bkz la ayar vermek bile çok hoş karşılanan bir durum değilken, bu bkz lerin içine kendi düşünce ürünü cümleler değil de daha önceden duydukları klişe cümleleri yazan -sadece bunu yapabilen- yazarların zeki görünmek için tek çaresi olan yol.
açıklayalım, öğrenilmiş davranış kalıbı insanın genlerinde olmayan davranış ve özlelliklerin sosyal etkileşim gibi yollardan kazanılmasıdır. bunun zoolojik olarak pek çok örneğine rastlanabilirken bizi asıl ilgilendiren kısım ise, kısıtlı öğrenme kapasitesine sahip bireylerin kazanılmış davranış kalıplarını günlük hayata geçirme telaşı içerisinde bazen ne kadar da içler acısı durumlara geldikleridir.
öyle ki, kısaca örenklere geçmek gerekirse, denekler üzerinde yapılan araştırma sonuçları gösteriyor ki, zavallı pür beyinleri sözlüklere maruz kalan bireylerde "sadece bkz la ayar vermek" eylemi geçerli bir davranış biçimi olarak algılanmıştır. fakat burda yine aynı engelle karşılaşıyoruz: öğrenme kapasitesinin kısıtlılığı. aynı deneyin sonuçlarına göre bu bireyler, bkz ların içine kendi cümlelerini koyabileceklerini algılayamayıp, ayar vermek için belli başlı bkz. şablonları olduğuna kendilerini inandırmışlardır. o yüzden şartlanma ilkeleri de uyarınca, "ayar vermek" kelime gurubunu duyduklarında ağızlarının sulanmakta olduğu ve ayrıca akıllarına ilk gelen şeyin (bkz: buralar hep dutluktu), (bkz: anket yapmışız canlar) gibi araştırmacılar tarafından anlam verilemeyen deli saçmaları olduğu görüldü.
denekler üzerinde halen rehabilitasyon çalışmaları sürse de uzmanlar cok fazla ilerleme kaydedilemeyeceğinin bilincinde, ihitiyatlı bir yaklaşım sergiliyorlar.
insanda öğrenme bebeklikten başlar. önce bilinç altı öğrenir. ilk öğretici kurum ailedir.ancak öğrenme ömür boyu süren bir reflekstir. bu açıdan "öğrenilmiş davranış kalıbı" insanın çocukluğunda ailesinden aldığı daha sonra okul, arkadaş çevresi, iş hayatından edindiği sembolik hal ve tavırlardır.