bazen neden bu kadar salak olduğunu düşündüğün insan olur kendisi. nasıl desem, tamam bazı konularda iyi anlaşıyorsunuz diye özelinizi de onunla paylaşmanız beklentisi içine girebilir. kulak misafiri olduğu telefon konuşmanızla ilgili sorular sorup can sıkabilir. bütün akşam abur cubur yiyip, ağzını bir an bile boş bırakmayıp, sabaha kadar aptal saptal kore dizileri izleyip duran oda arkadaşıma bakıp bazen aklımdan onun nasıl bu kadar boş yere yaşayan biri olduğunu falan geçiriyorum. sonra başka bir şeye dikkatimi verip onu unutuyorum. yine de bu zamana kadar bir kere bile kendisine laf sokmuşluğum ya da kötü bir niyetle yaklaşmışlığım yoktur. özünde iyi biri, adım başı kafadan kontak insana rastlamanızın çok yüksek ihtimalli olduğu şu bok çukuru yurtlarda tamamen yalnız, kimsesiz kalmaktan iyidir. birşey demiyorum, ne yaparsa yapsın zira kendisi ne düşünür bilmiyorum ama benim onunla koruduğum bir mesafem halen var, hep olacak. siz siz olun kimseye karışmayın, sonuçta kim ne kadar salaklık yapıyorsa da kendine zarar, size ne... ama yurt gibi bir ortamda muhakkak mesafenizi koruyun insanlarla.
arkadaştır, dert ortağındır, geceleri ders çalışmak yerine muhabbet ettiğindir, sabah uyandırmak için yüzüne tokat atandır.
üniversitede kiminle aynı odada kaldığınız çok önemlidir, eğer uyum sağladığınız biri değilse büyük problemler yaşayabilirsiniz. bu biraz şansa bağlı durum.
milletin ve en önemlisi senin sınav notlarını kıskanan,
patavatsızca konuşan,
rahatsız olduğunda uyardığın zaman senin inadına rahatsız etmeye devam eden,
insan içinde hayvan gibi, saygısızca davranan,
başkalarının özeline saygısı olmayan,
çocukluktan hâlâ kurtulamamış versiyonlarından uzak durulması gereken insandır.
Bazen bir oda arkadaşı olmaktan öteye gidebilecek kişidir.
Üniversitenin ilk yılıydı, apart denilen bir meskende 2 kişilik bir oda tutmuştum ve Yavuz'u ilk o zaman görmüştüm.
Yavuz'da benim gibi üniversite okumaya gelmiş maddi durumu yüzünden ve devlet kontrolünden sıkıldığı için devlet yurdu yerine bu apartta oda tutmayı tercih etmiş bingöl' lü bir öğrenciydi. Doğuya has o esmer teni ve beyaz dişleriyle çok yakışıklı bir erkekti.
Yavuz'a gay olduğumu söylememiştim, tam 6 ay geceli gündüzlü beraber geçirmiştik, aynı oda da nefes alıyorduk, fakat ben onun nefesini hissetmek istiyordum. Alkol kullanmıyordum ve Yavuz'un nefesini tenimde hissetmek için 1 bira içtim ve aşırı alkollüymüş gibi hareket etmeye başladım.
üstümü çıkartıyordum, sadece külotum kalmıştı altımda, saçma bir şekilde sarhoşmuşum gibi dans etmeye başlamıştım, Yavuz tüm bu olanlara sadece gülüyor ve
- çok sarhoşsun sen, 6 aydır ilk defa seni böyle görüyorum
diyordu.
Onun o güzel tatlı içimi eriten gülüşünü gördükçe daha da yüz buluyor, ona karşı daha da çekildiğimi hissediyordum.
En sonunda sarhoşluktan başım dönmüş gibi yaparak Yavuz'un kucağına bıraktım kendimi.
Yavuz şaşırmıştı ve onu öpmeye başladım, artık Yavuz'un hızlı ve sesli aldığı nefesi hissediyordum, o gün ve bütün gece Yavuz'un nefesini kendi nefesimmiş gibi yakından hissettim.
Artık oda arkadaşı değil sevgili olmuştuk. Ta ki Yavuz memleketinden bir arkadaşıyla beni buluşturup
- Aramızdaki şeyi 3'ümüz paylaşalım mı ? diye sorana kadar.
Yavuz benim duygularımı anlamamıştı, o sadece aramızdakilerin cinsel açlığımızı gidermek olarak görmüştü.
Sonuç belki de oda arkadaşınızla sevgili bile olabilirsiniz.
insanı vezir de rezil de edebilecek kişidir. kafa olmazsa kavgalar yaşanır huzur kalmaz, kafa olursa da pek ders çalışamazsınız. dozunu ayarlamak zordur, alternatifi yalnız yaşamaktır.
insanı salak yerine koymayanı makbuldür. Mümkünse insan olması tercih sebebi. Siz ona saygı duyup aynı saygıyı bulamıyorsanız; bu bir cinnet sebebi olabilir. Sabır diyelim ama biz.
karakteri çok önemli uzun zaman beraber yaşayacaksınız çünkü. Beraber rahat oturup konuşulabilecek, halden anlayan, eğlenceli olmalı(yız)..
Misal bende öyle bi tane var ki insanı katil edebilecek güçte..