gülen bir ibneydi kendisi sonuçta. neden olmasındı, üstelik bekardı da. altmışını çoktan devirmiş bir entelektüel, o an potansiyel inci sözlük yazarıydı gözümde... artık ok yaydan çıkmıştı, duramazdım. zihnimi kuşatan paranoyalardan sıyrılıp, elimi iç cebime attım. neyse ki kalemim yerindeydi.
okulun iktisadi idari bölümler fakültesi olması hasebiyle, artık bunu yazmam sünnetten öte farz olmuştu. hevesle mottonun hemen altına yazmaya koyuldum.
@1 adam smith beyler .
yazmış,tabiri caizse özet geçmiştim. sonra yazılardaki ahenke bakıp, son kez sırıttım. kalemimi yerine koydum. saatime baktım, derse 5 dakika vardı. ciddi pozlarımdan birini takınıp, tuvaleti oracıkta terk ettim.
