dağınık bir odadan kurtulan ve bu mutlulukla işin içine teknolojik bakış açısını da dahil ederek kendi felsefi görüşünü oluşturan insandır.
oda sonuçta, bu kadar kasmanın manası ne? tabi ki bir sebebi var. adam o odada yıllardır göçebe hayatı yaşıyor. eşyalar nerde dağ olursa diğer tarafta takılıyor. baktı ki rahat edebileceği yer yok, odaya uğramıyor. "ulan orası benim odam yaa", "niye kendime bu zulmü yapıyorum" falan diyor. içi içini kemiriyor falan.
masada, sehpada, orada burada biriken 15-20 tane bardak, tabak, çanak... cips, kola benzeri aparatların atıkları. belki 7-8 tane ağzına kadar dolu olan kül tablası. etrafta biriken eşyalar...
radikal bir karar alınır ve, içses ile hesaplaşılır;
- hadi oğlum yaparsın lan!
+ yaparım lan niye yapamıyım
- yaparım tabi lan ne var en fazla 2 saat.
+ 2 saate mis gibi olucak lan odam.
velhasıl iş başı yapılır, fonda motivasyon için bir müzik kesinlikle vardır. olayın ortasına gelindiğinde insan daha bir gaza gelir. oda tamamen bitmiştir, adım atılacak yerler ortaya çıkmıştır, halı veya parke artık zeminde ne varsa, onu görmüştür odanın sahibi ancak yoluna devam eder. toz bezi alır tozları falan yok eder, süpürgeyle yeri süpürür, oda parfümü falan alınır böyle oda güzel koksun diye. ve hep aynı klişe ile karşılaşılır;
hemen akabinde, "odama format attım, mutluyum", "artık tertemiz bir sayfa açtım" mesajları verir insanın iç dünyası... üç gün sonrası mı? onu konuşmaya gerek yok, sonuçta neler olacağını hepimiz biliyoruz...
sınavı olan insandır. mutludur, hatta kendine sözler verir 'bir daha dağıtmayacağım hem ne var sanki çok mu zor sadece aldığını yerine koyacaksın' lakin bu insanı sadece toplamakta kesmez eğer çok önemli bir işi varsa ertelediği, odanın şeklini de değiştirir işte o zaman ertelenmesi gereken iş ertelenmiştir ve nihayetinde yorgunluktan temiz, yeni -format atılmış- odasında mışıl mışıl uyur.