bir uykuda buldum onu.
otların yeşilinde duruyordu.
çocuk yüzü gibi az ve acıklı
küçük alabildiğine,
eskimiş bir yerime bakıyordu,
bir kırlangıç, cıvıltılı,
sürtünerek üstünden geçiyordu.
sevdim ne türlü, ağladım! sonra ötekiler gibi kayboldu.
Türk şiirinin mihenk taşlarından garip akımının önemli temsilcisi, Orhan veli nin en yakın arkadaşlarından. Cebinde şiirle ölmedi ama geride mükemmel şiirler bıraktı. Çok sigara içerdi, sadece geceleri yazardı. Karısıyla kavgası gecelerini beyaz kağıda ayırdığı içindi.Mekanı cennet olsun... Karısına ithafen yazdığı onlarca şiirden ikisiyle noktayı koymak isterim.
Karıma...
sofalar seninle serin
odalar seninle ferah
günüm sevinçle uzun
yatağında kalktığım sabah
elmanın yarısı sen yarısı ben
günümüz gecemiz evimiz barkımız bir
mutluluk bir çimendir bastığın yerde biter
yalnızlık gittiğin yoldan gelir...
Aşık merdiveni...
Dişli rüzgarlara karşı büyüttüm
Düşman gecenin içinde seni
Bir damlacık aydınlığım
Kalemime kağıdıma şavkı vuran
Avucumda koruduğum bugüne
Çok güzel bir şairdir. Orhan Veli öldükten sonra ikinci yeni tarzını benimseyip onların ekine dahil olmuştur. işin garibi cemal Süreya'da ölümüne yakın garip şiiri tarzında şiirler yazmıştır.
doğdu. 18 Nisan 1988'de istanbul'da yaşamını yitirdi.
1936'da Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Maliye Bakanlığı'nca gönderildiği Paris'te siyasal bilgiler fakültesinde 3 yıl öğrenim gördü. 2'nci Dünya Savaşı'nın başlaması nedeniyle 1940'ta eğitimini tamamlayamadan yurda döndü. Maliye Bakanlığı'nda, ardından Matbuat Umum Müdürlüğü'nde çalıştı. Ankara ve istanbul'da serbest avukatlık yaptı. 1955'te istanbul'a yerleşti. 1973'te Devlet Demir Yolları'ndan emekli oldu.
ilk şiiri 1936'da Varlık dergisinde yayımlandı. Orhan Veli Kanık ve Melih Cevdet Anday ile Varlık dergisinde başlattıkları atılım "Garip" adı verilen şiir akımının doğmasına neden oldu.
ilk şiirlerinde, diğer arkadaşları gibi, kentte yaşayan insanların günlük yaşamlarını işledi. Etkileyici gücünü şaşırtıcı buluşlardan, alay ve yergiden alan, dili yalın, 4-5 dizelik şiirler yazdı.
1944'ten sonra Aile, Yaprak, Yeditepe, Yeni Dergi gibi dergilerde yayınlanan şiirleriyle etkili oldu.
"Yaşayıp Ölmek ve Avarelik Üstüne Şiirler" kitabında bir yandan Garip çizgisini sürdürürken bir yandan geleneksel biçimler denedi. Yarım ve tam uyaklar kullandığı bu dönem şiirlerinde halk şiiri geleneğini geliştirmeye çalıştı.
Şiirinin üçüncü evresinde toplumsal sorunları konu alan şiirlere ağırlık verdi. Halk deyişlerinden yararlanarak alaya, yergiye dayalı şiirler yazdı. "Aşağı Yukarı" ve "Karga ile Tilki" kitaplarında özgün bir söyleyişe ulaştı.
Yer yer düzyazıya hatta senaryoya yaklaşan uzun şiirlerinde yöresel ağızlardan argoya kadar konuşma dilinin değişik ve zengin olanaklarını kullandı.
1960'lara doğru giderek soyutlaşan bir şiire yöneldi. Yoğun düşünce ve duyarlılıkla geleneksel ölçülere benzer biçimlerde işlenmiş ürünler verdi.
Çağdaş sanatın gelişmelerini ve sorunlarını ele alan yazılar, şiir çevirileri, oyunlar ve oyun çevirileri yayımladı.