of not being a jew

entry13 galeri0
    1.
  1. şiirin ne olduğunu öğreten kitaplardan biridir . kitaptaki şiirlerin başlıkları şöyle .

    Ölüm Kere Ölüm / Ölüm Kare
    Dinosorus'un Rinoseros'a Bitimsiz Yakınması
    Rinoseros'un Dinosorus'a Can Yakan Bir Cevabı
    Of Not Beıng A Jew
    Mevsimlerin insana Yaptığı Fenalıklar
    Üvey Kardeşim César-Kızkulesi Beyaz iken
    iki Kanat-Démangeaıson
    Kaçmak isterken Vuruldu
    Mareşalin Tabutu
    Kısa Pantolon, Paslı Çakı, Dizde Kabuk Bağlamış Yara Kısa Çakı, Paslı Pantolon, Gözde Yarası Kalmış Kabuk
    Mıchauxnunkımı/imiknunxuahcim
    Savaş Bitti
    Otoyoldaki Kavşakta Kavrulmuş Ruh Satıcısı
    Arap Komserin Oğlu
    John Maynard Keynes'ten Nefretimin Yirmi Sebebi

    ve kitaba adını veren şiiri :

    OF NOT BEING A JEW

    iniyorum kulelerinden katil
    iniyorum maktul minarelerden
    taraçadan, bahçeden
    ilk tanıyı bulanların indikleri her yerden
    ilk tanıyı bulandıran bir vaşakla birlikte
    değdikçe ayaklarım merdiven alçalıyor
    açılıyor leşlerin, atmıkların cesurane
    canlıların korka korka uzandıkları zemin
    ağzımda kef
    iki gözlerimde mil
    iniyorum kulelerinden
    katil.
    6 ...
  2. 2.
  3. tamamı karakter sınırını aştığı için bazı çarpıcı bölümlerini aktarmakla yetinilmesi ya da aramaya inanarak tamamı bulunması gereken şiir.

    Önceleri, acemiyken
    bu vaşak yokken daha yanıbaşımda
    okul müdürü
    veresiye satan bakkal
    kapıcı ve akrabaları
    dört ayrı ölümle ölmeyi öğren
    demişlerdi bana
    dört bucakmış
    anlattıklarına bakılırsa dünya
    omzun güneş kokuyor demişti
    kısa eteklikli kız
    o da omzuma bir şey konduracak mutlaka.

    işte o zaman bildimdi
    anladımdı o sıra
    ne bir atlas kalır bende, ne ibrişim
    bu çuha, bu sicim elden çıkarsa
    acemiydim gitmem dedim sizin provalarınıza
    bön ve berbat buluyorum yaldızlı yaz gecelerinizi
    berbattır balkonda o güneşli sabahlar
    biraz açılmak için açıldığınız kırların
    aniden karşılaştığınız ırmakların
    ürpertisi ahmakça
    böndür beni belimden bölmeye kalkan enlem
    benden iki bakışık parça
    çıkarmaya çabalayan boylam da berbat
    ipekli libas giymem, altın takınmam
    atımın eğerinde kaplan derisi yoktur
    çehreme iyi baksalardı yırtılırdı
    uykularının zarı
    uykuluydular sinerken bedenime kıraç dağlar
    bitek vadilerle beraber ben tenimi yumarken
    uykularına tutundular…
    Çocuklar acıları paylaşmaz demiştim omuz silkerek
    acılardır paylaşan çocukları
    gün geldi paylaşıldı acılar
    çocuklar paylaşıldı
    bana bırakılan neyse ona burun kıvırdım
    gittim bir kuyudan su çektim
    halka boynumdan geçti
    geçti boynuma kemend
    d harfine bak dedim
    nasıl da soylu duruyor sonunda kelimenin
    harfe bak, harfe dokun, harfin içinde eri
    harf ol harfle birlikte kıyam et
    harf of harfler ummanına bat
    çünkü gördüm ne varsa sonunda kelimenin
    çünkü böndür altında kaldığım töhmet
    uğradığım kinayeler bön ve berbat.

    Evet, ilmektir boynumdaki ama ben
    kimsenin kölesi değilim
    tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya
    tarantulaymış benim adım diyecek değilim
    tam düşecekken tutunduğum tuğlayı
    kendime rabb bellemiyeceğim
    razı değilim beni tanımayan tarihe
    beni sinesine sarmayan
    tabiattan rıza dilenmeyeceğim.
    Gittim su çektim en derin kuyudan
    en hileli desteden
    kendi kartımı çektim
    yaktım belgeleri
    bütün tanıkları yoketmek için
    ricacıları öldürdüm
    onlar bu dumanlı dünyanın
    beni nasıl özlediğini görmüş olabilirdi
    gerçekten özlemişti beni dünya öze çekmişti
    özüm gelinceye kadar bana temas etmişti

    Yazık.
    Yazık ki yazgımın boyası koyu.
    inilecek kadar indim. Hayfa.
    Yine bir geçitteyim, yeniden bir liman şehri bura
    eskilerin tayfası yine hep buradalar
    hep bilinen tecimenler, tanıdık yosmalar
    havada hayza benzeyen aynı koku
    binalara yaklaşırken eskisi gibi
    sıklet artıyor
    hâlâ ayırdedilemiyor dişli gıcırtıları
    çocuk çığlıklarından
    tanıyorum bunlar
    bulutlara bakmak için penceresi evlerin
    bu da deniz
    hırs püsküren, toynak durduran deniz
    rezeleri yerlerinden oynatan
    vâdeden, vâdeden, vâdeden tesellicimiz.

    Bir yanımda kıyısı kışkırtıcı
    ufku muallâk deniz, bir yanımda
    kamu açıklamaları, genelgeler, tahvilât
    kimin yüzünü çevirdiysem
    hüznü de sevinci kadar ıskarta…
    Niye indim buraya ben?
    Boşuna mıydı yol boyunca benliğime
    musallat olan belâ?
    Bir çevrim tamamlandı mı şimdi?
    Yine mi döndüm başa?
    Olmaz diyor yanımdan ayrılmayan vaşak
    kimse başa dönmemiştir, dönemez
    hele sen geçtiğin o ormanlar
    rüyalarındaki canavarlardan sonra
    çok uzaksın o ilk
    fırlatıldığın zamana.
    Aldanma bunlar tayfa değil
    burada doğdu hepsi
    denize hiç açılmadılar
    denizi sen kadar bile
    tanıyan yoktur aralarında
    her biri uzak bir beldeden geldi
    sanılsın istiyor yosmalar
    böylece saygın fahişeler
    arasına katışacaklar
    müptezel birer facire ofsalar da.
    Tecimenler, onlar da sahi değil
    onlar da olmayan tayfaların
    gemilerinden çıkan malları
    sattıklarına inandırmak istiyor
    şehrin acemi insanlarını.
    4 ...
  4. 3.
  5. (bkz: kaçmak isterken vuruldu)
    (bkz: JOHN MAYNARD KEYNESTEN NEFRETiMiN 20 SEBEBi),
    `Kısa Pantolon, Paslı Çakı, Dizde Kabuk Bağlamış Yara
    Kısa Çakı, Paslı Pantolon, Gözde Yarası Kalmış Kabuk`
    savaş bitti, DÉMANGEAISON ve ÖLÜM KERE ÖLÜM / ÖLÜM KARE gibi olağan üstü şiirlere sahip ismet özel şiir kitabı.
    0 ...
  6. 4.
  7. ısrarla ısrarla övülmüş, fakat okurken edip cansever'in ünlü sözünü aklıma getirmekten kaçınamadığım şiirdir:

    "Usta ozan, işi ne yandan alırsa alsın sonuca varan adamdır. Soyut şiir yapıyorum diye bilinçaltı saçmalıklarını dökenleri de, salt dış gerçeklere bağlanıp sanattan yoksun mısralar düzenleri de anlamıyorum ben."
    0 ...
  8. 5.
  9. + O şiirin sonunda 'Eve dön, şarkıya dön, kalbine dön' diyorsunuz. Ev neresi, nereye dönüyorsunuz şimdi?

    - Oradaki sıralama içinde eve ve şarkıya dönmenin, kalbine dönmedikçe, bir üretken alan türetemediği tezi işleniyor. Eve dönmek, ülkesinin asli kültürüne dönmektir. Şarkıya dönmek, insanlık için söylenebilecek en güzel şeyi terennüm etmektir. Bütün bunlar kalbe dönmenin aşamalarıdır.

    + Kalp dediğiniz vahiy mi?

    - Hayır, Kâbe. Vahiyle, Resullullah'a inen vahyi kastediyoruz. Ama Kâbe'yi Hz. ibrahim yaptı. Ve Kâbe kalp şeklindedir.

    + Kare şeklindedir.

    - Benim Muhammed Hamidullah'tan öğrendiğim şekliyle o kalptir. Köşelerden birisi bükümlüdür, ilk yapıldığında mı artık, bakmak lazım metne."

    alıntı : ismet Özel ile Söyleşi, 15 Eylül 2003 - Zaman.
    5 ...
  10. 6.
  11. "tam düşecekken tutunduğum tuğlayı
    kendime rabb bellemeyeceğim"

    dizeleri ile hayata dair bir duruş, bir tavır sahibi olmak isteyenlere yol gösteren bir ismet özel yapıtı. sevdiğim diğer eserlerine haksızlık olmayacağını bilsem "baş yapıtı" ifadesini kullanabilirdim. öyle dizeler ki; bu iki dizeyi hayatında başarmış bir salyangoz artık omurgalı sayılabilir.

    ancak bu şiirin adını verdiği kitapta bulunan diğer uzun şiirler açıkçası bana ulaşamadı. belli ki bir ironi yapıyor ama bu alıştığımız ismet özel gibi değil. örneğin "akla karşı tezler" deki gibi türk aydını ve modern insanla dalga geçme gibi bir durumu göremiyorum. zaman zaman şiir oluşunu sorguladığım metinler de var. ama neticede ismet özel yazmış haddimi aşmayayım.

    madem ki türk insanının özüne dönmeden bir yer edinemeyeceği tezini şiirine konu etmiş, böyle güçlü bir tezin çığlığı ya da iniltisi en azından 12 eylül darbesinin beline beline vurduğu "Ils sont Eux" şiirinin gücüne yakın olmalıydı demeliyim en azından.

    "of not being a jew" kitabı belki benim ulaşamayacağım kadar yüksektedir onu bilmem ama kitaba adını veren şiir enfestir.

    ve son zamanlarda yeni şairleri okudukça görüyorum ki ismet özel'den sonra bütün şairler biraz ismet özeldir.
    7 ...
  12. 7.
  13. yanında bir şiir okuma kılavuzu bir de türkçe sözlük gerektiren kült kitap.
    0 ...
  14. 8.
  15. soluksuz kalmanın kitabı... Hep sustuğum iki dize vardır, iki ömür yaşasam yine susarım...

    "...yağmur yalnız yağarken yağmurdur
    sen yalnız senken sensin..."
    1 ...
  16. 9.
  17. ''körüm o halde karanlık niye benden kaçıyor''

    ne zor şeydir bunu dile getirmek.
    1 ...
  18. 10.
  19. ismet özel'in hangi kafayla yazdığını merak ettiğim şiiri.

    türkçe'nin en en üst noktası, inanılmaz etkileyici ve şizofren.
    3 ...
  20. 11.
  21. O "tam düşecekken tutunduğum tuğlayı kendime rab bellemeyeceğim" dizesi var ya... Ayakta tutar insanı.
    2 ...
  22. 12.
  23. şu dizelerde erbakan'a gönderme vardır. zira erbakan hayatının bir döneminde -elden ayaktan düştükten sonra- tuğla ile teyemmüm abdesti almıştır.

    "tam düşecekken tutunduğum tuğlayı,
    kendime rabb bellemeyeceğim."
    2 ...
  24. 13.
  25. of not a being a jew, son 45 yılın en karmaşık metnidir. çözüldüğünde başka bir dünyanın kapıları aralanacaktır.

    ....
    tarihe dersini vermen gerek
    yoldan ayrılamazsın
    yediremezsin sokulmayı kendine
    tabiatın apış aralarına
    ne yıkılmış bir tapınağın suskunluğu
    durdurabiliyor seni
    ne gürültülü bir havra.
    yükün ağır.
    ke’s so heavy
    just because he’s your brother.
    kardeşlerin pogrom sana.
    dostlarının eşiğine varınca başlıyor
    senin diasporan.
    ....
    yahudi değilsem bile
    bende Yahudalık da mı yok
    kimi öptüm de kurtuldu çarmıha çakılmaktan?
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük