Kız yurdunda yaşanmasını hiç istemediğim bi olay, ben korkmuyorum hiçbir hayvandan ama kızların çoğu minnacık böcek görünce saldırıya uğramış gibi tepki veriyor. Kızlar sizi hayvan ırkçılığını bırakmaya davet ediyorum.
Böcek odaya dışarıdan girdiyse sorun yok, ama genelde karşılaşıldığında sen de kimsin nan bakışı atıyor ya, o çok iç gıcıklayıcı. Zira o anda anlıyorsunuz ki uzun bir süre birlikte yaşamışsınız ama ilk kez karşılaşıyorsunuz. Belki sizin bozuk paranız döne dolaşa onun cebine bile girmiş olabilir.
2 sene öncesine kadar başıma arı konsa çığlık çığlığa sokaklarda koşardım.
Şimdi oğlum küçük, böcek nedir? Anlamıyor. Gülüyor öyle. Yakalamaya çalışıyor sinek falan görünce. Ben onun önünde nasıl öldüreyim böceği? Ha bir de ben zaten öldüremiyorum. Annelik içgüdüsü lakin direkt saldırmam lazım zeyna gibi dililili diye bağırarak. Yapmam lazım evet.
Dinlendiğinize delalettir. Eee ninemin bi sözü vardır;"modern toplumun varoluş sancıları aslında postmodern toplumun ebesidir" ama konuyla ilgili olan söz bu değil şu;"diş fırçana erişebilecek kadar yakınında olan herkese dikkatli davran".
hehe. kocaman siyah bi ari girmiş eve rahat cetvelli uç kutusu kadar var. simsiyah. üstüne bornoz attik tuttuk dogaya saldık. zavallı çocuk ödü kopmuş. konuşamadı.
Benim evim onun evi ne demek ezmek
saka saka disari atarim hava soguk olursa atmam
bizim ev bahçeli müstakil oldugundan kurbag bile giriyor sorun olmaz.
esas aksiyon,gördüğünüz kırkayağın kafanızı çevirip tekrar baktığınızda aynı yerde olmamasıdır. hadi uyu uyuyabilirsen artık.
ha hala gördüğünüz yerdeyse, elinize aldığınız süpürge ile odaklanmalısınız. unutmayın tek bir vuruş hakkınız var. aksi takdirde gece uykunuzun en keyifli anını yakalar ve ısırır. En mutlu anınızda işi bitirmek için gelen pro tetikçi misali..
Vızıltı sesiyle uyanıp dibimdeki perdede gördüğüm küçük karaltıyla ecel terlerini dökmeye başladım. Perdede avlamam imkânsızdı çünkü lanet olasıcanın uçma skilli vardı. Ayrıca sessiz olmam gerekiyordu, tüm ev ahalisi uykudaydı. Düşündüğüm çeşitli stratejiler sonucunda hiçbir şey elde edemedim üstelik o küçük bok artık yatağımın üzerindeydi. Onu yakalamaya çalıştığımı anlamış olmalı ki, en kuytu köşe, elimin ulasamayacagi yerlere sokuldu. Anlaşmaya çalıştım, gitmesi için sinyaller gönderdim ama o çoktan çadırını benim yatağıma kurmuştu. Belki de teslim olmalıydım... Dayanıklılık, hız, esneklik, uçma ve berbat görünüşüyle rakibini korkutma hepsi onda vardı. Ama pes etmedim ve yatağım için savaşmaya karar verdim. Gözümü kararttım, elime peceteyi aldım ve saatte sonsuz kilometre hız ile kafasına okkalı bir darbe indirdim. Başarmıştim...... Geriye sadece peçeteyi klozete atıp sifonu çekmek kalmıştı.
Hele ki tahta kuruları iyi ki olmuyor onlar daha kötü.şaşırtıcı derecede azgın yaratıklardır tahta kuruları . erkeklerinin uzun, ucu sivri cinsel organları vardır ve sürekli erekte halinde gezerek ,sokacak delik ararlar.
Adını duyduğumda tedirgin yaşadım bir kaç ay.