bircok farklı nesilin emeğini görüyorum odtü'de. devasa bir kültür geliyor aklıma. özgürlük geliyor, hoşgörü geliyor. ha bir de omur törpüsü olduğu geliyor. eskiden daha canlıydı bu özgürlük hoşgörü hissiyatı. şimdi yavaş yavaş kafamda v*rşanla ve onun kaypakligiyla ozdeslesmeye başlasa da, kendini odtu'nun sahibi zanneden lümpenlere odtü bileşenleri bu kampüsün gerçek sahibinin kim olduğunu gösterir.
edit: okulu yalnızca eskişehir yolundan geçerken görebilecek olanların da bok atışı geliyor bir de.
Sabah çatı da kahvaltı.sonra çarşının orda ki yeşil alanda çay,kahve,kitap ,dergi.saatlerce hem de.sonra yine çatı akiama doğru.güzel bi yemek.ve sonra bunların hepsini mahveden rektör verşan efendi.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1888448/+
Bir ara Twitter'da rast gelinmişti.
Bu misvak karikatürü paylaşıp altına "adam haklı, başka türlü ODTÜ'ye giremez" diye yazılmıştı.
Edibüdü: başlık başımıza kaldı.
Kardeşim, başlıklarınıza sahip çıkın, cami avlusuna bırakır gibi başlığı açıp kaçmayın.
8. yurt kantininde sıradan bir gün arkadaşlarla güncel teknoloji haberlerini konuşurken bi arkadaşın ''deniz gezmiş'in saklandığı yurt burasıymış...'' demesiyle konunun jet hızıyla siyasete dönmesi.
amerikalılar sayesinde kurulan fakat kuruluşundan 13 yıl sonra içinde amerika büyükelçisinin arabası yakılan, amerikaya attığımız en büyük kazık olan üniversite. *