Tatil yörelerinden birinde* turistlerle okey oynuyoruz. Masada iki Türk ve iki de Avrupalı* turist var. Sanal alemde okeyin kralı olduklarını iddia eden bu çiftimizi masaya aldık. Masadaki eşim taş çalanlar kabilesinden. O biçim. E, bi taraftan da ev sahibiyiz. yenilmek olmaz. işi garantiye almak lazım. benim ortak olaya gayet hakim. Oyun dönüyo, bizde de taşlar dönüyo. Gelin görün ki adamlar okey mi atmadı, çiftten mi bitmedi, çiftten okey mi atmadılar; artık okey üzerine yapılabilecek tüm fantezilerini gösterdiler masada. Oyun bitti ve misafirler bize dönüp teşekkür ettiler. Okeyde hala bilmedikleri olduğunu ve bizden çok şey öğrendiklerini söylediler. Meğer bizimkiler tüm çalma işlemlerimizi görmüşler ve aynen de uygulamışlar.
-E, biladerim; gördün de niye söylemiyon?
Deyince de:
-Türkiye'de böyle oynanıyo herhalde dedik.
Adamlar biz taş çalarken olaya hakim olmuş ve bizi kendi oyunumuza getirmişlerdi. Sonra intikamımızı almışızdır tabii; fakat o günün acısından bir süre oturamadık ikimiz de. *
şakam yok hepsi gerçektir. gerçek olmasa anlatmam zaten değil mi ?
geçen yaz amcam,kuzenler oturuyoruz okey atıyoruz bir kaç el. kuzenim işi biliyor zaten. sicili baya kabarık aile arasında. hop bir bakıyoruz radyodan bir oyun havası. kuzen boş durmuyor. kalkıyor oynatıyor herkesi. o arada çaktırmadan değiştirtiyor taşları benim taşlarla.
ilk okey oynadığım zamanlarda taşlar daha balyalanırken bir taş çalmıştım ve tabiki hemen anladılar. - vayy be o kadar taşın arasından nasıl anladılar a. q demiştim.
oyun başında balya çalmaktan farkı, oyun esnasında ortadaki balyadan bir yerine 2 taş almak ya da solunuzdaki elemanın daha evvel attığı taşı çaktırmadan bir sonraki el almaya çalışmaktır. birincisini yaparken sorun yok ama, ikincisinde manasız bir tebessüm kaplıyor suratımı, yakayı ele veriyorum.