aylar geçti sensizliğin üzerinden
sevdalara düştük ikimiz de..
güldüğümüz günler sayılı sanki?
Belki geçmişe dalıp ağladık
ve başkaları yanımızdayken
biz yarım kalan o mutluluğu aradık...
söylesene...
o eve kimleri konuk ettin...
Gecenin bir yarısı kime sarılıp da
sevgilim dedin.....
kim doldurdu içkini
kadehini kimlerin aşkına kaldırdın
beraber uyuduğumuz kanepede
kimin gecesini süsledin?
Gecenin bir vakti üşüdüğünü hissettiğinde
kim örttü üstünü?
Hangi halden bilmeze sarıldın titreyince
kimler öptü bakmaya kıyamadığım gözlerinin yeşilini...
hangi yabancıya inanmadığın cümleler kurdun
kırılası ellerini ilk kim tuttu
hangi elin avucunda ısıttın yüzünü
sabaha karşı kime soyundun?
Uyandığında kimlere günaydın dedin..
Kim sarıldı sana gözünde çapağınla
erkenden kalkıp kimlere çay demledin..
Kimdi o geceden kalma?
Ve sen unutup benim bardağımdan
kendi ellerinle kimlere su içirdin......
Sana kim şiirler yazdı?
hangi sevgili kızıl saçlarına
kullanılmamış sözcükler aradı....
kim yolcu etti seni duraklardan
ve sen gözünde yaşlarla 'gitme' diye
kimlere el salladın cam kenarından?
Bu sevda geride kaldı...
ve biz başkalarının hayatına konu olduk yine
dilden dile dolaştık
tutunamadık kimsenin yüreğine
oysa ikimizin okunacak bir geçmişi vardı
ama gel gör ki sevdamız gibi
sayfalar da yarım kaldı...
sen artık başka bir hikayenin güzelisin
bende yarım kaldın ama
başkasında son bulabilirsin?
farz et ki aşkım bir yalandı
ya da ta kendisiydi sevdanın...
Bunun bir önemi var mı?
Geçti gitti işte.....
kalıcı bir hikayen olsun istiyorsan
ya sarışın sev ya da esmer
bu şiiri yazan kumraldı...
o candır, canana yer bırakmayandır. onun öyle güzel dizeleri vardır ki, bir mısra olmak istersiniz onun o güzel şiirlerinde.
Dün gece ağzımda bir ıslık,
Elimde ıslanmış bir sigara
Evinin önüne geldim...
Pusluydu hava,
başımı yukarı kaldırıp dikkatli bakınca anladım
perdeler kapalıydı...
Ama yine açık unutmuşsun
Gece lambasını...
Bir an öylece durdum...
Sonra,
Kanıma girdi serserilik...
Merdivenleri bir bir çıktım.
Cebimden yedek anahtarı çıkarıp
Açtım kapıyı.
Dalgınlığına gelmiş olmalı
Kilitlemeden yatmışsın...
(eve de ayakkabıyla girdim,
affet beni....)
saat gecenin üçüydü galiba,
yalan olmasın...
uyuyordun,
odana sessiz adımlarla yaklaşırken,
belki o an
görmekte olduğun rüya takıldı aklıma.
Duraksadım....
Gözlerim alışınca karanlığa,
iyice belirginleşti suretin.
Yüzün bana dönüktü, öpmek istedim,
Başaramadım...
Saati yediye kurmuştun,
Onu bir saat geri aldım...
Sonra, önünde sana ilk kez sarıldığım
Aynaya çarptı gözüm.
Üzerine kırmızı rujunla,
“melekler uyumaz” diye ben yazdım!
vakit ilerliyordu,
apar topar bir kahvaltı hazırladım sana
portakal falan sıktım,
seversin sen...
bu iyiliğimi de unutma.
Geçince alkolün etkisi,
Baş ağrısı tuttu yine.
Uykumda gelmişti epey
Gittim evden,
Bıraktım seni rüyalarınla başbaşa...
Bilmiyorum
Bu yangın ne zaman son bulur...
Belki gün gelir,
Yine kollarımda uyursun.
Benimki de iş mi be!
Gecenin bir yarısı hırsız gibi eve gir
Sonra öpemeden çık git!
Neyse, alacağım olsun...
Gördüğün gibi,acemi bir hırsızım ben
Çalamadım işte yanağından.....
Bunları boşver...
Senden isteğim;
Kendine dikkat et
Aç karnına evden çıkma,
havalar soğudu iyice, sıkı giyin.
Geceleri yatarken,
kapıyı kilitlemeyi unutma...
ayrılık acısını "yüzünü yüzümden sök at" şiiriyle ne güzel de anlatan yazar;
sana ulaşabilmek içindi,
sevda yolunda yaşadığım bütün düşmelerim...
hayata karşı girilmesi gereken kavgaydı aşk.
girdim...
senin yaralı düşlerin sokmuştu beni bu yola.
sevmeye ne kadar da istekliydin
mutluluğa olan özlemini, hasretini dile getirirken,
ve terlerken sarılmalar arasında,
ne kadar da benimdin!
belli etmiyordum ama
ben de mutsuzdum en az senin kadar...
kırılgan, vazgeçmiş...
kazandığından fazlasını kaybetmiş bir yolcuydum bu yolda.
evet mutsuzdum ama asla umutsuz değil!
senden tek farkım buydu aşktan söz açıldığında...
tam konacakken avcunun içine aşk,
tam da yüzüne gülmeler inecekken gözyaşlarına inat,
sen aldın tüm senli umutlarımı,
kendi mutsuzluğunun içinde anlamsız kıldın...
o halde, yüzünü yüzümden sök at!
sana bu kadar kızgın olmazdım inan;
umutlarımı,
mutsuzluğuna kurban vermeseydin...
keşke...
keşke diyorum, ben gelmeden sen gitmeseydin...
gittin...
oysa çoğaltmak vardı sevdayı...
canlı tutmak vardı her zaman, hayatın en güzel kavgasını...
gittin...
sen harcayan oldun...
umutlarım harcanan...
bense;
yürüdüğü yolda eskisinden daha öfkeli, daha kırılgan.....
http://www.facebook.com/v...7&oid=106559039368800
--spoiler--
Bu gece yokluğunun dökümünü yapıyorum. Aylar önce sensizliğe yazdığım şiiri okudum, bir de dün gece yazdığımı...
Hiç fark yok...
Neden azalmıyorsun bende? Neden gidişin dün gibi?
Neden sana yazdığım her yazı, hep aynı yerde tıkanıyor?
Ben bugüne kadar kimseyi yokluğunda bu kadar önemsemedim... Kimseyi yokluğunda bu kadar özlemedim... ve şuna emin ol;
hiç kimse, yokken bu kadar sevilmedi...
Benim karşıma aşk diye bu sonucu çıkaran, yarım kalmışlıktan başka bir şey değil, bunun farkındayım...
Ama iyi ama kötü, bitmeli her hikaye! Sen bitmedin..... Bitmeyensin...
Ayrılığın adını koyamadık sevgilim.
işte bu yüzden kopamadık birbirimizden bir türlü......
Ben yarım kalan ve adı konmayan hiç birşeyi unutmam... unutamam.....
içimde sızısı kalır. Ya herşey yaşanacağı yere kadar yaşanıp sona ermeli ya da ayrılık sözkonusu olduğunda bir daha kimsenin çıtı çıkmamalı! Biz bunu başaramadık, ayrılamadık!
Sen yaşanıp da bitseydin eğer hatrıma gelmezdin. Seni bu kadar yazılası yapan, yarım kalmışlığındır...
O gecenin sabahında, ayrılığın aklına nerden geldiğini biliyorum... Anlamıştın benim soyut'a tutkun olduğumu...
O yüzden gittin kim bilir... Sevilmek için, güzel hatırlanmak için, kayıplara karışmayı tercih ettin... haklıydın belki de...
Olağan hiç birşeyi sevemedim ben hayatım boyunca.....
Herkesin, her an yaşadığı hiç birşeyi benimsemedim... Ben yaşadığım hiçbir aşkı hayatın akışına bırakmadım. Bunu yapanlar her zaman kaybeder...
Zaman denilen kavram düşmanıdır aşkın... eğer ortada aşk denen bir şey varsa, ne yapıp edip zamanı durdurmalı. Biz bunu başaramadık....
oysa bu o kadar zor bir şey değildi sevgili... Farklı bir dokunuş, ağızdan çıkan ve bugüne kadar kullanılmamış bir söz yeterdi zamanı durdurmaya.....
Ben, aşktan söz açıldığında zamanı durduramayan kimseyi sevemedim... Ondandır belki de varlığında sevemediğim insanları, yokluğunda düşlemek....
Belki de onandır, yanındaylen yüreğinin gurbetine düştüğüm bir sevgiliyi, sılasında özlemek...Yokluğun hiç de adil değil... beni yok ediyor, seni var ediyor sevdiğim.....
Evet seviyorum seni varlığına rağmen! Üç mevsim değişti bu şehirde ama ben varlığınla-yokluğunun tezatını çözemedim... seni yaşamak istemiyorum! ....
öyle bir sen yarattım ki sen yokken, yaşanıldığı an yitirir anlamını... sen yokken yarattığım sen, yasakladı sana dokunmamı... Sana düşman bir sen var içimde....
seni senle savaştıryorum, olan bana oluyor... Tam olarak hatırlamıyorum ama uzun zaman önce bir yerden duymuştum bu sözü, HANi RUHLARIMIZ ÖPÜŞÜR YA? BAŞKASINDAYKEN AĞZIMIZ...
şu an varlığınla yokluğunun tezatını bu şekilde tanımlıyorum, seni senle savaştırırken mağlup olan yüreğime... Birkaç ay geçtikten sonra, daha anlaşılır bir tanım bulabilirim elbet ama şimdi gerçek olan bu; RUHLARIMIZ ÖPÜŞÜYOR SEVGiLiM...
Gidişin beni yaralamadı, aksine daha bir sevilir hale geldin... Varlığındaki seni, yokluğundaki sen kadar sevemezdim... ''Keşke sen yanımda oslaydın, keşke bir şeyler yapıp da seninle zamanı durdursaydık'' diye hayıflanmıyorum artık.....
Her ne kadar adı konmasa da bir kopuşun, her ne kadar vazgeçmeyi beceremesek de, ayrılık ihtiyaçtandı bu hikayede... Yazık! son sözü zaman söyleyecek... Yazık!bu sefer hayatın acımasız akışına bıraktık aşkı...Ben senden kalan ayrılığa bile yas tutamıyorum adam gibi! Bunu engelleyen senin varlığın...
ben bunca zaman yokluğundaki senle hayatı paylaşsaydım ve böyle bir senle ayrılığı yaşasaydım, hiçbir şiir kolay kolay hayata döndüremezdi beni...
işte bu kadar güzeldir senin yokluğun... işte bu kadar ayrılğına üzülmemi engelliyor varlığın.....
VARLIĞININ CANI CEHENNEME, YOKLUĞUNU ALMA BARi..
--spoiler--
--spoiler--
Yer yatağında iki sevgili
Nerden baksan
Öğrenci evi
kaloriferler pek yanmaz
Uyarısına rağmen kiralanan...
...
Fakat yine de
Sevişmelerle bazen
Bazen gözyaşlarıyla
Battaniyeler içinde
Sıcak tutmuşlar düşlerini...
Yer yatağında iki sevgili!
Çokça zaman
Türkü çığırıp
Umut bestelemişler
Sırtlarını dayayıp soğuk peteklere...
Heyhat...
Zaman yine yapmış yapacağını
Bir sabah ayrılığı işlemişler
Doğan güneşe..
Ama artık
Yer yatağında UYUMUYOR iki sevgili
Birisi el olmuş çoktan
Diğeri onun şairi...
--spoiler--
--spoiler--
Ayrılıklarda güçlü hissediyorum kendimi...
Her defasında,
Piramide bir tuğla daha koyuyorum
Bütün olmama az kaldı...
Bekle beni mutluluk,
Birkaç ayrılıktan sonra geliyorum....
--spoiler--
Bir çok tartışmaya rağmen sonunda tüm akıllı insanların Okan Savcı ya ait olduğu konusunda aydınlandığı (bkz: beni güzel hatırla) şiirinin sahibidir.Benim çok yakın bir arkadaşımın erkek arkadaşıdır. ikisi de hala tertemiz kalbi olan nadir insanlardır. Yazmış olduğu hüzünlü, isyankar şiirlere rağmen çok güzel bir ilişkisi vardır.Sürekli 'ayrıldınız mı' sorularına maruz kalsa da yine de bizi canı gönülden vuran şiirler yazmaya devam eder.
Ve o ilk duyduğumda hem gözlerimi dolduran hem de gülümseme sebep olan insanın iliklerine işleyen şiir..
beni güzel hatırla
bunlar son satırlar....
farzet ki bir rüzgardım
esip geçtim hayatından
ya da bir yağmur
sel oldum sokağında
sonra toprak çekti suyu...
kaybolup gittim
belki de bir ruyadım senin için
uyandın ve ben bittim....
beni güzel hatırla
çünkü sevdim seni ben
herşeyini....
sana sırdaş oldum
dost oldum koynumda ağladın
yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini
beni üzdün kınamadım
alışıktım vefasızlığa
el oldun aldırmadım...
beni güzel hatırla
sayfalarca mektup bıraktım sana...
şiirler yazdım her gece
çoğunu okutmadım
sakladım günahını sevabını içimde
sessizce gittim...
senden öncekiler gibi sen de
anlamadın.....
beni güzel hatırla
sana unutulmaz geceler bıraktım
sana en yorgun sabahlar...
gülüşümü....
gözlerimi...
sonra sesimi bıraktım
en güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka....
söylenmemiş merhaba'lar sakladım her köşeye
vedalar bıraktım duraklarda...
ne ararsan bir sevdanın içinde
fazlasıyla bıraktım ardımda....
beni güzel hatırla
dizlerimde uyuduğunu düşün
saçını okşadığımı
üşüyen ellerini ısıttığımı
mutlu olduğun anları getir gözünün önüne
alnından öptüğüm dakikaları......
birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün
şaşırtmayı severim biliyorsun?
bu da sana son sürprizim olsun:
şimdi seninle yaşan günleri ateşe veriyorum
beni güzel hatırla
gidiyorum.....
Eğer ayrıldıysanız ve çok seviyorsanız, Okan Savcı'nın şiirlerini, okuyarak içmeden de sarhoş olabilirsiniz. Beni güzel hatırla şiiri, en ünlü şiiridir, fakat herkes bu şiiri Orhan Veli ve Cemal Süreya olarak biliyor, yanlıştır.
beni güzel hatırla
bunlar son satırlar.
farzet ki bir rüzgardım
esip geçtim hayatından
ya da bir yağmur
sel oldum sokağında
sonra toprak çekti suyu...
kaybolup gittim
belki de bir rüyadım senin için
uyandın ve ben bittim....
beni güzel hatırla
çünkü sevdim seni ben
herşeyini....
sana sırdaş oldum
dost oldum koynumda ağladın
yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini
beni üzdün kınamadım
alışıktım vefasızlığa
el oldun aldırmadım...
beni güzel hatırla
sayfalarca mektup bıraktım sana...
şiirler yazdım her gece
çoğunu okutmadım
sakladım günahını sevabını içimde
sessizce gittim...
senden öncekiler gibi sen de
anlamadın...
beni güzel hatırla
sana unutulmaz geceler bıraktım
sana en yorgun sabahlar...
gülüşümü....
gözlerimi...
sonra sesimi bıraktım
en güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka....
söylenmemiş merhaba'lar sakladım her köşeye
vedalar bıraktım duraklarda...
ne ararsan bir sevdanın içinde
fazlasıyla bıraktım ardımda....
beni güzel hatırla
dizlerimde uyuduğunu düşün
saçını okşadığımı
üşüyen ellerini ısıttığımı
mutlu olduğun anları getir gözünün önüne
alnından öptüğüm dakikaları......
birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün
şaşırtmayı severim biliyorsun?
bu da sana son sürprizim olsun:
şimdi seninle yaşan günleri ateşe veriyorum
beni güzel hatırla
gidiyorum.....
(Sayın Akif OKTAY'ın -SEN GiDERKEN-adlı şiir albümünde yorumlanmıştır)
SEN HiÇ EYLÜLDE SEVDiN Mi?
BiR SABAH;
ZAMANI DURDURDUN SEN
AYRILIĞI EKLEDiN SONBAHARA
MEVSiMiN BÜTÜN BULUTLARI,
GÖZLERiNDE BiRiKTi DE
BEN YAĞAMADIM BAKIŞLARINA
SÖYLE!
HANGi GÜNEŞ
BAHARI GETiRECEK ŞiMDi BANA?
KADEHiMiZ AYRILIĞA KALKMADI Ki HiÇ
BEN NASIL iÇEBiLiRiM YOKLUĞUNA
BELKi,
ZAMANSIZDI SEVGiM
EN AZ GiDiŞiN KADAR!
ELDE DEĞiL BU.
SEN HiÇ EYLÜLDE SEViP DE
VAKiTSiZ HÜZÜNLERE BEYAZ BAYRAK SALLADIN MI?
BiLEMZSiN SEVDiĞiM ....
NASILDA KOYUYOR ADAMA GÜZÜN GERi KALANI.....
DOĞDUĞUN GÜNDEYiM ŞiMDi
YOKSUN....
BiR BAŞIMA iÇiP
KAĞIDA GiDiŞiNi KARALADIM
HAZANDA SEVMEK AKIL KÂRI DEĞiLMiŞ SEVGiLi
ANLADIM.......