bütün mesele oğulluğu reddedebilmekmiş
öğrendik, yanlış bir oğulmuşuz
kuşluk vakti, el işerken sıcak yatağına
asıldık biz
din kardeşlerimiz yani ümmeti müminler takunyalarının sesinde
biiznillah konuşmalarından çok susuşlarıyla
neşter atarlarken tevekkül bakışlarımıza
ne çok öldük biz
yanağımızda elma şekeri sevinçler,
vallah billah büyümeden yaşlandık biz
her çocuk deniz kokardı aslında,
o kadar çok pas koktuk ki biz
yürümelerimiz küflendi voltalarda...
miras ve zulüm, şeref ve beratken kambur sırtımızda
kesip sarkık bıyıklarımızı
dilsiz bir anlam perdesinden
yokken sokaklarda çoğul koro
muzip bir şakanın oyununa gittik
rehin bırakıp keşkeler parantezine çokça anılan gençliğimizi
münzevi merhabalarımız çokça sorsada
acılar muhabbeti hatrımızı
derbeder, hoyrat satışlardan kanatıyoruz
susuşlarla keserek yanlış bir geçmişin kalıntılarını
yorgun soluklarda savrulmuş bir yaprak gibi
lekeli üryanız, paslı geçmişten
azız, güzüz, darmadağınık..
bütün mesele oğulluğu reddedebilmekmiş
ne haddimize bizim
ne sebiliz, ne de keskin sirke
bütün mesele oğulluğu terkedebilmekmiş
öğrendik, yanlış bir oğulmuşuz
umutlarımız vardı, alıp götürülmeden yazılmış
her tanışıklıkta onlarla kınıyoruz
hayat böyle okladı bizi
cinayet kokan mezatla öğrendik
yanlış bir oğulmuşuz
kuşluk vakti el işerken sıcak yatağına
asıldık biz
kendisi için yanamayan, kendisi için kanayamayan aşklarımızda vardı oysa..
