sakın yanlış anlamayın a dostlar. sırf bu iğrenç tanımlama gece gece aklıma geldi ki, sahip olduğum halet-i ruhiyeyi anlatabilmek için kelime dağarcığım kifayetsiz kalır. yataktan zıngıdanak hopladım. mutfağa gittim, su içtim. elimi yüzümü yıkadım. bir sigara yaktım ki uyku sonrası içilen sigaradan nefret ederim. hayat enerjim çekildi resmen. elim ayağım titriyor. Kafamı matkap ile delip şu lanet espiriyi çekip çıkarmak istiyorum beyin loplarımdaki kıvrımlardan...
her şey yaklaşık 3 sene önce anamdan babamdan ayrı gurbet ellerde öss'ye hazırlık için cemaat yurduna yazılmam ile başladı. Allah'ım bu ne galiz bir espiri anlayışıydı, boş çaydanlığı şakirtlerin üzerine döküyormuş gibi yapıp bununla eğlenen mi dersiniz, çoğul konuşarak adama üçbuçuk attırıp ondan sonra "latifeydi canım" diyen islami espirotörler mi dersiniz ne derseniz deyin ikrah getirir olmuş idim. eve dönüş zamanlarımda 6 kere bir tat bir doku izliyordum ki ancak kendime geleyim.
yine bir gün, edep haya yoksunu inanılmaz aile filmini izliyoruz -evet animasyonda bile projektörü elleriyle kapatan insanlardan bahsediyorum- aman yarabbi, birden bay inanılmaz lastik kız'î öpmesin mi? öpsün, hatta yalayıp yutsun ama istişarelerin, teheccüt namazlarının, tesbihatların nurla doldurduğu şu ortamda kondurulan bu busenin hesabını ahirette nasıl vereceğiz ey mümin? O sırat köprüsünden geçerken rabbinin huzuruna çıkacak olan senin gözlerin "evet o ahlaka mugayyir görüntüleri büyük bir nefaset ile izledim" demez mi? der. o yüzden sansür şart.
işte bu edepsizlik abidesi şeytan icatlarının dışında günlük 8 saatlik etüd programından sonra birbirimize sayın permütasyon, bay simple present şeklinde hitap etmeye başladığımız vakit, ortamdaki sinir katsayısını biraz olsun indirmek, gerginliği azaltmak maksadıyla aslen trabzonlu olma, antakya'da büyüme, doğuştan mürşit abimiz bu hala unutamadığım iğrenç tümcesini dillendirirdi.