okan bayülgen in yapılan tacizlere bir başka cevap şekli. daha önce de "manyakmısınız oğlum ne arıyosunuz burda burası benim sokağım, bakkala gidiyorum. bi siktirgit." demişliği vardır. sadece ünlü (dikkat edin sanatçı diyen yazarlarda var. sanatçı sanat yapana denir.) olan bir insanın olup olmadık her yerde kamerayla çeklip akşama malzeme yapılmak istenmesi yetmiyormuş gibi kinayeli sorularla taciz edilmesi doğru değildir. hak ettiklerini almıştır magazinciler. (bir dikkat noktası daha magazinciler gazateci falan da değildir.)
magazin basını için sadece haber konusu olabilicek çok sıradan bir hadisedir. onlar bu işin kaşarı hem, utanırlar mı insanların özel hayatlarını didiklemekten?
mehmet ali erbilin dönen parmağından daha karakterli bi harekettir. magazin basını o parmağın temsil ettiği şeyi görmeyi de hak etmekte ya, onu da gösterecek bi deli çıkar yakında...
aynı zamanda tüm aklı belden aşağıda yazarlara, bdplilere, metalcilere, emolara, memolara, kırolara, tırolara ve cemaatcilere gösterilmesi gereken parmaktır. hiç biri tahammül edilebilir değildir.
reyting savaşlarının piyonu olmuş parmaktır. neden mi?
tamam, magazincileri hiçbirimiz sevmiyoruz, hele hele sözlük yazarları olarak onlardan nefret ediyoruz, tiskiniyoruz hatta. zaten hep belgesel ve caz seyretmiyor muyuz? bir de ödüllü filmler... asdadsfafasdas. sol taşşa..(pardon, o, pis çocuk inci'deydi) sol frame'e bakınca da belli olmuyor mu ne kadar sanatsever olduğumuz.
ben de, kendi adıma, magazinci vs. ünlü savaşında hep ünlülerin tarafını tutmuşumdur. çünkü insan hakları, özel yaşama saygı, her ünlünün, istediği yerde, istediği kişi ile yiyişebilme özgürlüğü vs., önemli mevzular bunlar.
okan ki; agresif tavırları, farklı çizgisi, seyirciye kapak olan cevapları vs. ile gönüllerde yer etmiş, ama sonuçta medyanın pompalamaları ve reytingler sayesinde bugünkü popülerliğini kazanmıştır (gerçi okan, reyting olayına çok sıcak bakmıyor ya da bakmadığını söylüyor ama sonuçta bunun nimetlerinden istemese de faydalanıyor, yazık tabi).
sonuç olarak; özelde magazinciler, genelde medya ile simbiyotik bir bağı* olan ünlülerin, bu tarz hareketleri, sadece ve sadece; reklam kokan hareketlerdir ve o parmak, magazincilerden sekip bizlere gelmektedir aslında...
iyi seyirler türkiye, her nerde yaşıyor ya da yaşatılıyorsan... *
magazincilerin hakettiği parmaktır. ne öyle kardeşim adam karısıyla kızıyla oturamıcak mı bi beş dakka ya??
hemen fotoğraf çekmeler felan böyle . aferin okana. gözüme girdi şimdi . *
sanatçı dediğin topluma örnek olacak kişidir. böyle bir davranışın ise örnek alınacak hiç bir tarafı yoktur.
belliki kendisini takip eden gazeteilere sinirlenmiş. elbette olabilir ama bu hareketi yapması o kişinin seviyesizliğini, ahlakını ve agrasifliğini gözler önüne sermiş. iki dakika kendini takip eden gazetecilerle röportaj yapmak yerine işin kolayına kaçıp, bir orta parmak göstemiş. kol, bacak, kafa veya çomak göstermediğine şükür etmek lazımdır.
tamam hakaret olarak algılanan bir durum ama benim asıl moralimi bozan şey orta parmak olması. bizim kütürümüzde "nah" yok mu kardeşim, mert, cesur bir nah şu orta parmaktan 40 defa daha etkilidir. bu orta parmak gösteren liboş tayfa bundan vazgeçsin. nah bizim değerimizdir. onu yaşatalım. en iyisi hiç yapmamaktır ama nah'a sahip çıkalım. orta parmağın zulmünden ve acizliğinden nah'ın o dolu dolu görüntüsüne tav olalım.
vaya con dios ablamız bile demişti yıllar evvel. nah nah nah...
evet nah bizim değerimizdir, okan lütfen sen de buna dikkat et. ya da sen kimsin lan okan?
ayrıca bu magazincilerin heryerden çıkabilmesi ve özel hayatın içine edilmesi nedeniyle bir i.s. * özdeyişiyle cümlelerime son veriyorum