odtü öğrencisinden başbakana açık mektup

entry31 galeri0
    1.
  1. Başbakan;

    Bu tür mektuplar genelde “Sayın” hitabıyla başlar, “Saygılarımla” veya “En iyi dileklerimle” gibi sözcüklerle biter. O kadar öfkeli ve o kadar haklıyım ki, bugün bunu milyon kere yapmayacağım.

    “Memleket bunlara kaldıysa bitmiş”, “Derslere girmezlerse girmesinler, bunların yetiştireceği öğrenciler de ancak bu kadar olur” dediğiniz hocalardan ders alan bir ODTÜ öğrencisiyim. ODTÜ öğrencisi olmaya özel bir sıfat, bambaşka bir anlam yükleyecek değilim. Ama röportajınızı izledikten sonra anladım ki, onur duyulacak iki madalyayı arkadaşlarımla birlikte şimdiden göğsüme takmışım bile: üniversiteli ve bilhassa ODTÜ öğrencisi. Şimdi de, o günün başından itibaren polis saldırısına maruz kalmış birisi olarak, kampüsümde “çıkarttığınız olayları” özetleyerek anlatacağım.

    Polisinizin kullandığı gaz meşhurdur. 31 Mayıs 2011 günü Metin Lokumcu’yu öldüren, bakanınızın “doğaldır, zararı yoktur”, emniyet müdürünüzün “gerektiği kadar alındı, gerektiği kadar kullanıldı” dediği biber gazıdır. Bu gazdan korunamazsınız, kaçamazsınız. Sadece etkisini azaltmak için yüzünüze ve burnunuza atkı sarar, vücudunuzu doğrudan temastan korumaya çalışırsınız. Gazın gelişinin ardından da limon ve sirke sürer, acınızı dindirmeye çalışırsınız. Ciğerlerinizden kaynaklı bir rahatsızlığınız varsa, bu gaz ölümcüldür. Hastalığınız yoksa, bu gaz o hastalıklardan birisini yaratabilecek kadar tehlikelidir. Özetle, bu bir kimyasal silahtır, faşizmin simgelerinden birisidir.

    18 Aralık günü de kampüsümüze geleceğinizi haber almış, sermayeye peşkeş çektiğiniz bilimi, Suriye’ye yapacağınız emperyalist müdahaleye karşı barışı ve halkların kardeşliğini savunmak için TÜBiTAK binası önüne gelmek, burada bir basın açıklaması yapmak amacıyla toplanmıştık. En temel haklarımızdan birisi olan protesto hakkımızı kullanıyor, bunun bir aracı olarak ise sloganlar atarak yürüyorduk. Polisinizin kalkanlarına 100 metre bile yaklaşamamışken, tamamen bir formaliteden ibaret “dağılın” uyarıları bile yapılmadan atılan gaz bombalarının 5-6 el patlama sesini duyduk. Gaz bulutunun arasından çıkmaya çalışarak, öksürükler ve nefes daralmaları eşliğinde geriye doğru çekildik. Bu sırada polisiniz durmaksızın gaz bombası atmaya devam ediyordu(bunlara yine polisinizin attığı ses bombalarının eşlik ettiğini sonra öğrenecektik). işte bunlardan sonrası ise size göre “eşkıyalık” size göre “memleket bitirmek” olan meşru direnişimizdi. Üzerinde “doğrudan atmayınız, yangın tehlikesi yaratır” yazılı olduğu halde üzerimize nişanlanarak atılan binlerce gaz bombası kapladı o gün kampüsümüzü. Polisiniz, arkadaşlarımızı öldüresiye coplayıp, tekmeledikten sonra “şimdi gözaltı yapmayalım, başımıza bela olurlar” deyip bıraktılar.

    Panzerler okulumuzun ortasına kadar girdi. Tazyikli sudan, damacana taşıma arabasını kurtarmaya çalışan Fizik kantini çalışanı bile nasibini aldı.

    “Çantalarında molotof taşıyorlardı” demişsiniz, başka iftira mı bulamadınız? Keşke daha inandırıcı bir yalan geliştirseydiniz. Boyalı medyadır bu, sizin söylediğiniz onlara kanundur ama halk inanmazdı bunlara. inanmadı da. Biz de duyduğumuzda kaburgalarımızı tuta tuta güldük. Çok komik olduğundan değil, bir kısmımızın gördüğü polis şiddetinden, bir kısmımızın ise panzer üstlerine doğru sürüldüğünde koştuğundan ötürü kaburgaları fazlaca ağrımaktaydı. Hatta bir kadın arkadaşımız da omzunu tutarak güldü, zira onun da omzunu 18 Aralık günü gaz fişeği sıyırmış geçmişti.

    Bir de, o gün çantamın içinde ne olduğunu yazayım hemen: 0,5 litrelik pet şişe içinde içme suyu, kütüphaneden aldığım birisi şiir kitabı olmak üzere üç kitap, o günkü derslerimin notlarının olduğu kağıtlar, kurşunkalemler, bir silgi ve Kızılay’da bir kitapçıdan aldığım edebiyat dergisi.

    Size ekranda bolca söz hakkı verildi, yeri geldi sinirlenmiş, yeri geldi duygulanmış numarası yaptınız. Ben ise bu satırları, aslında size değil başkalarına, olanca haklılığım ve samimiyetimle yazıyorum. Sizin söylediklerinizden daha az bilineceğine ise, neredeyse eminim.

    Siz "tutuklayın", "canlarına okuyun" emirleri vermeye devam ediyorsunuz. Bense bir koltuk üzerinde uyurken, bir kolumla sağımdaki arkadaşımı korumaya çalışıp, öbür kolumla başımı -gaz bombasının fişeğinden az da olsa korunmak için- kapatırken, bir patlama sesi dolaşıyor kafamın içinde, sıçrayarak uyanıyorum hala. Derken bir başka rüyamda, 20 metre ötemde polisinizin vurduğu Barış’ı görüyorum, bir kaldırımın üzerinde kanlar içinde yığılmış kalmış. Medyanız o kadar etkili ki, yanı başımda vurulmamış olsaydı, arkadaşının “Araba bulun”, “Ambulans çağırın” bağırışlarına birebir şahit olmasaydım, sizin istediğiniz gibi “kokmaz bulaşmaz” bir öğrenci olsaydım, belki de “acaba arkadaşları mı vurdu” deyip, medyanıza inanacaktım. Ama artık bunun yolu yok, çarpıtmalarınız sökmeyecek.

    Kötülemelerinize ve iftiralarınıza maruz kalmaktan onur duydum. Bu demektir ki doğru yoldayım. Bu demektir ki, seneler sonra çocuklarımın yüzüne baktığımda, onları ta gözlerinin içinden görebileceğim. “Baba, sen üniversitedeyken ne yaptın?” sorusuna “Okulumu savundum, arkadaşlarımı savundum. Hocalarıma çamur atmaya kalktılar, onları da savundum.” diyebileceğim. Bunları söylerken gözlerimi kaçırmayacağım, sesim zerre tereddüt etmeyecek.

    Bu direniş, karşılarındaki profesyonelce donanmış bir orduya karşı bedenlerini gaz bombalarına, panzerlere ve tazyikli sulara siper eden öğrencilerin ODTܒde yazdığı bir destandır. ODTܒnün bir üniversite olarak sorumluluğunu, tarihsel görevini bilip, bir pankart arkasında görevine gitmesidir. Yıllarca da böyle hatırlanacak.

    18 Aralık 2012 günü okulumuza faşizmi yaşattınız. Andımız olsun ki, özgürlüğü de biz yaşatacağız. Arkadaşlarımızı, hocalarımızı, okullarımızı, mahallelerimizi, sokaklarımızı, var gücümüzle biz savunacağız. Halka zulmettiğiniz her yerde, karşınıza biz çıkacağız.

    Osmanlı döneminde Sivas Valisi olan Halit Rıfat Paşa “Gidemediğin yer senin değildir.” buyurmuştu.

    Sahi, siz hangi memleketten bahsediyordunuz?

    Haber http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22215905.asp
    88 ...
  2. 2.
  3. ayakta alkışlanılası mektuptur. helal olsun dedirtti.
    20 ...
  4. 3.
  5. okuduğumda inanılmaz etkilendiğim mektup olmuştur. yazan arkadaşın kalemine, yüreğine sağlık. ayrıca ülkemizde insan hak ve özgürlüklerinin durumunu bir kez daha ortaya sermiştir.
    20 ...
  6. 4.
  7. en güzel yeri ''gidemediğin yer senin değildir'' olmakla beraber acıtan, yer yer acıttıran bir mektuptur. bir grup cahil güruhtan olmaktansa acı çekmeyi bir lütuf olarak gören bir odtü'lünün asil duruşudur. haa unutmadan sivil itaatsizlik candır, canandır.
    19 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. dünya'da ilk 100'e girebilen tek üniversitenin bilinçli öğretim üyelerinin ve öğrencilerinin ne kadar aydın olduklarını bize bildirmişlerdir. Darısı rteü'ye inşallah.
    11 ...
  11. 7.
  12. Bu ülkede her hakkını arayana terörist ya da pkklı damgası yapıştırıldığı gibi odtü'lü birçok arkadaşa da bu damganın yapıştırıldığı öğrencilerden birinin kaleminden çıkmış açık mektuptur.
    11 ...
  13. 8.
  14. Sayın başbakanım ! Hezimete devam. Biz kim oluyoruz da devlete karşı geleceğiz? Vur kır parçala bu savaşı kazan. Biz niye böyle bir direniş içine girdik ki? Rahat götümüze battı. Biz kaşınıyoruz...
    Saygılar..
    5 ...
  15. 9.
  16. Haklı bir öğrencinin hakkını savunması ve daha ötesidir. insan okurken etkileniyor, olayı başka mecraya çekip insanları yaftalama çabasını bir kenara bırakarak insan eğer diyalektik düşünecek olursa ideolojisi farketmeksizin arkadaşlara hak verecektir. nitekim insan olmak, duyarlı olmak bunu gerektirir. Mazlum edebiyatını yapan iktidar olduğu halde boşbakandır. ki 10 yılı aşmıştır iktidarı kırdığı yıktığı öldürdüğü, destekleyerek katkıda bulunduğu yüzlerce olay vuku bulmuştur. eğer bir terör var ise onu yapan polistir, ki yaptıklarının meşruiyetini kaybetmeye başlaması da yine 10 yılları aşmıştır. Utanmadan değil, gururla konuşmalı o gün gazdan mağdur olan arkadaşlar yaptıklarının haksız ve utanılacak bir yanı yoktur. mesele nerede okuduğu değil, duyarlı olmasıdır öğrencinin, bu bağlamda yaralananların odtülü ya da aü'lü olmasının pek önemi yoktur. bok at izi kalır mantığı ile insanları yaftalamayınız.
    9 ...
  17. 10.
  18. keşke her üniversite odtü gibi, her öğrenci de odtülü gibi olsa dedirten mektup.
    8 ...
  19. 11.
  20. 12.
  21. akp aşıklarının canını sıkan mektuptur.

    başbakan ve şürekasının sürekli sabah akşam ahkam kestiği konu, efendim bu öğrenciler pkk sempatizanlarıymış.

    bu pkk ne kadar süper bir örgütmüş ki, sempatizanları odtü'ye girebiliyor! geçin bir kelam...

    devletin şehidine kelle, pkk terör örgütünün başındaki soytarıya sayın diyen başbakan mı daha sempatizan, yoksa bu mektubu yazan odtü gibi üstün bir bilim kurumunun öğrencisi mi; önce onun bir kararını verin şakirt numuneleri...**
    7 ...
  22. 13.
  23. 14.
  24. üniversiteli olmayı madalya olarak sayması saçmalık.

    iyi niyetli bir insana benziyo ama bu hükmü burdan vermek yanlış olur. masıl çantasında molotof olduğuna inanmıyorsak, olmadığına da inanamayız çünkü ortada kanıt yok. iki tarafında söylediği her şey iddaa durumunda.

    velhasıl, dışardan gören herkes şunu fark eder; üniversiteler, şiddet olmadan, zorbalık olmadan ilimle bilimle ilerlemeyi, şikayet edilen bozuk sistemi beyinle düzeltmek için kuruldular ve o doğrultuda çalışıyor. ama bu arkadaşlar, sistemi taş atarak, molotof atarak ya da acıtasyon yaparak düzeltmeyi çalışıyolar sanırım. bu saçmalık.
    3 ...
  25. 15.
  26. açık seçik halkların kardeşliği duygu sömürüsünü kullanarak başbakana ayar vermiş.
    lan nasıl da içten içten duygu sömürüyo, nasıl da içi kan ağlayan keklikler acıyor buna.
    ulan biz de üniversite okuduk. kışın karda çamurda bir dünya yürüdük.
    halkların kardeşliği için okulumuzu yakmadık.
    birkaç pkklıyla kavga ettik ama biz yine de suçlu görüldük, buna rağmen kızmadık.

    birkaç acıtasyon cümlesinden ibaret değil. çantamda şiir kitabı vardı falan filan. ulan molotofları kim attı polise? yanındaki arkadaşların mı? nasıl da böyle sakin sakin acındıra acındıra laf sokmuş.

    başbakan'ı savunduğumdan değil, savunmam da.
    ama böyle acıtasyoncu ibnelerin konuyu bağlayacakları yeri biliyorum ve katlanamam.
    siz halkların kardeşliği için polise taş atmaktansa siktir olup gidin urfa'dan kız isteyin,
    kardeş aile kampanyası yapın.
    madem çok barışçılsınız.

    edit : gözaltına alınanların ifadelerinde bile yokmuş molotof olayı. tamam molotof atmadınız hepinizden özür dilerim. şaka tabi. bütün söylediklerimin arkasındayım. acıtasyonu bırakın. halkların kardeşliğiymiş.
    ulan üst kat komşum kürt, bak o üsste ben alttayım. ben gocunuyo muyum lan?
    2 ...
  27. 16.
  28. bir polis devletine dönüşen türkiyede, protesto hakkını kullanmaya çalışan öğrencinin başına gelenleri anlatan mektup.

    ne yazık, iki gün sonra hatırlanmayacak. ne yazık, hala bu çocukları haksız görenler var. ne yazık, protesto etmenin bir insanlık hakkı olduğundan bihaber sığırlar, hakkım olan oksijeni boşa tüketiyor. ne yazık, sik kafalı adamlar gibi anca sözlükte tepki gösteriyoruz.
    8 ...
  29. 17.
  30. eylem yapan yol kapatan kişilere polis gazla değil de neyle müdahale etsin güzel kardeşim diye cevap yazılmasını dilerim kendisine,
    cidden düşünsene; bir güruh var karşında ve kendilerinin dediği olsun istiyor başka bir şey kabul etmiyor, lastik yakıyor, canının istediğine ayakkabı, yumurta falan atıyor,
    nasıl engellersin bu güruhun eylemini, yol kapatmasını, veya yaptığını ettiğini?
    konuşarak olmaz, zira o güruh, aynen lastik yakan pkk lı eylemcilere bile yapıldığı gibi, zaten her seferinde önce sözle uyarılıyor, cidden sen çevik kuvvet şube müdürü olsan ne yaparsın?
    5 ...
  31. 18.
  32. 2 güne kalmaz içeri alınacak bir öğrencinin haklı seslenişidir. yazık olacaktır.
    4 ...
  33. 19.
  34. Ne akpli'yim ne de solculugu üniversitede sağa sola otag boksa eylem yapmak sanan gerilerdenim.

    Mektup aslında haklı sadece odtü öğrencisi olmayı kendi ile diğerleri arasında fark görmesi saçma ben de tip fakültesi istiyorum oo hale ben senden üstünün bırakın bu işleri üniversite ile adamlığını kanıtlamaa çalısan tiplere sokayim.
    2 ...
  35. 20.
  36. Orda olmayıp, gaz bombası, cop yemeyip, tazyikli suyu tatmayıp, bir de üstüne şak diye "terörist lan bunlar. Klasik işte. lafı nereye getireceği belli!" gibi yorum yapan insanların bok atacağı mektuptur. "Faşizme karşı" kelimelerini yanyana duyunca, bünyesi alarm veren ve söz sahibini terörist ilan eden arkadaşlar... Ne zaman bu kadar bitirici, kesin, ezberci, çamur at izi kalsın stratejisini benimseyenlerden oldunuz? Madem gözleriniz bu kadar açık, RTE nin yaptıklarına ses çıkarmak mı zor geliyor? Cidden akıl sır erdiremiyorum. O mektubu yazan kişi senin benim gibi bir vatanseverse, hakkını arayansa, Senin çıkaramadığın sesi çıkaran kişiyse, Türkiye'de uygunlanmak istenilen baskıcı sistemin bir parçası olmak istemiyorsa senin gibi, haykırmak istiyorsa, özgürlüklerin hakların yenmesine müsade etmeyecek kişiyse, aklının bir kenarında senin gibi pijamasıyla ekranın başında pinekleyen sağa sola anca atar yapan klavye delikanlılarını bile düşünüyorsa bu mücadelesinde, sen sokağa çıkabilecek misin şu bok atmalarından dolayı? insanların yüzüne bakabilecek misin???
    6 ...
  37. 21.
  38. kendi gibi düşünmeyene hazımsızlık nedeniyle midesinden gelen faşist kelimesini kullanan dağ kadrosunun kuklasından kalem ve kağıda yazık ettiği mektup.
    5 ...
  39. 22.
  40. haddini aşan öğrencilerdir bunlar ne olursa olsun karşınızda bir başbakan var ulan başbakan diyorum amk koskaca ülkenin başı yöneticisi yani sevmek zorunda değilsin ama nolursa olsun bi saygı duyar insan lan bunlar yanyana gelse adama tekme tokat dalacaklar böyle saygısızlık olurmu ya herşeyi hakediyor bu odtülüler.
    4 ...
  41. 23.
  42. taktir ettiğim yürekli bir öğrenci duruşudur. helal olsun, bu devirde herkes padişah hazretleri karşısında el pençe divan iken bu öğrenci kardeşimiz fikirlerini savunabilmiş. alnından öptüğüm bir genç kardeşimizdir.
    4 ...
  43. 24.
  44. odtü' lü öğrencinin haklı kavgasına karşı çıkan rte ye yazılmış haklı bir mektup.
    4 ...
  45. 25.
  46. Bakın şimdi mesele başbakan, odtü, mart-zurt meselesi değil.

    Ahu şimdi ben her daim polis devlete karşıyım. Ama bu odtü meselesi değil adamlar biraz hadlerini arsalar da başbakan gibi düşünmek zorunda değiller.

    Misal başbakan bunlar nasıl gençlik diyor yanlış sen solcu ya da devrimci oldukları için birilerine ne biçim insan diyemezsin ama zamanında uzak bir tanıdığın oğlu odtü bil. Mühendisliği kazandı hep derdi bazı hocalar yunanlıları almıyorlar diye şimdi burada özgürlük nağrasim atan hocalar samimiyetsiz. Ayrıca odtüuyum diye götürür kalkan tiplere ayrı gülüyorum ulan hadi odtü'de teknik sayısal bir bölüm oluşan neyse Amk sikik tmo bölümleri okuyup doğumluyum deme!

    Onu da geçtim yok göğsüme ödtulü olmayı madalya gibi takarmis tip kazananlar ne bok yesin Amk.

    Abartmayın .

    Saçma mektup. Cinayeti biçimde ben odtuluyim diye hava atan embesil mektubu.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük