lakin kendisi her şey bir yana önce şu "profesyonel yazarlık" sıfatını hak etmek ve biraz olsun aldığı paranın değerine ulaşabilmesi için ilkokul öğretmeniyle iletişime geçmelidir.
--spoiler--
hey gidi oktay! gençliğinin en pıtırcıklı en pembe jön safhalarında elinde pijamasıyla kâğıttan kapıların önüne mi koyulan adam sen mi olacaktın!
--spoiler-- kapıların önüne mi koyulan adam sen mi olacaktın
cümlenin bu kısmını okudukça deli oluyorum. beynim loob'a giriyor, paradokslar içerisinde kayboluyorum. hayır anlamadığım noktalardan bir tanesi de, canım benim o kadar kasmış ki düşene bir de ben vuracağım, unutulmaz bir yazı yazacağım diye; "pıtırcıklı en pembe jön safhalarında elinde pijamasıyla" ahahaha.
işin öteki tarafı "oktay ekşi"'nin karşısına bir ahlak bekçisi olarak çıkmış bu yazarımızın, savunmaya çalıştığı kişinin başbakan olması ayrı bir fail.
kısacası esra elönü hanımefendi, kahvelere girip konuşma yapsa, şu gazetede gördüğü ilgiden çok daha fazlasını görür. bir iki ego tatmin eder. orada böyle edebi ve gramer hatalarına da kimse dikkat etmez. körler arasında bir şaşı olarak mutlu mesut yaşarlar.