“aşk hormonu”, “baglilik hormonu” gibi farklı isimlerle de bilinen oksitosin, romantik bağlanma, sosyal bağlar ve duygusal bağlılıkla ilişkilendirilir, insan vücudunda önemli rol oynayan peptit (proteinlerin yapı taşları olan amino asitlerden oluşan bileşik) yapıda bir hormondur bu hormon seks esnasinda kadinlar tarafindan salgilanirken erkekler tarafindan salgilanmamaktadir. bu, oksitosinin bloke eden testosteron hormonuna bağlanmakta.oksitosin , kadınlarda erkeklerden daha çok bulunuyor. seks esnasında da arttığı için kadınlar tek gecelik olduğunu bildikleri ilişkilerin ardından bile bağlanma ve güven duygusu hissedebiliyor. erkeklerde ise durum farklı. onlar seks sırasında testosteron salgılıyor. testosteron, oksitosini baskılayan bir hormon. dolayısıyla bir taraf bu aşk iksiriyle hayallere dalarken diğeri macerayı orada noktalıyor. yani kadinlar sevistikce baglanan canililardir. oksitosin kadinlarda özellikle orgazm sırasında salgılanır . cinsel uyarılma ve doruk noktasında, beyindeki hipotalamus tarafından salgılanarak vücutta çeşitli etkiler gösterir. yani bir kadinin size ciddi manada baglanmasini istiyorsaniz yapmaniz gereken sey cok basit aslinda.
insan sosyaldir. En başından beri. Doğada asla tek başına olmadı. Olamaz. Başka insanlara ihtiyacı var. Düzenli aralıklarla oksitosin hormonu salgılamalı. Kabaca kendini iyi ve özel ve bir yere, bir insana bir yuvaya ait hissetmesi bu hormon sayesinde oluyor. Bu bir ihtiyaç. Tatlı bir bakış, bir gülüş, keyifli bir sohbet sırasında salgılanıyor. Yani tamamen başkalarına bağlı. Bu hormonun tedarikçisi diğer insanlar. Kendi kendimize salgılayamıyoruz. Başkaları salgılatıyor. Yetersiz oksitosin salınımı neye mi yol açıyor? Depresyona. Ve nihai olarak intihara. Bu nedenle aykırı veya marjinal olmakta diretenlerin şövalyeliği "banane toplumdan, toplum olmasın" deyişleri çocuksu, masalsı ve fantastik. Güceniklik ve küskünlük dehşetli bir saçmalama kudreti verebilir. Yetişkin bir amcayı ya da teyzeyi sümüklü bir çocuğa dönüştürebilir.
Oksitosin özellikle orgazm sırasında hem kadınlarda hem de erkeklerde salgılanır ve çiftlerin duygusal bağlarını ve ilişkilerini güçlendirici rol oynar.
Adı üstünde aşk hormonu olduğu için, afrodizyak etkilere de sahiptir. Bu nedenle de bazı insanlarda cinsel uyarılmayı artırabilir.
Travayı uzayan gebeye uterus kontraksiyonlarını artırmak için infüzyon şeklinde verilir ancak zaten uzayan durum ağrıların zirve yapmasıyla çekilmez olur. Suni sancının daha kötü bir tecrübe olduğunu söyleyenler çoktur.
Ne güzel bir Hormondur o.
Şu sıralar başına buyruk salgılanandır.
Diyorum, sen ne yapıyorsun böyle yapsanda kimseden bir hayır göremeyeceksin bırak bu isleri diyorum.
Dinlemiyor.
suni sanci diye verdikleri nane. Doğum basladigi halde sancisi olmayanlara verilir ancak bu da çözüm değildir çünki anne adayini zor dakikalar beklemektedir. Alindiktan sonra annenin yasadigi siddetli kasilmalar bebeğin doğum kanalinda tedirgin olmasina sebep olur dolayisiyla süreç de gitgide uzar.
Doğum zamani yaklastikça anne adayi için yürüyüs çok önemlidir. Doktorlar ve özellikle aile büyükleri de tavsiye eder bunu, kasilmalarin olağan seyriyle gerçeklesmesi açisindan mühimdir. Normal doğumun doğal seyrinde gerçeklesmesi hem bebek hem de anne açisindan çok önemli.
Özetle Ne kadar az sentetik o kadar sağlikli gelecek demek. Slogan gibi oldu ama doğrusu bu.
bağlılık hormonu demek daha doğrudur... cinsellik ve orgazm sırasında daha çok salgılanarak birlikte olunan kişiye bağlanma etkisi doğurur. kadınlarda daha çok salgılandığından kadınlar, seviştikleri erkeğe daha çok bağlanırlar.