bunun bi de orjinal filmleri geri verememek versiyonu vardır.. yüzüklerin efendisi üçlemesi arkadaştan alınır, sonra ilk iki film mütemadiyen ısrarlara dayanılamayıp verilir lakin üçüncü film çeşitli bahanelerle bi türlü gelmez*.. hala üçüncü filmi izlemedim gibi yalanlara başvurulur..
burdan looser piçine sesleniyorum, versene lan cdyi.. kaç ay oldu, daha izlemedin mi?? yemezler bunları adamım..
buradaki önemli nokta vermemek ve verememek arasındaki farktır. bilerek ve isteyerek vermiyorsa o arkadaşla olan ilişki derhal kesilmeli, hatta öncesinde korkutma amaçlı küsülmeli, gerekirse tehdit edilmelidir. dövüledebilir, yağlı kazığa da oturtulması uygundur hatta. ama şimdi veremiyorsa; meşgulse, efendime söyleyeyim kitap artık masa bacağının ya da sandalyenin bir uzantısı olmuşsa o insana ne denir. delikanlı gibi gidilir, aynı kitaptan tekrar alınır, kitaplıktaki boşluk doldurulur. arkadaş sevilir, tebrik edilir, ellerinden öpülür.
lanet olası,kahredesi durumdur.
arkadaştan binbir naz ve minnetle isteyip,
- söz okur okumaz geri vereceğim vs. diye bir kaç günlüğüne aldığınız kitabın aylar *sonra hala evin en uyduruk yerinde-,mesela sallanan karyola ayagının altında takoz niyetine * olması ile iade edememe durumudur.arkadaşı görürüsünüz başlarda sıkılırsınız.. ama olay daha sonra zaman aşımına uğrar gider.
ikinci sefer istediğinizde o arkadaş artık (bkz: kitabını ödünç vermeyen insan)dır malesef.
bu tuhaf bir durumdur,başkasından da almış olsan okuduğun zaman sahiplenirsin kitabı ve bir türlü geri vermek istemezsin.o kadar yerleşmiş bir duygu ki okuduğu kitabı geri verebilmek bir erdem kabul edilir,yapan kişi kendisiyle gurur duyar.