bir yazar.
insanın en onurlu davranışı bir şeye kendinin son vermesidir...
kendi isteğimle çoğu şeye son veriyorum.
kırdığım ettiğim bilmem ne varsa hiç de pişman değilim..
yapmak zorundaydım. yapmam gerekiyordu. yapmak istedim ve yaptım.
hiçbir şey için de pişman değilim. yapmam gerekeni yaptım. onurluca.
bu kadar...
geçmişi değiştiremem.
ama geleceğimi değiştiririm...
seçimlerim yapılmış vaziyette...
uygulanmayı bekliyor.
gelecekte ise sadece bunları neden yaptığımı anlayacağım. hepsi bu.
kırmızı hapı almayı kabul ediyorum. çünkü tavşan deliğinin ne kadar derine gittiğini öğreneceğim.
ve bir kaşık yok.
biliyorum.
eğilip bükülen kendimim...
yedinci nesil silik.
bir yazar.
nickimin vaftiz babası.
baba dediysek...bir soğan halkası çıtırlığında, daş gibin. oyş.
"taş gibi kız" dediler, "haydi oradan seksi" dedim ama yuttum o lafları birer birer.
gelecek planları arasında öğretmenliği bırakıp pirelli 2011 takviminde modellik yapmak var.
ehe. hazır izinde. yardırayım dedim.
zirvede fazla muhabbet edemediğim amma ve lakin zirve çıkışı çok azda olsa muhabbet ettiğim yazar. ama çok sevecen bi insan olduğu her halinden belli. inşallah diğer zirvede doyasıya bi muhabbet ederiz kendisiyle.
son derece ciddi duran bir öğretmen adayıdır kendileri. elimden geldiğince ilkokuldan bu yana devam eden öğretmenlere karşı hürmetim kendine de sürmüştür.
zirve boyunca biraz ciddi durması nedeniyle muhabbet etmeye çekindiğim yazar. sonradan öğendim ki yüzündeki ifade daimi değil geçiciymiş. bir sonraki zirveye tüm neşesiyle katılmasını beklediğim meslektaşım.
meslektaşımmış kendisi. soruyorum ey user; sen de boş derslerini sözlükle mi dolduruyorsun? ya da sözlüğe mi dolduruyorsun? yok bu kötü oldu. ilk soru daha iyi.(hani okuyorsun, yazıyorsun anlamında)
(bkz: anladın sen onu)