ankaranın koca bir arazisini parsellemiş üniversitelerdir bunlar. kampüsleri diğer ankara hatta türkiye üniversitelerine göre çok büyüktür. işin ilginci üçü de komşudur birbirine. bir ankara üniversitesi bir gazi üniversitesi yer yokluğundan bölünmek zorunda kalsalar da bunlar yer çokluğundan napacaklarını şaşırmışlardır. bir tobb üniversitesinde çimenlik alan diye 10 koyunun doymayacağı bir alan varken bu üçünde türkiyedeki büyük başların yarısını doyuracak yeşillik alan vardır. bu kadar geniş arazileri nasıl adıkları merak edilmektedir.
cümle içerisinde bile bilkent'in yer almaması gereken üçlüdür. ilk entry'ye gelirsek; kime ne zararı varmış, o kampüsler de olmasa ankara'da ormanlık alan diye botanik bahçesinden başka gösterecek yer kalmayacak.
edit: bilkentli züppeler rahatsız.
2.edit: baba parasıyla adam(!) olanlar fena rahatsız arkadaş. gerçekler koydu heralde.
söz konusu üniversiteler bu arazileri zamanında bozkır olarak almış, bakmış ve orman yapmıştır. şimdi de bazı hazır yiyicilerin iştahını kabartması normaldir.
" odtü- bilkent- hacettepe = üçlü = ? " şeklinde anlam verilemeyen üç bilinmeyenli bir denklemin üç bilinmeyenidir ki sözkonusu başlıkta bu üçü arasında nasıl bir ilişki kurulması gerektiği belirtilmemiş; ilk entryde verilen açıklama ise anlamsız gelmiştir.
zira ülkemizin üç büyük üniversitesinin sahip olduğu arazininn genişliğinin kimseye zararı olmadığı gibi bu arazi üzerinde onlarca fakülte ve bin çeşit bölümün yer alması bakımından yükseköğretim sistemimiz ve kalitesi açısından faydası olduğu o kadar açıktır ki bu arazi genişliğini tartışmak gereksizdir.
mesela çankaya üniversitesi daha geçen yıla kadar bildiğin bina gibi bişeydi. yer yokuluğunda taaa polatlıya yakın bir yere yeni bina yaptılar. tabi bozkırın ortasında kaldı bina. hakeza başkent ünversitesi de şehrin çok dışındadır. tobb üniversitesini yazdım zaten ilk entryde. ankara ve gazinin durumu da belli. ankarada yer yokluğundan üni açılamıyor neredeyse. millet gelmez korkusuyla. turgut özal diye bi üni yaptılar bildiğin apartman. yazıktır günahtır.
"bu üniversitelerin neden bu kadar fazla yeri var?" diye soran saf; üniversite nedir, ne değildir; liseden farkı nedir, o konuda bir araştırma yapması gereken bir saftır. bir tane bahçeli bina satın alıp, "aha üniversite açtık, gelin okuyun, azıcık da para verin." diyen özel üniversitelerin çimenlik diye 10 tane koyunluk yer açmasının hesabını, orada okuyan "koyunlar", üniversitelerinin yönetimine sormalıdır. "biz en az bin koyunuz. o kadar paramızı alıp bizi söğüşlüyorsunuz, b.k gibi bir eğitimle. bari çimenlik yer açın. sırayla otluyoruz yahu." diye "tedarikçilerine" hesap sormalıdırlar. veya g.t kadar üniversitede okuyan yağız anadolu bebesi, "her ile üniversite açtık aq" diye milleti kekleyip, şehirlerdeki b.ktan myo'ların tabelasını "hele bilmem ne üniversitesi" diye değiştiren siyasetçilere sormalıdır bunun hesabını.
üniversite dediğin; odtü gibi olur. hacettepe gibi olur. sadece onlar değildir. "üniversite" olarak kurulmuş bütün üniversitelerde benzer bir durum söz konusudur. çünkü üniversite, lise gibi sabah derse girilip, akşam dersten çıkılan bir binadan ibaret bir varlık değil. abuziddin! kampüs bir yaşam alanıdır. eğitiminden, uygulamasına, sosyalleşmesinden, kültür-sanat etkinliklerine kadar her şeyi içerir. odtü de böyledir. hacettepe de böyledir. itü de böyledir. iü de böyledir. kısmen boğaziçi de böyledir.
üniversite deyince aklına tobb üniversitesi gelen adamın bunu anlamaması gayet normal bir durum da, izah ettik. idrak et.
öncelikle tartışılması gereken ankara'da yeni üniversite mi açılmalı yoksa mevcut üniversiteler daha kaliteli eğitim verir hale mi getirilmeli sorusudur. mesele yeni üniversite açmaksa zaten milyon tane işe yaramaz üniversite var. bana kalırsa bu kadarı bile fazla, birçoğu kapatılmalı.
kuruldukları zamana bakılırsa, ankara-polatlı arası kadar mesafe vardı bu üniversitelerle ankara arasında o zamanlar. ve araziler üniversiteler tarafından güzelleştirildi, ekildi. ortada kıyak bi durum yok. araştırmayı bilmeyen bireyler var sadece.
diğerlerini bilmiyorum fakat bilkent üniversitesi'nin kuruluşu 1967 yıllarına dayanır. bu tarihlerde arazisi satın alınmış ve 1984 yılında kurulumuna kadar inşaat faaliyetleri olmuştur. 1986 yılında eğitime başlamış bundan 25 yıl önce eskişehir yolu mu vardı varsa bile gidiş gelişten öteye geçmeyen bir yoldu. eskişehir yolunun bu kadar cazip olmasıyla beraber, bence bunun en önemli nedenlerinden biri çayyolu semtinin temellerine dayanmaktadır. ilk kuruldukları zamanlar bu üniversiteler nerdeyse şehir dışındaydı öyle nitelendirilirdi. şimdi bu adamlar bu arazileri 50 sene önceden kapattılarsa yermenin ne alemi var. 15 seneye kalmaz başkent üniversitesi, çankaya üniversitesi temelli kampüsü falan şehir içi olur.
benim derdim koca başkentte kampüs namına sadece bu üç üniversitenin olmasıdır. üniversite eğer eğitiminden, uygulamasına, sosyalleşmesinden, kültür-sanat etkinliklerine kadar her şeyi içeren bir kurumsa yeterli bir kampüse sahip olmalıdır. ve bu da şu an için ankarada mümkün değildir.
bildiğim kadarıyla kayda değer son yapılan değerlendirme olan the times higher education dünyadaki en iyi 200 üniversite listesinde bu üç üniversiteden biri olan bilkent 112., bir diğeri olan odtü ise 183. sıradadır.
odtü kampüsünün son yıllarda bu denli tartışma konusu olması normal karşılanmalıdır. ankaranın nadir oksijen alanlarından olan kampüs artık birilerine batmaya başlamıştır * boş boş duruyor bir beton atmak lazım anlaşmalar lazım rant gerek rant dimi. üç üniversite de sahip oldukları kampüs alanlarını fazlasıyla hak etmektedirler. başka üniversitelere yer kalmadığı konusuna gelirsek; açılmasın daha fazla üniversite lan. işsizler bir ordu kuracak yakında.
Hacettepe üniversitesi öğrencileri için anlamsız bir durumdur. Ta ebesinin nikahında okul. gidene kadar canı çıkıyor zaten. her tarafı yeşil her yeri bizim olsa ne olur. Yeşilliğin tek artısı şenlik zamanında yeterli yiyişme mekanı sağlamasıdır.
gazi üniversitesi'nin kalitesine yetişmeye çalışan üçlüdür. güçlerini birleştirdiklerinde bir gazi edebildikleri söylenmektedir. haydi gençler gazi'ye...
diğerlerini bilemem de bilkent kurucusu ihsan doğramacı'nın arazisi üzerine kurulmuştur. adamın kendi malı. okul yapmış. sen de yap senin de olsun. kıskançlığa gerek yok.
