liseden bu yana görüştüğüm, yediğimin içtiğimin ayrı gitmediği 5 can dostumun mezun olduğu güzide bölümdür. eski konuşma arşivlerini karıştırırken hakkında yapılmış bir caps'e denk geldim ve yarıldım, paylaşayım istedim.
ingilizcen iyiyse leblebi çekirdektir.
odtü de ve bizim fakulte de aynı derse giren hoca onların sınav sorularını getirdiydi.
yav hocam bunlar ne çok kolay falan bize de böyle sor dediydik.
o da, ya ingilizceleri zayıf anlamıyorlar demişti.
tabi bize kendi çevirdiydi. türkçe sordu yani.
hala öylemidir bilmem ama öyledir sonuçta, sözde iyi ingilizce bilenler girmiyor ki, dil puanı odtü ye girişi çok az az etkiliyor. emin değilim tabi. artı öss nin adını bile takip edemez olduk.
uyumlu bir çekirdek arkadaş grubunuz olmadan zamanında bitirmeniz oldukça zor olan güzide bölüm. gideceklere naçizane önerim bir adet güzel sunum yapan, bir adet arabası olan, bir adet matematik zekası ve yazılım bilgisi aşırı yüksek olan, bir adet de en az bir çizim programını çok iyi kullanan arkadaş edinmeleri. sonra da bu arkadaşlarınızın da birbirleriyle iyi anlaşmasını sağlayın ve bölüm sizin için on kata kadar daha kolay olsun. ha ne yaparsanız yapın sizin okul hayatınız b ve d binası çalışma salonunda geçerken endüstri mühendisleri, işletmeciler vs. parti parti gezecek. devrimde şarkı söyleyip içecekler. ona yapacak bir şey yok maalesef.
5. senem güzide bölümümde. hazırlıktaki lüle lüle saçlardan kalmadı eser, üstüne alınan 20 kilo + ölü bir sosyal hayat. Benim gibi burda okuyan garipleri avutan belki de tek özelliği her yerde geçerliliği olacak iyi bir diploma. türkiyenin en zorlu bölümlerinden biri olduğunu söylememe zaten pek lüzum yok. Fakat bu zorluk derslerden kaynaklı değil bana göre. öğretilen şeyler son derece temel şeyler, atla deve değil. bölümü zor yapan aşırı ağırlık. yapılan ödevlerin, projelerin, hazırlanılacak midtermlerin, quizlerin sonu gelmez. Bu konuda öğrenciyi kesinlikle çileden çıkaran bir bölüm. En ilginç yanı ise bölüm öğrenciye çok şey öğretmez, ama öğretmek istediklerini öğrenciye kendi kendine sike sike öğrettirir. Örnek olarak bölüm sana Keycreator denilen kıcı kırık cad programı ve C dersinden başka birşey öğretmez ama sen mezuniyetinde ister istemez Solidworks, ANSYS, MATLAB, Mathcad, Catia, Comsol gibi programlarda usta hale gelmişsindir. Böyle bir bölümdür
özleyeceksin dediklerinde sesli gülmüştüm, özlüyorum. insanı yoğunluğa öyle bir alıştırır ki, mezun olduktan sonra en yoğun yerde çalışsan da, en ağır yüksek lisansı yapsanda boş duruyor hissi yaşarsın.
tanım: türkiye'de en iyi makina mühendisliği eğitimini alabileceğiniz yer.
Niye makine değil de makina lan? Üniversiteler de bizzat makina mühendisliği diyor. Makine olması gerekmiyor mu? Odtü 'ye girmek için Türkçe'ye de bakmak gerekmiyor mu?
aynı sene mezun olan 2 kişiden birinin ceo birinin bakım mühendisi olarak emekli olduğunu görebileceğiniz bölümdür. eğitim sadece vizyon verir, o da alabilene...
yaklaşık iki sene önce mezun olarak tüm ilişiğimi kestiğim üniversite ve bölüm ikilisi. şöyle uzun uzun, hazır tercih dönemindeyken bölümü anlatasım var.
bizim zamanımızda ilk 3000 civarından öğrenci alırken şu an bu sıra 8000lere kadar gerilemiştir. bunda da sanırım en büyük pay devamlı kontenjanları artırılan sağlık bilimleri (tıp, diş, eczacılık) ve bazı sayısalcıların iktisatişletme gibi bölümlere yönelmesi. neyse konumuz o değil şimdi.
evvela şu gerçekler herkes tarafından bilinir.
-kız yoktur (gerek nitelik, gerek nicelik bakımından) ama dert değildir. düzgün bir çocuksanız muhtelif yerlerde kızları görebilir, sohbet edebilir, hatta ilişki bile yaşayabilirsiniz.
-odtü makina zordur. aslında zor değildir de, çok çok yoğundur. bazen bir insanın kaldıramayacağı kadar.
bir sabinin üniversite hayatı boyunca temelde yapacağı üç şey olacaktır. uyku, sosyalleşmece, ders çalışmaca. bu bölüm, üçünü birden yapmanıza izin vermez. herhangi ikisini seçmeniz gerekir. uykunuz kıymetliyse ayvayı yediğinizin resmidir yani.
bölüm ilk sene, her mühendislikte olduğu gibi temel bilim dersleriyle (calculus, fizik, kimya, ingilizce vs.) başlar. bunun haricinde her dönem birer tane CAD (çizim) dersi alırsınız. mesele değildir.
ikinci sene, bu kez temel mühendislik dersleri başlar. termodinamik, statik, mukavemet, dinamik, malzeme, diff gibi dersler alınır. bu senede, bölüm hocaları insafsızlıkta tavan yapmaktadır. öğrenci kıyımı rahatlıkla yapılır. her sectionın (odtüce sınıf yani) neredeyse %30'u kalır. dersler birbirini devamlı suretle bağlar. özellikle me205 kodlu, ilk dönem zorunlu olarak verilen statik dersine dikkat çekmek lazım. bundan kalan zavallı, dinamik ve mukavemet alamaz. onları alamayan üçüncü sınıfın neredeyse tamamına elini süremez. bölüm tartışmasız uzar. siz siz olun statikten kalmayın kısaca.
üçüncü sınıf. bölümün en zevkli olduğu yıldır. tabi hocalar ve asistanlar için. dönemde altı tane babalar gibi ders alınır. hepsi ama hepsi çok önemli derslerdir. aynı zamanda zordur da. üçüncü sınıfı başarıyla bitirmiş biri, kendini büyük oranda mezun sayabilir. mekanizma teorisi, numerik metodlar, akışkanlar mekaniği, ısı transferi, kontrol sistemleri ve daha niceleri... genelde makina güruhu arasında yıllardır şu tartışma yapılır: "bölümün en zor dersi kontrol mü yoksa element (makina elemanları) mi?" şahsen ben oyumu kontrolden yana kullanıyorum. çünkü ders elektronik temellidir ve bu disiplini almamış makinacılar çok zorlanır. ancak hocalar bu senede nispeten daha anlayışlıdır. ikinci senede olduğu kadar acımasızca "f" içeren notlar verilmez.
son sınıf da seçmeli falan işte. ha tabi işin bitirme projesi kısmı var. son seneye kadar öğrendiklerinizi kullanarak sizden çalışan bir cihaz yapmanız istenir. 5-6 kişilik ekipler oluşturulur. size bir asistan atanır. dönem boyu onun direktifleri ve önerileri doğrultusunda kendi emeğinizle makinayı üretmeye çalışırken, belli aralıklarla da proje dersinin koordinatörü olan hocalara bir nevi brifing verirsiniz. onlar da önerilerini size sunar. sponsor bulmak, hocanın birini kafalamak falan serbesttir. dışarıda yaptırmak da serbesttir (yakalanmadığınız sürece uygulanan bir metoddur demek istiyorum) ama çok tavsiye edilmez. nedenini zamanı gelince öğrenirsiniz. bir diğer sıkıntı da, yakın arkadaşlarınızla aranız bozulabilir eğer aynı ekipteyseniz. zira stresli iştir ve sinirleriniz kaldırmayabilir.
bütün aşamalardan başarıyla geçen kişi, artık makina mühendisi olmaya hak kazanmıştır. hayırlı olsun.
gelelim hocalara. hocalar genelde kendi içinde ikiye ayrılır. dinazorlar ve genç kuşak hocalar. aralarında eres söylemez gibi çok kıymetli yaşını almış hocalar olduğu kadar faruk arınç gibi öğrenciye neredeyse düşman kesilen hocalar da bulunur. genç hocaların hemen hepsi iyidir, merve erdal tapılasıdır. ama hocalarla öyle çok içli dışlı olmayı önermem.
son olarak, eğer ki "makina mühendisi olucam lan ben" gibi bir olayınız yoksa, yazmayın. yazmış olmak için yazılacak bir bölüm değildir, uyandırayım.
6 kişilik grupta 5 kızla bitirme projemi yaparak bir şehir efsanesine dönüşmüşlüğüm vardır. kişi başı 125 gr hesaplarının yapıldıgi bir ortamda ortalama 55kgdan 275 kg toplam kız ağırlığı ile kırılması güç bir rekora da imza atmış oldum.
ciddi dip not : gülüyoruz falan da bu kişi başına düşün kız geyiklerini yapmamak lazım, centilmen adama yakışmaz yani.