okan bayülgen'in yaptığı programlarda *** kullandığı, "sigara öldürür" videosunda gözlenen olay. gerek, kendi yaptığı salak seslendirmeler; gerekse, başkalarının yaptığı salak seslendirmelerle olayı daha da abartması gereksizdir.
madem sigaranın zararları hakkında bilgilendirme yapacaksın, doğru düzgün yap. komik ama hoş değil. gün gelir, sigara yüzünden hastenelik olursan, komik duruma düşersin. o zaman götümle gülerim işte...
muhtemelen baskı, yasa, kanun ile sıgara içmekten alıkoyulan insanları desteklemek amaçlıdır.. başa bir iş gelmemesi için ironik bir eleştiri getirmek oldukça mantıklıdır -ki bu yolu şeçmiş okan da muhtemelen-.. zira kanunları ya da verilen hükümet kararlarını bir televizyon kanalında eleştirmek sözlükte eleştirmekten daha büyük sorumluluk getirir..
tıpkı okan da sizin eleştiri kültüründen nasibinizi alamayıp hakarete uzanan bir şekilde sigara yasağını eleştirseydi şu an işsiz olma ihtimali yüksekti ama işini bilen birisi olduğu için hakaret etmeden ironik bir eleştiride bulunabiliyor..
yani, bir eleştiriyi eleştirirken hakaret etmekten kendinizi alıkoymalısınız yoksa eleştirinizin hiçbir değeri kalmaz.. hoş bu durum hepimiz için geçerli.. umarım zamanla bunların hepsini öğreneceğiz..
bunu yapmak için program başlamadan içilmesi yasak olmasına rağmen stüdyoda sigarasini tüttürmüştür. ama izleyicilerden içmeye başlayanlara güvenlik müdahale etmiştir.
(bkz: bu ne yaman çelişki)
"bak biz sigaranın zararlarına değiniyoruz, insanları doğru bilgilendiriyoruz" modunda yapılan bu tanıtımlar, beyni olan hiçbir insan tarafından ciddiye alınmamaktadır. oysaki; sigaranın zararları çok ciddi bir konudur ve bu konuda, insanlar ciddi bir şekilde bilinçlendirilmelidir.
bu şekilde tanıtımlar hazırlayarak toplum falan bilinçlendirilmez. bunu izleyen insan, "bu ne amına koyim" deyip bir sigara daha yakar.
götünü verse alkışlanacağından , gerçekleştirdiği saçma sapan eylemdir. aynen böyledir durum. sözlükte de var bu tipler. adam adını söylese "vay len ne kültürlü " diyecekler. e böyle olunca adamın yaptığı her şeyde bir anlam arıyor kekolar.
flaş flaş flaş!ünlü düşünür okan bayülgen osurdu! artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
zihniyet aynen bu amına koyim . gören de çok önemli bir akademisyen , siyasetçi , devlet adamı falan sanacak bu adamı. güzel espri yapamayan , çok ince düşündüğünü sanıp kasıntıdan öteye gidemeyen birine allah muamelesi çekersen sen böyle olur. bugün sigarayı savunur yarın öbür gün bir başka boku. zaten tüm gün sigara içen gelecekte içtiği tüm sigaralar götüne girecek olan ama kendini avutan gençlerimiz de şakşaklıyor kendisini. afferin, aynen böyle devam. akciğerleriniz başta olmak üzere vücudunuzun her yerinin içine eden bir meretin zararlarını tiye alan adamı destekleyin. bravo size.
size ne arkadaş. içen içer, içmeyen içmez. yasağı kabul eden eder, beğenmeyen taciz eder. sizi geren ne? içmiyosanız içmeyin su mereti. zorla boğazınıza mı soktuk. ben sonuna kadar destekliyorum.
--şpoylır--
sağlıklı bir yaşam için ekmeği kesmeliyiz.*
ekmek almak için bakkala gideceğimiz zaman yüreyerek gidip ekmek almadan dönmeliyiz.
--şpoylır--
Burada sigara içilmez, cezası bilmemkaç tl dir, levhalarının tam da altında inadına sigara içtiğini, ve o cezayı da, oracıkta hemde nakit olarak anında ödediğini söyleyen biri için, gayet normal ve olası bir 'ti' şekli. duyduğum kadarıyla, bakanlık kararıyla, 1 ocaktan itibaren, sigara paketlerinin üzerinde ki, ''öldürür'', ''kanser - felç yapar'' yazılarının yanı sıra, kararmış insan ciğeri, ölüm döşeğinde kanser hastaları, ve belki de tabut vs resimleri koyulacakmış. sadece caydırıcı olsun diye. eğer bu gerçekse, iyisiniz okan bayülgen, burdan size daha çoooook malzeme çıkar.
sigara yasağının acımasızca uygulanmasından dolayı bir tepkidir belki de, "dumansız hava sahası" yaratma çabasıyla tüm kapalı mekanlara yasak getirilmiştir ki bunun dünyada ki örneği çok azdır, almanya da bu konuda ki ilk yasa taslağında tıpkı bizde ki gibi tüm kapalı mekanlar da yasak uygulanması söz konusuydu ancak, yasa tasarlanırken sektör üyeleri* tarafının baskısıyla yasa dahada uygulanabilir bir forma sokulmuş ve mekanlar sigara içilebilen ve içilemeyen kısımlar olarak ayrılmasında uzlaşılmıştır, böylelikle bu tarz hizmet veren sektör işletmeleri büyük bir darbe yememiştir. neredeyse tüm avrupa ve diğer dünya ülkelerinde böyle uygulanmaktadır, abd de eyaletlere göre yasakların değiştiği gözükmektedir. sigara yasağı konusunda en sert yasalar irlanda dadır öyle ki sokakta içmek dahi yasaktır, ardından da en sert ülkeler ingiltere, italya ve biz olacağız.
sanırım okan bayülgen in tepkisi de bundandır, evet dumansız hava sahası doğru bir düşüncedir fakat aşırı kısıtlayıcı ve tek taraflı uygulaması ile de yanlış bir uygulama olarak kalmıştır. sigara içmeyenlerin sigara dumanı olmadan bir yerlerde oturabilmesi en doğal istekleri ve haklarıdır, sigara içmeyenlere bu hakkı verirken sigara içenlere haksızlık edilip tamamen dışlanmıştır bu yasa ile, oysa ki yasalar herkes içindir ve eşitlik esastır. ancak bu yasa, mekanları sigara içilebilen ve içilemeyen kısım ayrıma gitmeye zorlar ve böylece işletmeciler de zarar görmeden daha sağlıklı uygulanabilirdi.
güzel bir düşünce ile başlanmış proje, aşırı ve gereksiz bir sertlikle tek taraflı bir uygulamaya dönüşmüştür. sanırım okan bayülgen de bu sebeplerle ve elimize yüzümüze bulaştırdığımız için tepkisini tiye alarak ortaya koymak istemiştir.
mozaiklenen sigaradan zevke gelen insanlar var sanırım. o zaman size şunu tavsiye ediyorum. yapacak hiçbir şey olmadığını düşündüğünüz bir gece saat 2'de, kanallarda öylesine gezinirken iyi, kötü ve çirkin filmine denk geliniz. bu sizi çölde deniz bulmuş kadar sevindirmeli ama, öyle bir durumdasınız: sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri sizin o an gayet anlamsız olan hayatınıza bir eğlence olmak için karşınızda duruyor. ve film başlamadan diyor ki bu film +13, 13 yaşından küçükseniz sizi kötü etkileyebilir. izlemeye başlayın, tam keyfiniz yerine geldiğinde birden aklınıza, filmde clint eastwood'un sigara izmaritleriyle iz sürdüğü sahneler gelsin. ve bir kaç dakika sonra ekranın mozaik içinde kaldığına, o şahane sinematografinin, muhteşem görüntülerin mozaikler arasından kafalarını uzatmak zorunda kaldığına şahit olun. hemen yanıbaşınızda gerçekleşen bu katliamla ilgili hiçbir şey yapmadan nasıl yaşayabilirsiniz? sanatın ağzına sıçıyorlar yetişin! bile diyemiyorsun ki. yarısı sansürlü, kesilen sahneler başka başlıkların konusu. filmin görkeminin altında ezilmek isteyen ben, bir mozaik cümbüşüyle başbaşa kalmak zorundayım.
şu ana kadar sigara içmedim, merak bile etmedim, ve kokusundan, dumanından, her şeyinden tiksiniyorum(bu da 'not: galatasaraylıyım' gibi oldu). ama çocuk kandırır gibi her beyaz çubuğu mozaiklemek bizi nasıl bir tehlikeden koruyor anlayabilmiş değilim, bir gün sigaraya başlayacaksam bunları düşünüp başlayacağımdan da eminim. bu yüzden artık bu yasaklara karşı söylenen her sözü desteklemek bende bir refleks oldu. ben sansürsüz televizyon istiyorum, insanların her gördükleri şeyden etkileneceği tehlikesinin dikkate alınmadığı bir toplumda yaşamak istiyorum. okan bayülgen'in sigaranın zararlarını tiye alması da bu yüzden şahane bi olaydır. rtük'ün yaklaşımı artık 'sigara mı dedin sen, vay senin amuğa koyum ben o zaman.' a dönmüştür çünkü.
