hazreti muhammed'in gelini ile evlenmesi gerçeğini bir türlü kabul edemeyen ve "iftira bu, hakaret ediyorsun" diye sayıklayan kişilerin hakkında "gömünist hristiyan yahudi" diye salladığı yazar.
hazreti muhammed halasının kızı olan zeynep'i evlatlığı zeyd bin harisi ile evlendirmiş, sonra ahzab suresinin ilgili ayetleri kanalıyla boşanmalarını sağlamış ve gelinini kendine hanım olarak almıştır. siz kabul etseniz de, etmeseniz de.
bu gerçeği sözlüğe yazmak da marjinallik değildir. ama bunun marjinallik olduğunu düşünmek, kişilerin kendi cehaletlerinin de bir göstergesidir.
kuran'ı yorumlayamazsınız, yani sıradan insanlar olarak anlayamazsınız denmiş. yani anlamak için belli bir ilime, belli bir seviyeye gelmiş olmak gerekliymiş. kullar böyle dese de bakın bu konuda allah ne demiş:
zuhruf suresi 3. ayet: "biz, anlayıp düşünmeniz için onu arapça bir kur'an kıldık." duhan suresi 58. ayet: "biz onu (kuran'ı), öğüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık." yusuf suresi 1 - 2. ayetler: "elif. lam. ra. bunlar, apaçık kitab'ın ayetleridir. anlayasınız diye biz onu arapça bir kur'an olarak indirdik."
demek ki neymiş, anlamamız, düşünmemiz ve yorumlayabilmemiz için apaçık anlaşılabilir olarak indirilmiş.
saygısızlığa ve seviyesizliğe gelelim. tarihte gerçekleşmiş bir olayın burada anlatılmasına tepki olarak, bir inançtan yola çıkarak o konu hakkında fikir beyan edenlere "seviyesiz, ipe sapa gelmez laflar eden silik, çırpınan marjinal vb" gibi sözlerle saldırmak saygısızlıktır. seviyesizliktir.
bu, konuşulan konu üzerinde bir fikir sahibi olunmadığının ya da öne sürülecek bir tezi bulunmadığının da bir işaretidir ki işte bu da acizliktir. ad hominemdir ki zayıflık göstergesidir.
konu başlıkları işte orada. adam olan o başlıklar altında tezini öne sürer. gelip burada acizliğini ifşa etmez.
hz muhammed'in evlatlığının hanımı ile evlendiğini, eski gelinini kendine eş olarak aldığını bir sözlükte öğreniyorsan ve bunu kabul edemiyorsan daha ben ne yapayım. git cehaletine yan.
sadece uludağ sözlüğün değil, tüm sözlüklerin fethullahçıları ile mücadele eden yazar.
edit 1: memleketteki tüm fethullahçı gölgeleri toplasan bir adam etmezler, ki her yerde toplu halde saldırmaları da ondandır. korkaklıkları ruhlarına da yansımıştır, gerçek hayatta karanlık ışık evlerinde yaşarlar; sessizce cumhuriyeti yıkmaya çalışırlar. arasanız da bulamazsınız.
sanal hayatta ise tıpkı sırtlanlar gibi topluca saldırırlar. bir arslan hakkından gelir bunların. dağılın len geliyor osmanlı tokadı.*
bu gece girdiği entrylerle edindiğim tek bir mana mevcut kendisiyle alakalı: muhteşem ego sahibi bünye taşıyan beden formasyonu yazman.
kişisel tespit: kendi fikrinden olmayan başka bir ideaya hakaret etmek, kişinin kendi fikrinin aciz oluşundandır. şayet aynı kişi haklı bir argümanı olduğu vakit, bunu öyle bir dille anlatır ki, haklılığı baki olmasından mütevellit, kişiyi sevmeyenler bile fikirlerine biat eder.
buradan yola çıkarak bugüne kadar envai çeşit nedenle çaylak oluşunun temelindeki kendisinden olmayana, değerlere, aklına gelene hakaret etme derecesinde subjektif eleştirileri ve bazen alaycılığı, fikirlerinin temelsiz oluşuna denk geliyor. bu tabi olayın psikolojik analizi. *
sözlükleri ciddiye almaktan öte hiçbir yerde sesi duyulmuyorsa kişinin, zaten önemsenmemelidir. bazen güldürüyor, cidden olaylara bazen fazlasıyla objektif de yaklaşıyor ama nafile bir girizgah şekli bu.
hazreti muhammed başlığına girdiği hakaretin, kendisine göre mantıklı ve özgür düşünce bazlı açılımların başka insanların kutsal değerlerine çemkirmekten öte anlam taşımamasından dolayı çaylak edilmiştir, şayet o entry şuan piyasada yok.
edit: birileri "akıl hastalarının satasmalarına maruz kalan yazar" demiş hakkında. kendi fikirlerinden olmayanlar "ruh hastası", kendilerinden olan normal birey. bu nasıl hastalıklı ve sorunlu ruh halidir böyle? o vakit karşıt fikre hakaret etmek, "eğleniyorum huleyn ben" gazıyla geyik malzemesi yapmak, çaylak olacak derece bir düşünce veya öğeye küfretmek doğal. (bkz: ayrıl da gel sözlük)
birileri, hiçbir hakaret hatta incitici cümle kullanmadan tavrını eleştirdiği vakit bunun adı "sataşma", oh bebek muhteşem kelime oyunlarıyla kendince doğru olan bir şeyi savunup, hakarete varan cümleler döktürünce "makul".
uludağ sözlüğün cassio lincoln'ü olan yazardır.
nasıl cassio lincoln sürekli sakatlanıyorsa, bu dostumuz sürekli çaylak oluyor.
sakatlık geçiyor, iyileşiyor diyoruz feldkamp'ın kadro dışı bırakması sonrası
lincoln'ün futbola küsmesi gibi sudan sebepler ile çaylak yapılması sonucu yazar olarak yazmaya küsüyor kendisi.. ancak biz yine de seviyoruz kendisini işte. *
eksi oy vermede 10 sn kuralını düşünürsek; 1 dakikada 6 entry oylama hakkı olan bir hiç durmadan saatte 6*60=360 entry oylar. yani 2574 entry için 2574/360="7 saat, 09 dakika" gerekmektedir.
bu hesaptan yazarın pek eksi oy vermediği sonucu çıkabilir.
uludağ sözlük'ü kürkçü dükkanı olarak değil bilakis gönül köşkü olarak gören yazardır. ekşi sözlük'teki entry sayısı ile buradaki enrty adeti kıyaslandığında durum bunu göstermektedir.
öncelikle "ekşi sözlük'teki avasas" deyimi yanlıştır, çünkü avasas nickli yazar uludağ sözlük'te de yazmaktadır, ki kendisi arkadaşımızdır. daha da önemlisi avasas ateist değildir, kendine göre bir inancı vardır. tıpkı benim gibi.
avasas aydın bir insandır. doğuştan sahibi olduğu inançları sorgulayan ve allah'ın verdiği aklı son zerresine kadar kullanan bir insandır; inancını bilimin nurunda anlamlı hale getirmeye çalışan da bir fanidir.
oh bebek nickli yazarımızın ekşi sözlük'te çetesi yoktur. arkadaşları vardır. aynen burada olduğu gibi. sağduyulu; solduyulu hepsinden önemlisi insani duyulu aklıselim gönüle sahip dostlardır bunlar.
oh bebek nickli yazarın asıl yuvası insan evlatlarının olduğu her yerdir. öyledir de hakikaten yorucudur fake nickler ile uğraşmak. gök tanrı'nın bunların ruhuna huzur versin. ziyadesiyle.
orijinali yeah baby'dir bu adamın adının. tdk kendisine bu muhteşem çeviri için de ayrıca plaket vermiştir. plaketin üstünde şu yazmaktadır; "yeah baby olan adınızı, oh bebek olarak değiştirdiğiniz için, tdk olarak şükranlarımızı sunar, çeşitli aktivitelerinizin devamını dileriz"
zaten tdk'nın işi gücü plaket vermek, bir türkçe kelime yarat, bir faaliyette bulun, yok anca git plaket ver. bu düdük de bu plaket furyasından bu şekilde faydalanmıştır.