--spoiler--
Günün kapıları açılır
dilin kapıları gibi,
bilinmeyene.
Dün gece anlattın bana:
Yarın
imleri düşünmek zorunda olacağız,
görünümü çizmek, planı tasarlamak
çift katlı sayfası üzerine
kağıdın ve günün.
Yarın, yaratmak zorunda kalacağız,
yeniden
bu dünya gerçeğini.
Gözlerimi geç açtım.
Saniyenin bir anı için
Aztek'in duyumsadıklarını duyumsadım,
uzanıp beklerken
dağlık durunun kıvrımında
ufuktaki çatlaklar arasından
zamanın kesin olmayan dönüşünü.
Fakat hayır, yıl geri dönmüştü.
Bütün odayı doldurdu
ve bakışım neredeyse dokundu ona.
Zaman, bizden yardım almadan,
yerleştirmişti
tıpkı dünkü düzen içinde
boş cadde üzerine evleri,
evler üzerine karı
kar üzerine sessizliği.
Yanımdaydın,
hala uykuda.
Gün yaratmıştı seni
fakat henüz onaylamamıştın
gün tarafından yaratılmayı.
-Benim yaratılmamı da belki.
Bir başka gündeydin.
Yanımdaydın
ve gördüm seni, kar gibi,
görünüşler arasında uyuyan.
Zaman, bizden yardım almadan,
evleri yaratır, caddeleri ağaçları
uyuyan kadınları.
Gözlerini açtığında
yürüyeceğiz, bir kez daha,
saatler ve yarattığı şeyler arasında.
Görünüşler arasında yürüyeceğiz
zamana ve birleştirdiklerine tanık olacağız.
Belki günün kapılarını açacağız.
Ve sonra bilinmeyene gireceğiz.
--spoiler--
"boş boş seviyorum demekle olmaz; göstereceksin sevdiğini, hissettireceksin. yapamıyorsan eğer; o vakit yoldan çekileceksin ki sevdiğini gösterebilen gelsin ve sevilmeyi hakeden sevilmekte olduğunu hissetsin." sözünün sahibi meksikalı şair, yazar.
Dokunuş
ellerim
varlığının perdelerini açar
seni daha derin bir çıplaklıkla giydirir
gövdenin gövdelerini ortaya çıkarır
ellerim
gövden için başkabir gövde yaratır *
Meksikalı yazar, şair ve diplomat. 1990 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştır.
octavio paz; Octavio Paz Solórzano ve Josefina Lozano'nun oğlu olarak şu anda Meksiko Şehri'nin bir parçası olan Mixcoac kasabasında doğdu ve burada büyüdü. 1945 yılında diplomatik görevlerine başlayan Paz 1962 yılına kadar Fransa'da kaldı. Burada ünlü şair Pablo Neruda ile beraber çalıştı. 1962 yılında Meksika'nın Hindistan büyükelçisi olarak bu ülkeye gitti. 1968 yılında Tlatelolco katliamından sonra hükümeti protesto amacıyla ülkesindeki bütün görevlerinden istifa etti.
Çok sayıda şiir ve makale yayımlamıştır.
Ödülleri
* Nobel Edebiyat Ödülü
* Alman kitap yayımcıları barış ödülü
* Cervantes Ödülü
* Ulusal Edebiyat Ödülü (Meksika)
* Premio Mondello (Palermo, italya)
* Alfonso Reyes Ödülü
"Ben yaşadıkça deneyim kazanacağımı sanırdım. Oysa anladım ki deneyim kazanmak da bir yetenek meselesiymiş. Bu yetenek bende olmadığından ne yaşarsam yaşayım deneyim elde edemiyorum." octavio paz
"dünyada tek bir şiir vardır ve bütün şiirler ondan doğar. her şair kendi anladığını kendi kültürünce gördüğü kısmını yazar bu tek şiirin" sözlerinin sahibi olan meksika'lı yazar, şair hatta diplomattır. 90'ların sonunda vefat etmiştir.
"yalnız olduğunu bilen, birbaşkasını arayan tek varlıktır insan. bu yüzden de kendisinin bilincinde olduğu zaman, bir başkasından yoksun olduğunun yani yalnızlığının da bilincinde olur..." octavio paz
Yürür ırmak kıyısında, çıplak, sağlıklı, yeni yıkanmış, yeni
doğmuş geceden. Yazdan derlenmiş mücevherler yanar
göğsünde. Yanardağın ağzında büyür mavi, neredeyse kara
ot, kurumuş ot, örterek dişiliğini. Karnında kanatlarını açar
bir kartal, iki bayrak sarılır birbirine ve su, dinlenir. Çok
uzaklardan gelir, o nemli ülkeden. Çok az kimse gördü onu.
Gizini açıklıyorum size: Gündüzleri, bir taştır yolun
kıyısında; geceleri, bir ırmak, akar erkeğin yanında.
hakettiği değeri bir ödülle sağlamak ne derece doğrudur bilinmez ama hakettiğini şahsi kanaatimce alamamıştır.
taşlar zamandır
rüzgâr yüzyıllarca rüzgâr
ağaçlar zamandır
insanlar taştır
rüzgâr döner kendi çevresinde ve gömülür
taştan günei
hiç su yok burada gözlerinin onca parıltısına