normaldir. hukuk işleyişi olsun deriz ve kanunen yaşı itibari ile durum bunu gösteriyor. yaptıran ve yapan güçlerde elbet bunu bildigi için konuya damardan en başta giriş yapmışlar zaten.
bu memlekette bundan daha şaşılası şeyler olmuyor değil. tamam kimse katil doğmadı ama oldu işte, aklı ermişse cezasını erdiğiyle çekecek kardeşim. can almak kolay. ne fikirler söndü bu memlekette? hangisinden normal bir sonuç alabildik, Sivasta toplu katliam yaptılar dava devam ediyor, az önce emniyet şeridinde gidiyor diye arkasından sellektör yaptığım adam durup bana silahını gösterdi camdan. Demekki sadece gösterme ruhsatı varmış çok şükür... ben artık güzel ülkemde olan biten hiçbirşeye şaşırmıyorum.
şahsı fikrim bir sakınca görmüyorum. devlet olarak illa adaletli davranmak zorunda değiliz. bizim bir sürü diplomatımız asala terörünün kurbanı oldu. hangi asala milianı kaç sene hapis yattı ki biz bir ermeni gazeteci için kendimizi yırtacağız. tamam öldürülmesi yanlış ama ne yapalım adalet sistemi böyle deriz geçeriz. normal vatandaşa ne haksızlıklar yapılıyor onları savunan var mı ortada?
kanaatimce bazı suçların yaş sınırı olmadan genel mahkemelerde yargılamasının yapılması gerekir. Tecavüz, adam öldürme gibi insan hayatına direkt yada dolaylı yoldan kasteden suçlar gibi. Sonuçta bir kimse adam öldürmeyi yada tecavüz etmeyi öğrenmişse bu kişiden artık çocuk olarak bahsedemeyiz. Öncesinde çocuk sayılsa dahi bu suçların işlenmesi ile reşit kabul edilmelidirler. Tıpkı ana-baba izniyle evlenen çocuklar gibi. Çok değerli milletvekilleri rüşvet suçunun cezasında indirim yapılması için teklif vereceklerine, sayılan suçlar için birşeyler yapsalar daha iyi olur. Bunun için galiba bir milletvekilinin kendisine ya da yakınına bir zarar gelmesini beklemekten başka çare yok. Zira ancak o zaman kıçlarını kaldırıp harekete geçiyorlar.
bazı insanlar vardır, onlar hep genelin gördüğünü değil de "sır" ve "giz" olanı görürler. bu onların her zamanki görev ve işlev tanımlarıdır. günün mahut zamanlarında akil adam rolüyle temsillerler tiradlarını. o tiradlar uğruna genele göre bariz olanın aksini söylemek düsturu bambaşka bir şiardır onlar için. o yüzden onlar devletin katili çocuk ilan etmesini, bu yolla katil olana az bir ceza kesmesini, azıcık cezaya razı gelen bir katilin de mevzunun ardındaki gölgesi ağır adamları satmayacağını söylemiş olmamızı fırsat bilip "çocuğa ceza kesmelerini istiyorsunuz. siz taş atan çocuklar yasası'nı istemiştiniz oysa!" diye diye geriniyorlar.
biz çocukları öldürenlerden hesap sorsunlar dedik, onlar çocukları hapse attılar. haliyle uğur kaymaz'ın öldürücüleri ve devlet aklı iftihar ede ede ve çomak sokarcasına gözümüze beraat etti. ülkenin yargıtay'ı var, evet! 23 nisan'da yurdun dört bir yanı(!)nda her nasılsa bayram coşkuyla(!) kutlanıyorken dipçiklenen o çocukların görüntülerini izleyeli ve unutalı sanki bir asır oldu. ama işte ogün samast olunca mevzu, "arkadaki eli koruyorsunuz" diye diye mevzunun ardındaki gerçeği(!) bizim gibi heyecanlı değil de sebat ederek gören o akil adamlar piyasaya çıkıyor ve cepkenlerinin cebindeki saklı gizli gerçek tasavvurlarını derdest ediyorlar. biz de o an anlıyoruz ki aslında meselede suçlu olan ne ogün samast ne de ardındaki o gün gibi ortada ama her nasılsa "karanlık el" olan o el değil. suçlu biziz.
biz tmk mağduru çocuklar'ın yargılanmasındaki karanlık el'i de biliyoruz, siz o sıra karanlık düşlerdeydiniz. paşanız ve başbakanınız iyi çocukları tanıtıyorlardı "tanırım iyi çocuktur" ritüelleriyle.
neyse ki siz varsınız, siz, akil adamlar. kalp gözleriniz ve güzel yüreğinizle olayların ardındaki sırra vakıf oluyorsunuz. neyse ki siz varsınız, neyse ki siz...