Off-road, 4x4 arazi araçları ile, doğada zor koşullarda yol alma. Kelime anlamı olarak off-road "yol dışı" demektir ki yol olarak inşa edilmiş yerlerde offroad söz konusu olamaz. Off-road kişisel hobi olarak yapılabileceği gibi spor olarak da icra edilebilir. Özel parkurlarda, profesyonellerin yarıştığı offroad organizasyonları vardır.
OFF ROAD Türkçe anlamı yoldışı demektir.Türkiyedede çok yaygınlaşmış bi spordur.Çeşitli tarzlarda yapılır. OFF ROAD YARIŞI,GEZiSi ,YOL BULMA. En çok tutulan ise gezileridir. Çok zevkli bir spordur, herkes kendi arazi aracıyla yanıuna erzağını alır ve yola koyulur. Zorlu yollardan geçilir kamp yapılır.
yapılması çok zevki olan güzel bir spor. grupla toplanıp doğanın zorlu şartları altında eğlenceli bir o kadar da tehlikeli macera sever insanlara çok uygun bir spor. ayrıca babamla en büyük hayalimiz en yakın zaman da kışında gelmesiyle birlikte daha da zevkli olucağından yapmayı kafaya koyduğumuz spor.
istanbul'da ikamet edenlerin izmit ve sapanca'da yapay ve doğal olarak güzel parkur bulabileceği motor sporu. yeni başlayanlar için off road modifikasyonu ve araç fiyatı açısından lada niva yeterli olur.
ayrıca rize ve artvin'de yapılması çok daha zevklidir.
oldukça eğlencelidir fakat 4 çekiş ve güçlü bir araca ihtiyaç duyulur benim gibi 4x2 ford rangerla yaparsanız arabayı saplandığı yerden çıkarmak için kepçe parası verebilirsiniz.
mükemmel eğlencelidir, paranız varsa alın bir jeep şehrinizdeki off roada katılın, yoksa bulun off roadcı arkadaş onunla katılın. Sonuç olarak katılın ama.
edit:var mı öyle biri arkadaş olabiliriz (param yokta)
Arkadaşın nivarası ile birlikte katıldığım fakat çoğunlukla izlemeyi tercih ettiğim spor dalı. Paranız yoksa alın suzuki samurai onla katılın. Bizde de vitara var işte off road donanımlı ama kıyamıyorum yarışa sokmaya anca dağ bayır çamur *
kemerburgaz'da sıkça gerçekleştirilen eğlenceymiş. ulan biz oraya pikniğe gittik, adamın biri çekici kiralamış off road'a gelmiş. bu nasıl bir düzendir.
gün boyunca yarışılan, ortalama 4-5 etabı olan, sağ kapılardaki numaralardan bilinen, eğlenceli uğraş.
biliyorum off road araç sahipleri, araçlarını kimseye vermezler fakat haftasonu gelecek misafirim için acilen bu araçlardan (şoförlü veyahut şoförsüz araç sahibinin isteğine göre hareket edeceğim) kiralamam gerekiyor.
komşumun aşırı özendiğim hobisi. anladığım kadarıyla 95-96 model bi land cruiser'ı var. kocaman tekerler, çekme halatı, tavan ışıkları falan. ne zaman görsem toprak çamur içinde araba. adam hakikaten kullanıyor arabayı. hayatım da hiç de binerken görmedim adamı nedense. gerçi adamı da hiç görmedim ama ossun. bi ara gidip tanışıcam.
edit : pencereden bi daha baktım da. range rover önünde diz çöker tövbe ister. işte öyle bi araba.
sıkı bir tutkunu olarak birkaç tavsiyede bulunmak isterim.
2006'dan beri aktif offroad yapıyorum. expedition offroad için ayrı, hard offroad için ayrı araçlar hazırladım. bunun dışında challenge, trial tarzı yarışlarda boy gösterdim. velhasıl; bu hobinin her türlüsünü yapmış bulunmaktayım.
en çok gocunduğum konu bilinçsiz offroad'cular. eline üç kuruş para geçen herkes bu araçlara heves edip, tabir-i caiz ise doğanın içine ediyor. strapsız ağaçlara çelik halat geçirmeler, ormana çöp atmalar, hayvanların meralarında drift yapmalar gibi daha elli tane hayvanlık sayabilirim sizlere. araç kullanmaktan bir haber adamlar, altında fren tutmaz, yolda durmaz dev gibi araçlarla trafikte azraillik rolünü üstleniyorlar. bu işler böyle yapılmıyor ne yazık ki. temelden yetişeceksiniz. kademe kademe araç geliştireceksiniz. parayı basıp dev gibi araç hazırlayıp patlayan çok insan oluyor.
offroad'un olmazsa olmazı lastik! aracınızında ön-arka diferansiyel kilitleri olsun, edelbrock v8 ünite olsun, heavyduty akslar, oranlı mahrutiler, 5.5 yükseltme kitleri, komple headers vs olsun. bunların hiçbiri lastik olmadan iş yapamaz. kar yağdığında sağda solda rezil olan rangler, mercedesler buna örnek. dünya kadar teknolojisi olsun lastik olmayınca olduğu yerde geziniyor. ağır bataklık zeminler için super swamper bogger, her türlü arazi koşulunda maksimum tutuş ve yanal destek için silverstone extreme, hem gündelik, hem de tatlı tatlı arazide deneyim kazanmak için kesinlikle bf goodrich t/a ko2 öneriyorum.
offroad'da en temel esas zemini tanımak, onu iyi analiz edebilmek, kanal seçebilmek. lastik ize takıldıktan sonra direksiyonu kanırtan dingillerle dolu etraf. halbuki salsa direksiyonu gaz vermesi yeterli olacak. bahsettiğim parayı basıp, pilotum diye geçinen tipler bunlar. en bela zemin türü kumdur. kumda gaz pedalına vereceğiniz ayar çok önemlidir. olduğun yerde debriyajı bir anda salıp gaza gömülürsen, bok gibi saplanırsın olduğun yere. kalkışlarda lastiğin tutuşunu hissederek kalkacaksın. araç yürüdükten sonra devirden düşürmemeye çalışacaksın. ve en önemlisi! kumda keskin manevralar yapmaktan kaçınacaksın. zira yine saplanman kuvvetle muhtemel olur.
maddi geliri düşük olanlar için lada niva fena bir başlangıç değil. lakin lada'ların şaft ıstavrozu kılçık gibi. biraz zorladığınız takdirde elinize alıyorsunuz.cj5 gibi metal yorgunluğundan ölmüş amerikanlara pek bulaşmayın. her gezide kaputu açar açar durursunuz. sanayi ikinci yuvanız olur. hoş ya, offroad'cu olursanız sanayi zaten ikinci yuvanız olur. suzuki'ler bu konuda başarılı. kendisiyle güzel bir geçmişim ve derecelerim oldu. enjeksiyonlu bir vitara jlx çoğu babayiğit araçların içinden geçme kapasiteli bir araç. hafif, pratik ve kabiliyetli. işin ehli şoförlerin elinde araç sanat eserine dönüşebiliyor. alternatif olarak defender'ı önerebilirim. biraz daha pahalıdır gerçi. t 90 defenderlar çok başarılı ve dayanıklı araçlar. gerçi camiada mahlasları tenekedir. nissan patrol gibi araçlar hem kuvvetli, hem de dayanıklı araçlar. fakat ülkemizde nedense çok revaçta olmadığı için parça sıkıntısı olabiliyor. tüm markaları tek tek yazamayacağım. onun yerine ben size işin kompetanınından bahsedeyim.
bu markanın mühendislerine tek tek heykel yapılsa taşşaklarına beton yetmez. inanılmaz cefakar araçlar. özellikle eski kasalarını öldürmeniz, tüketmeniz ekstra marifet ister. koy zeytinyağını araç banamısın demez. 2 yıl susuz dolaşsın gıkını çıkarmaz. standart akslarına 37 inc bogger'ı sırtlamasını söyle başım üstüne der. çok seviyorum ben bu markayı, çok.. arazi kabiliyeti en yüksek araçtır ayriyetten. land cruiser'ın tarihine bakın derim. 650.000 km'de ln65'in direksiyonuna oturun. her şey ilk günki gibi tıkır tıkır. tirim aksamı bile gevşememiş, ses yok. yürüründe gram boşluk yok. motor desen hala daha rampaların korkulu düşmanı. (serilik olarak değil, tork olarak)
toyota'da özellikle tavsiye edeceğim birkaç model var elbet;
lj 70: hastası olduğum ve en başarılı bulduğum model lj 70. bunu benim tavsiyemle alıp pişman olan birisi varsa samimi söylüyorum bulsun beni. aracını ben gelip satın alacağım. https://s-media-cache-ak0...945e7684b653634bc6e17.jpg
ln 65: sırtına vur 1 tonluk yükü, dağ, taş, bayır acımadan gideceğin yere kadar git. biraz yorulmuştur elbet. ama size gözleri yaşlı öyle bir bakar ki "allah benim belamı versin" dersiniz. sizi hiç üzmez. emir kulunuz gibidir ama bakışları sayesinde duygusal bağ bile kurdurtur. çok vefalı dosttur. https://img03.carview.co....1986+toyota+hilux/01w.jpg
ln 106: bu da eski dosttur. 65'den hallicedir, daha kuvvetlidir, yeni nesildir. dayanıklılığın zirvelerini oynar ama eski toprağın yerini tutmaz. (bu tamamem şahsi görüşüm. yoksa 106, 65'den daha iyi bir araç) http://www.toyota-global..../id60015538/images/m1.png
fj 40: motorun homurtusu bile yeter. toprağı yırtarken en estetik gözüken araçtır. tank gibidir, belini büktürmez. arazi koşullarında sözü geçen abilerdendir. düzgünü bulunursa üstüne atlanmalıdır. http://tlc4x4.com/uploads/trucks/1980_FJ40_TLC_2.jpg
daha yazılacak çokşey var. ama bunların hepsini tek bir entry de toplamak mümkün olmuyor ne yazık ki. tek nefeste aklıma gelenleri paylaşmaya çalıştım. ileri zamanlarda edit, büdüt falan yapılır belki.
bahsedilen toyota modellerinin modifiyeli görselleri; (sırasıyla)
edit: ln65'den kısada olsa bahsetmiştim. kendisi benim kadim dostumdur. onun namını sözlük okurlarının ve yazarlarının da bilmesini istiyorum. hak ettiği saygıyı vermemiz gerek sözlük. dayanıklı demiştim di mi? bilmeyenleriniz olabilir ama top gear ekibi bunlardan birini dayanıklılık konusunda test etmişti. program kapanmadan önce stüdyonun baş köşesinde bu araç dekor olarak duruyordu.
ben bu video serisini izlerken ağlamıştım. çocuk yaştan itibaren otomobil sporlarına karşı inanılmaz sevdalıyım. duygusal olarak bağlandığım bir aracı, excavatorle harabenin içinden çekmeleri ciğerimi dağlamıştı.
"part 3" de 2:20'den, 2:35'e kadar olan kısım onun ağlama sesleri. adam resmen mücadeleyi bırakmıyor ve kaldığı yerden devam ediyor. bu satırları yazarken ve videoyu tekrar izlerken yine gözlerim doldu. sevda çok farklı birşey..
part 3'de youtube kullanıcılarından biri şu yorumu yapmış;
"the toyota lives but top gear has died"
bunu tasarlayan mühendislere ve bu kadim dostumuza hak ettiği saygıyı göstermenizi diliyorum dostlarım.
edit 2: araziye girdiğiniz zaman kemerinizi mutlaka takın. taklaya gelme ihtimaliniz çok yüksek. yaptırabiliyorsanız iyi bir oto elektrikçisine airbag için aç-kapa buton yaptırın (tabi araçta airbag varsa. yoksa siktir edin.) araziye girdiğiniz zaman airbag iptal butonuna basın. siz hiç farkında olmadan kafa üstü çakılmanıza müsait çok çetin coğrafyalar var. yok yere airbag açıp, masrafı ikiye katlarsınız. ayrıca sağlınız içinde önemli.
-sapanca tarafında orman içi gece turu yaparken rampadan sonra inanılmaz dik bir yokuş denk gelmişti. çamur killi olduğu için vites küçültsemde, kontra vursamda pek de teşiri olmadı. sonuç; ağaca tosladım ve airbagler patladı. tarihi geçtiğinden olsa gerek, meydana çıkan aşırı yakıcı bir gaz, kollarımın bir kısmını yaktı. ufakta olsa hala daha izini taşırım o günün.
arazi sürüşü çok farklı bir deneyimdir. aracın vereceği reaksiyonlar zeminden zemine farklılık gösterir. bunu en iyi olarak direksiyonda hissedersiniz. direksiyona bağlı mil, zemini simide muazzam bir güçle aktarabilir. saatte 30-40 km/s süratle bile seyir halinde olsanız, ön lastiklerin temas edeceği bir kayanın veyahut kanalın darbesini* olduğu gibi direksiyonda hissedersiniz. farz-ı misal; keskin bir virajı dönmek için direksiyonu yarım tur ila bir tur çevirdiniz, ön lastiklerden biri veya ikisi kanala düştüğü takdirde, direksiyon bu çevirmiş olduğunuz turun tam tersi yöne muazzam bir hızla ve kuvvetle geri çevrilecektir. bu da, olası parmak kırıklarına sebebiyet verebilen bir durum yaşamanıza sebebiyet verebilir. ilkel direksiyon kutularında bu durum sıklıkla yaşanmaktadır. yeni nesil elektrikli ya da hidrolik sitemlerde risk daha azdır.
ne yapmalıyız? şöyle ki;
en doğru tutuş sitili olan "dokuz çeyrek" aracın kontrolünü maksimuma çıkarabilmek için elzem olan tutuş sitilidir. fakat, baş parmaklar simidin içinde kalmayacak şekilde bu tutuş yapılmalıdır. aksi takdirde, zeminin direksiyon miline uygulamış olduğu şokun etkisi ile beraber direksiyon ters istikamete toplanacaktır. bu da az önce bahsettiğim gibi, iç kısımda olan baş parmağınızın kırılmasına veya sakatlanmasına neden olacaktır.
