belirli bir süre sonra yaşanacağını beklediğimiz komik hadisedir. "herşey bu vatan içindir" mantığı ile ülkeye her türlü zararı verebilecek faşistlikler yapanların bir numaralı kahramanı olacaktır bu ogün samast belirli bir yaşa geldikten sonra. unutmadan ogün samast gibi sokak serserilerini bünyesine alıp çeşitli eğitimler verdikten sonra vatan uğruna diyerekten cinayet işlettiren zihniyetler içinde önemli birisidir ogün samast. yeni ogün'ler yetiştirilirken "hrant dink" katili önemli bir idol ve akıl yıkama aracı olacaktır onlar için.
belki bir gün bir takım(!) partilerce milletvekilliğine getirilebilir. uğruna yüzlerce salak yollara dökülebilir. kendisi adına şarkılar yapan, şiirler yapan ibneler de çıkabilir* lakin hiç bir zaman "halk kahramanı" olamaz.
hani küçükken anlatılan bir hikaye vardı. bir baba oğluna "sen adam olmazsın oğlum" demiş. aptal oğlu da kıçını yırtmış babasını göt etmek için. sonra vali olmuş babasını ayağına çağırtmış "bak baba ben adam oldum" diye. babası da "ben sana vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim" diyerek tekrar hak ettiği itin götüne sokmuştur oğlunu. bunun ki de o hesap işte.
elinde türk bayrağıyla verdirilen pozları, aynı fotoğrafta arka plana iyice yerleştirilmiş yazıları gördükten sonra pek çok insan zaten öyle düşünüyormuş dedirten hadise. bizim ülkemiz değil mi asla siyasetin karışmaması gereken futbolda 'ermeni malatya' sloganı atılan, başka bir maçta meşhur beyaz berelerin takıldığı tribünlerin var olduğu yer. bu ülkede bu çocukta halk kahramanı olmuş çok mu?
ogün samast adlı yeni yetme ergenin, katlettiği ya da öldürdüğü ya da vurduğu ya da hayatına son verdirdiği ermeni vatandaşımızın kemiklerinin sızım sızım sızladığını hissetmemize neden olacak olan olaydır. bizim gibi gelişmekte olandan gelişmiş olan devletler düzeyine geçememiş ve sürekli iki arada bocalayan, televizyonuyla gazetesiyle, magaziniyle hafıza kapasitesinin iki güne indirildiği bir halka sahip; meclisinde 70 li yılların katliamlarının zanlılarına sağlanan arabaların sahiplerinin dolaştığı; 15 yıl önce komik olmaktan da öte bulunan şu anki malezya'ya benzeme ihtimalinin artık bir ihtimal olmaktan çıkıp bir gelecek olduğu; iktidardaki partinin ısrarla aslında bir abd projesi olduğunu görmezden gelen ve anlayamayan topluluklara sahip; gençliğinin politik akımlara paralel bir şekilde yozlaştığı ve şoven duyguların dini düşüncelerle harmanlaştırılarak yapılan katliamların islami yorumla meşrulaştırılmasıyla karanlık ama gerçekten çok karanlık bir geleceğin yaratıldığı; eğitim ve evet eğitim sisteminin sonucunda ortaya çıkan düşünme yerine konuşmayı ezber sistemi nedeniyle tercih eden, sorgulayamayan, tarihteki en bilinçsiz ve hatta kendi yakın tarihindeki olaylara ne gerek var bilmeye sığlığıyla yaklaşan bir kuşağa maalesef sahiplik eden bir ülkede ogün samast adlı yeni yetme bir ergenin kahraman olmamasıdır aslında bizleri şaşırtacak olan. o da kendisi gibi bir katil olan, masum üniversite gençlerini katleden abdullah çatlı gibi abilerinin peşinden gitmeyi, bu kutsal yolda kurşun atanla birlikte kurşun yiyenin de kahraman kabul edileceği* gerçeğini seçmiştir.
ne acıdır ki bu ülke; her hangi bir farklı ırka ya da dine mensup, kendisi gibi olmayanları öldürebilen, hoşgörünün ne demek olduğunu, mensup olduğu dinin aslında bir hoşgörü dini* olduğunu bilmeyen katiller yetiştirmektedir. sadece katil değil, daha da üzücü olanı bu katillerle, cinayeti işlemesinin üzerinden fazla zaman geçmeden karakolda türk bayrağıyla kahraman edası ile fotoğraf çektirebilme midesizliğini gösterebilen polisler de yetiştirebilmektedir. o polisler ki kendileri gibi memur olan diğer memurların, hakları olanı istemek için çıktıkları meydanlarda memurdaşlarına zaten copları acımadan vurmuşlardır.
bu ülkede insan olmak zor zanaat üstad, geniş bir mide gerektirir.
biz de böyle tuhaf bir milletiz işte, vakt-i zamanında neyzen tevfik in yaptığı bir analiz bu tuhaf durumlarda hep aklıma gelir nedense (sansürlüyorum malum 301 çıkardılar bir de): " ... milleti tuhaftır, her lafı kaldırmaz, ibne dersin kızar da skersin aldırmaz"
ogün samast gibi yüce bir şahsiyet'in halk kahramanı sıfatı ile sınırlandırmak ona büyük haksızlık olur. o , o kadar yüce bir şahsiyettir ki türk polisi ve halkın bazı kesimleri arasında '' reis '' ve '' büyük kurtarıcı '' etiketlerini çoktan üstüne yapıştırmıştır.
büyük ihtimalle cezaevin de kahvesini yudumlayıp , gazetesini okurken '' ulan bu halk ne kadar da salakmış , bu kadar kolay olucağını hiç sanmıyodum '' demişliği de vardır ister istemez defalarca .
fevkaledenin fevkinde biz eleştirmeye devam edelim , çılgınlar gibi eleştirelim mitingler olsun , ama eşkalleri televizyona yansıyan ve bu katliamdan haberi olan milletvekilleri bu sefer oylarını katlayarak bağımlı , bağımsız tekrar seçilsin.
artık diycek pek söz de kalmamıştır açıkçası '' bir halk nasıl yönetilmeyi hakediyorsa , öyle yönetilir '' şekil itibariyele , o sebepten game over olmuştur , herkez pastadan payını almıştır . bilmeyenler de bilenlere anlatsındır .
mafyacılık,çetecilik gibi iç karartan,yuva yıkan,ocak söndüren lanet olası düşünceleri ve eylemleri meşru ve gerekli birer olgu olarak gösteren diziler, gençlerin kişilik boşluğunu sempatiyle doldurmaktadır ne yazık ki..çünkü bireysel kişilik kazanımının en kolay sağlanacagı sanılan yol, mafya ve çete düşüncelerine kafa yorup,onlar gibi olmak istemekten geçer..ne yazıktır ki bu da ülkemizde yeni polat alemdarlar , abdullah çatlılar, ogün samastlar kazandırmaktan başka bir işe yaramaz, bu ülkede bu yüzden kahraman olarak seçilen kişilerin mafya bağlantılı kişilerden seçilmesinde şaşılacak bir yan görmüyor şahsım..