Kimisinin katıldığı, kimisinin katılmadığı, birçok forumda tartışma konusu olmuş ve genellikle, her ne hikmetse ODTÜ'de okumayanlar tarafından dile getirilen bir önermedir.
haLa sağ-soL kavgaLarının devam ettiği "uLan üniversite okuyorsunuz , haLa çocukça şeyLerLe uğraşıyorsunuz" dediğim.ayrıcaLıkLarı sağ-soL kavgası ise ; evet abi odtüLü oLmak bir ayrıcaLıktır.
bir devlet üniversitesi olarak * kendi reklamını yapıp insanı şaşırtan odtü nün reklam afişlerinde yazan, hemen hemen tüm odtü lüleri inandırdıkları cümle..
sosyal ve kültürel ikliminden ötürü ayrıcalıktır. akademik yayın vs. gibi ölçütlerle bakıldığında ise sanıldığı gibi çok da iyi bir üniversite değildir.
her kurumsal kimliğe sahip kişilerin söylediği cümledir,kendini bir zümreye ait hisseden insanların aidiyetlerini perçinlercesine sarıldıkları klişedir...
insanınmızın özlelliğinden dolayı kamplaşmaya müsait bir millletiz, bir düşünün allahın serdar ortaç yarışamlarında bile, birbirini hiç tanımayan insanları bir araya toplayıp kızlar ve erkekler diye ikiye ayırıp,katılımcıaların o mensubu olduğu topluluğun ayrıcalıklı olduğu düşüncesine ölümüne sarılabilinmesi için yeterli...
kabul edelim özelliğimiz bu, her imgeyi bizi yücltecek, diğer insanlara nazaran itibar kazandıracak birer ölcü aracı olarak vurgulamktan hoşlanıyoruz,
sadece otdülü olmak,boğaziçili olmak,gazili olmak değil bizde ayrıcalık olarak vurgulanan, eşini güzel oluşu,çoçuğunun başarılı oluşu, iyi bir arabaya binmek, eli yüzü düzgün olmak,fenerbahçeli,cimbomlu olmak,istanbullu olmak, coccon olmak, ve sayılabilecek sayısız örnekte de bizim ayrıcalıklar silsilesiyle yaşadığımızı görebiliriz...
yeter artık allah belanızı versin diyesim geliyor...nedir bu ayrım nedir bu kendini üstün görme, gösteriş ve debdebe,,,el insaf kardeşim size...tek yaşama gayeniz başkalarıyla göreceli ölçülerinize göre aşık atmak mı ?
yoksa göreceli ölcülerinizle aşık atmak tek yapabildiğiniz mi ?
ne oldu tevazuya, alçak gönüllülüğe, erdeme, saygıya, yüceliğe ???
nerdee,
onlar öleli çok oldu kardeş,
artık yaşamak demek, başarı demek: var olan ne varsa bunun başkalarının varlık ölçülerinden ayrıcalıklı olduğunu kanıtlama demek...hepsi bu...
ne haliniz varsa görün diyorum,,,neyinizin ayrıcalıklı olduğunu da kendini ayrıcalıksız olarak hisseden kişilere soruyorum !
insan olan, erdemli, ayrıcalıklı olan kişinin üstün vasıfları olsa da, diğer insanlara göre bariz farkları olsa da bu farkların değeri o kişin onları sergileyişine göre anlaşılır...bu farkları insanların gözünde saygı ya da itibar kazanmak için sergileyen zavallılara diyorum ki; saygı istenmez saygı kazanılır...gerisi bokpüsür
en azından bu kadar çok zeki insanın içinde 4-5 yıl yaşayabilme gibi bir ayrıcalığı vardır odtülü olmanın.zaten ayrıcalık durumu odtülü olmaktan değil odtülü olabilmekten geçer,aradaki o nüansı da kavradınmı olay tamamdır.
doğrudur, gerçek bir odtülü hiçbir zaman böyle saçma sapan laflar söyleyerek kendini teşhir etme çabası içinde değildir. odtülü olmak bir ayrıcalıktır çünkü bir odtülü egosunu tatmin etmek için hiçbir zaman buna benzer diğer insanları dışlayan, onları ezik ve de aşağı gören sözcükler ve cümleler sarfetmez. onun ayrıcalığı dışarıdaki insanları onu öyle görmesinden kaynaklanır, kendi böbürlenmesinden değil.
ayrıca bu lafın altına imzasını atan da gerçek bir odtülü değildir.
doğrudur. ama bu ayrıcalıklı olma işini abartıp, okullarına yaz okulu için misafir olarak gelen öğrenciyle tek kelime etmeyen burnu büyükler de vardır.
odtülü olmamama rağmen kesinlikle katıldığım bir görüştür özellikle kültürel açıdan büyük ayrıcalıkları vardır mogan gölü, vişnelik odtü mezunları derneği sadece bunlardan ikisidir.
boğaziçi, bilkent, sabancı ve koç üniversitelerini meclisin dışına alırsak içeride kalanlar arasında en büyük rekabet odtü ve itü mezunları arasında gözlenir.
aslında bu rekabetin önemli nedenlerinden biri, cumhuriyetin kuruluş yıllarından itibaren devletin kilit noktalarına yerleşip aynı hemşehricilik yapan askerler misali, kendi okulundan mezun mimarları-mühendisleri koruyan ve kollayan itü camiasıdır. bu uygulamaya inat, odtü mezunları tırnaklarıyla tutuna-tutuna bu günkü konumlarına ulaşmışlar, lakin, gerek kamu kurumlarında gerekse özel sektörde itü camiasını aratır hale gelmişlerdir.
- mezuniyet hangi üniversiteden?
- konya-selçuk.
- ha! öyle mi.
bir burun kıvırmalar, derin nefes almalar filan, zannedersin adam sıkıntısından buhran geçiriyor. oysa,
şeklinde bir diyalogla sıcak bir ilişki kuruluverir hemen. sonrasında ise, iş yaşamındaki ufak-tefek hataları göz ardı edilir, görmezden gelinir. odtü'nün özellikle belli bir yaşın üzerinde mühendis ve mimarlarına şantiyelerde pek rastlanmaz. yani, nasıl desem; teknik ofis elemanıdırlar genelde. sahada çalışmayı ırgatlık olarak görürler, hani, kalem efendisi dediklerinden. ancak, donanımlarından sebep kavrayış ve çözümleme süreçleri oldukça kısadır. yabancı dil konusundaki üstünlükleri de özellikle son yıllarda, yabancı ülkelerdeki işlerde çok büyük avantaj sağlamıştır kendilerine.
şantiyelere baktığınızda sırasıyla; itü, yıldız, ktü, dokuz eylül ve diğerleri vardır. son yıllarda, akdeniz ve çukurova da yavaş yavaş potaya girmeye başladı.
gazinin bazı bölümlerinden bile daha düşük puanlı iktisat faülteleri olan bir okula girmek neden ayrıcalık olsun ki dedirten yorumdur.
(bkz: odtülü ergenler rahatsız)
odtü'lü olmama rağmen çokta fazla katılmadığım görüştür.çünkü gerçekten odtü'de okumanın hakkını veren öğrencilerin yanında,odtü'lü olmanın tam olarak ne demek olduğunu kavrayamamış,sırf ortama ayak uydurmak amacıyla bir şeyler yapan,yeni karakterlere bürünen,lakin aslında ne yaptığının kendiside farkında olmayan bir çok insan evladıda barındırır bünyesinde.
bir de odtü'lü olmak ayrıcalık olabilir,ama benim okuduğum bölümde,ne yazık ki gazi'li olmak daha çok iş yapıyor.*